Medya: Aden Güneş
Bol bol yorum ve oy vermeyi unutmayalım lütfen. İyi okumalar <3
♪-♪-♪
Bölüm 4
Kaçmak Kötü Bir Şey
Rüyanın etkisiyle uyandım. Küçük kız daha önceki rüyalarımda o çocuğu tanıyordu ama şimdi nasıl tanımazdı? Garip, çok garip. İğneden dolayımı acaba? Anlamsız bakışlarla etrafa baktım. Odada kimse yoktu. Yataktan kalkıp üstümü değiştirdim. Üstüme mavi kazağımı, altıma ise kırmızı eşofmanımı ve sarı çoraplarımı giydim ve odadan çıktım. Salona geçtiğimde sadece Beril, Deniz ve o ruh hastası yoktu. Yemek mi hazırlıyorlardı acaba?
Salondan lavaboya geçtim. Elimi yüzümü yıkadım. Dolapların kapaklarını açıp hem toka hemde tarak aramaya başladım. Saçım çok dağılmıştı. Dolaptan tarak ve toka buldum ve saçımı tarayıp topuz yaptım. Zaten genellikle topuz yapardım. Hem daha rahat oluyor hemde diğer türlü bana niyeyse çok sıcak basıyor. Lavabodan çıktım. Maymun suratlının kapısı kapalıydı. Aşağıdan sesler geliyordu. Merdivene doğru gidince merdivenin altında Polen vardı.
"Heh Ada kahvaltı için Kayra'yı uyandırır mısın?" dedi Polen. Şu ruh hastasından da yalan yok birazcık, çok.. ... çok az korkuyordum.
"Ben uyandırmasam ya kızar o bana" dedim, Polen'e.
"Hadi ama Ada beni oraya kadar yorma" dedi sitem ederek. Pes edip Kayra'nın odasına gittim. Kapıyı tıklattım ama ses gelmedi. Kapıyı açtım ve içeri girdim. Yarı ayık bir şekilde bana bakıyordu. Kaşlarını çattı.
"Iı... .. Şey... . Yemek hazırda uyansan mı artık?" sonlara doğru yine sesim sitem dolu çıkmıştı. Ben bundan gıcık kapıyorum ya.
"Tamam üstümü değiştirip geliyorum. Ha birde bir daha odama izinsiz girme sonuçları fena olur!" dedi gereksiz. Ama ben kapıyı çaldım o da ses verseydi alla alla napam. Bak yine sinir oldum.
"Sakin Ada, sakin. Boş ver şunu" dedim kendi kendime. Odadan çıktım ve aşağı mutfağa indim. Yemekte melemen vardı. Çok severdim favori yemeklerimden biri melemendir. Hemen sandalyeye oturacaktım ki Ateş sandalyeyi önümden çekti. Ona sinirle baktım.
"Ne diye çekiyorsun sandalyeyi önümden alla alla!" sabah ters tarafımdan da kalkmamıştım, ne bu sinir.
"Kayra Beyin yeri orası caniko hadi başka sandalyeye. İçeriye götürdüğün sandalyeyi geri getir. Hadi yallah" dedi beni kapıya doğru iteklerken. Ondan kurtuldum ve salona geçip sandalyemi aldım. Ben sandalyeyi götürürken Kayra yeni merdivenlerden iniyordu. İkimizde mutfağa geçtik. Ben sandalyemi Beril'in ve Ufuk'un ortasına koymuştum. Kayra Ufuk'a çok pis baktı. Niye öyle baktı anlamadım ama sonra yerime oturdum. Önüme kocaman bir tabak menemen koydum.
"Keşke hepsini alsaydın da biz yemeseydik be Ada" dedi Uzay pisliği. Herkes kıkırdadı. Bende kırılmış numarası yaparak;
"Hıh tamam alın yemiyorum" dedim ve tabağı onların önüne ittirdim.
"Sus geveze Uzay, ye canım sen ona bakma, pisliğin teki o" dedi İlayda, Uzay'a. Kahvaltıyı neredeyse herkes bitirmişti.
"Ada yaran iyi mi, iyileştiyse bu gün eğitimlere başlıyoruz, haberin olsun" dedi Ufuk tatlı ve güzel ses tonuyla. Ne eğitimiydi ki bu, bende mi onlar gibi adam öldürecektim? Hayır böyle bir şey asla yapmam. Dikkatimi dağıtan Kayra'nın masadan hızlı ve sinirli bir şekilde kalkması oldu. Niye sinirlenmişti anlamamıştım. Kayra'nın arkasından Uzay ve Ateş kalktı. Onlarda tabi Ufuk'a ters bir bakış attılar. Bence iyi çocuktu Ufuk. Yani en azından bana öyle davranıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Orman
Novela JuvenilBir gün üç arkadaş; Ada, Aden, Polen bir ormana kamp yapmaya giderler. Gece olduğunda çadırlarına geçerler herkes mışıl mışıl uyurken Ada bir hışırtı duyar. Kızlara der ama kızların umrunda olmaz. Ada ise tekrardan uykuya dalar. Sabah uyandıklarınd...