7. Bölüm Çöküşümün Ayak Sesleri Yavaş

235 12 0
                                    


Oy ve yorum unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar🍷

7. Bölüm

"Geriye dönmek için çok uzaktayız artık.
Ama arkama baktığımda hep orada olacaksın."




Tutsaktı; elleri kolları bağlı, sesi çıkmaz ve hayatının tüm ışığı sömürülüp bırakılmış, arafta bir yerlerde sıkışıp kalmış gibiydi. Bir kar küresinin içerisindeymiş gibi hissediyordu kendisini. O camları kırarak çıkamıyordu. Denemişti fakat ruhunun her tarafını saran kan içerisindeki derin kesiklerle geri çekilmek zorunda kalmıştı. İçerisi sessiz çığlıkların yankısı ile titreşirken dışarıda tek bir ses dahi yoktu. En çok içindeki sessizliği duyunca korkuyordu. Hiçbir şeyden değil, kendisinden korkuyordu aslında. İçindeki sönmüş ışıkların eseri en koyu karanlıktan korkuyordu. O karanlığa gizlenmiş kendisinden korkuyordu. Karanlık onu öyle bir üşüştüyordu ki donmuş zihnini, hislerini, kalbini, ruhunu çözecek alevlere sevdalanmıştı. Yanmayı diliyordu. Onun yangını ise aşkıydı.

Nemli bakışları en az kendisi kadar soğuk denizin dalgalarını seyrederken geride bıraktıklarından bihaberdi. Aklında dönüp duran düşünceler yüzünden onları düşünemiyordu.

"Leylaa, görüyor musun ağacın kavuğunda küçücük mantarlar çıkmış, çok tatlılar,"
Nazlı heyecanla mantarları incelemek için oturduğu yerden hızla kalkarak arkasını döndü. Yüzü arkasındaki toplulukta arayıpta bulamadığı kişiyle endişeyle asılırken etrafına bakınan abisine döndü. Sanırım o da Leyla'nın yokluğunu farketmişti.
"Abi, Leyla nerede? Senin yanındaydı en son," dedi şüpheli ses tonunu bastırma gereği duymadan.

"Benim yanımda değildi," dediğinde sesi umursamaz çıkmıştı.
"Nasıl, Leyla nerede bilmiyor musunuz?"
Özgür'ün sinirle burnundan soluyup telefonu cebinden çıkarırken öfkenin mesken tuttuğu bakışları Boran'ın üzerindeydi. Nazlı, Leyla'nın en son Boran'ın yanında olduğunu söylüyordu. Aklındaki düşünceler onun Leyla'ya bir şeyler söylemiş olduğu yönündeydi. Yoksa Leyla asla kendisine haber vermeden yanlarından ayrılarak gitmezdi. En son ki Boran ile tartışması aklına gelince de bu şerefsizin kardeşi gibi görüp sevdiği Leyla'ya yine kötü söz etmiş olması düşüncesini onaylıyordu.

Telefondan bulduğu Leyla'nın numarasını arayarak kulağına yasladı. Telefon uzun uzun çalmış fakat yanıt alamamıştı. Birkaç kere daha deneyip yine cevaplanmayınca ortamdaki sessizliği bozarak,
"Ne dedin lan ona? Bize haber vermeden gideceği kadar hangi sözü ettin yine ona?" diye bağırdı.

"Sakin ol kardeş, belki gelmek istemedi ve geri döndü. Ya da gelirken bir şey ilgisini çekti ve duraksadı. Bir gidip kontrol edelim, ondan sonra celallen. Ne malûm Boran'ın kıza laf ettiği, kardeşi gibi sever onu kıyamaz," diyerek ortamın bozulacağını bilerek yumuşatmaya çalışan Alper'e çevirdi alaylı sırıtmasını takındığı yüzünü. Serkan, Furkan, Yavuz ve Alper yavaş adımlarını Boran'ın yanına atmışlardı olacak herhangi bir kavga durumuna engel olmak amacıyla. Sırıtması kendisine dümdüz bakan Boran'a dönünce yüzünde daha da büyümüştü. Sinir doluydu alayı.
"Aynen, kardeşi gibi. Ve sever ve kıyamaz," dedi ve ağzının içinde küfürler mırıldanarak arkasını dönerek yürüdüğü yolları hızla geri yürümeye başladı.

Duyduk ki Adın Leyla/SAĞANAK MAHALLESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin