Oy ve yorumları eksik etmeyin lütfen...
Keyifli okumalar 🤍
9. Bölüm
"Gideceğim yeri zaten biliyorsun,
bir kere bile sormasanda."
"En kötü günümde de yanı başımda olacak mısın?""Olacağım."
"Ya olmazsan?"
"Bedenen olmasam da, aklım ve kalbim yanında olacak her daim. Bana ihtiyacın olursa, elini kalbinin tam üzerine koy, Amber. Atıyorsa eğer, işlevini kaybetmemişse bil ki ben hep sendeyim. Yanındayım, en kötü gününde bile."
Neden düşünürken kaşlar çatık, dalgın bakar insan? Çünkü endişesi vardır. Kim düşünce silsilesi arasında kaybolmuşken, arayış içerisinde gülümser ki zaten? Arayışı olumlu karşılanırsa şayet belkiler içerisinde kaybolur bu defa. Sonucun ağırlığı beli kamburlaştırdığı da olur muhakkak.
Doğumdan ölümümüze dek adı verilen hayat oyundan ibarettir. Fakat bir yerde kaderin kalemi oyunu bozunca, sıkı sıkıya tutunduğumuz ipler kopar ve ruhumuz kalemin mürekkebi ile kirlenir. Özümüz mürekkep kusmuğu ile bulanırken bedenimiz de bundan nasibini alarak, hastalıklı ve yaralı bir kalp muhafaza eder içinde.
Hastalıklı yanımın beni esir ettiği sinir damarlarımı çatlatırken, dünyaya sığamıyor gibiydim. Yaklaşık yedi saat kadar önce muhtemelen Amber'in karşı çıkmaları sonucu başından ağır yaralanan Onur şerefsizi ambulans ile hastaneye getirilmiş, acil ameliyata alınmıştı. Aldığı darbelerden kaynaklı beyin kanaması geçirdiğini öğrenmiştim. Serkan, hastaneye getirileceğini ve durumunun ağır olduğunu belirttiğinde kendimi hastane kapısına atmış gelmelerini beklemiştim. Amacım onu görmek değildi, aldığı darbelere bir yenisini ekleyerek kritik durumuna artı olarak ölümünü garantilemekti. Fakat her ne kadar ona ulaşmaya çalışsam da engellenmiştim. Öfkem kursağımda kalınca önüme geçene yumruklarım ile içimi kusmaya çalışmıştım. Yine de nafileydi. Azalmıyordu etimi lime lime eden sinir.
Polis soruşturma başlatmıştı. Onur itinin yattığı yoğun bakım odasının ve Amber'in kaldığı odanın önünde bekliyorlardı. Olay yeri inceleme, Amber'in evine doğru yol almıştı yarım saat kadar önce. Bende dahil birkaç kişiden ifade alarak Amber ve Onur'un uyanmasını beklemeye başlamışlardı. Onur'un yıllar öncesinde Amber'e olan takıntısını tüm mahalle biliyordu. Fakat bu gece neden onun evinde olduğunu açıklayamıyordum içimde deliren bir diğer kişiliğime.
Gün doğmaya yakın iken annemi, Nazlı'yı ve babamı eve göndermiştim. Her ne kadar Yavuz, Serkan ve Furkan'ı da yollamak için uğraşsam da gitmemişler, peşimde yavru ördek gibi dolanıyorlardı. Elimden bir kaza çıkmaması için bunu yaptıklarını biliyordum fakat bu durum canımı sıkıyordu. Bir yerde düşünceleri doğruydu. Mesleğimi kullanarak yoğun bakım odasına girip Onur'u öldürmek içimden az geçmemişti. Özgür'e ise haber verme işini Nazlı üstlenmişti. Ne tepki verdiğini bilmiyordum fakat tahmin edebiliyordum. Ki ilk uçağa bilet kesmesinden zor olmuyordu tahmin etmesi.
Şimdi ise her an ayakta uyudu uyuyacak Serkan, peşimde dolanmaktan yorulan Furkan ve geldiğinden beri sessizliğinden ödün vermeyen Yavuz ile Amber'in odasına doğru ilerliyorduk. Hasta bakımdan odaya girme iznini kapar kapmaz odaya geçtik. Odaya girdiğim an, pek de hayal ettiğim gibi olmamış, beni onun kokusu karşılamamıştı. Hastanenin mide bulandırıcı kokusu onun kokusunu bastırmıştı. Vücudunun her yerini morluklar kaplamıştı resmen. Bacakları, eli, kolları ve yüzünde bulunan yer yer kesik izleri sargıya alınmış ya da bantla kapatılmıştı. Vücudundaki kan izleri temizlenmiş yerini sarı renk merhemler almıştı. Karşımdaki görüntü her ne kadar içimi burksa da irademe hakim olarak bakışlarımı üzerinde tutmaya devam ettim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duyduk ki Adın Leyla/SAĞANAK MAHALLESİ
Ficción Generalmahalle kurgusu... Ailesini trajik bir kaza sonucu kaybeden Leyla Amber Muna, bütün anıları, anılarında yer alan insanları ve aşkını geride bırakarak doğup büyüdüğü mahalleyi terk eder. Aradan geçen yaklaşık dört yılın ardından geçmişiyle yüzleşmeye...