"Beni becermek istemediğin için mi şaha kalkmış durumdasın Öğretmen Bey?"
Elimi giydiği kumaş pantolonu zorlayan küçük beyde gezdirirken tam olarak gözlerinin içine bakıyordum. Söylediği her bir sözü ona yutturacaktım.
"Erdemlerini vurgulamaktan vaz...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
Bazen geriye dönüp baktığımda hayatta ne kadar çok şeyi kaçırdığımı fark ediyordum.
Kaç gün doğumunu, kaç gün batımını, kaç yıldız kaymasını, kaç gökkuşağını?
Zaman hızlı geçer demişlerdi zamanında. İnanmamıştım.
Şimdi geriye dönüp baktığımda yaşayamadığım çocukluğum, evde kalıp sabaha kadar ders çalışarak çürüttüğüm gençliğim hepsi benim hayatta birçok şeyi kaçırmama sebep olmuştu.
Hemen büyümek isteyen çocukluğum, büyüdüğü için zamana lanet okuyan gençliğim hepsi benim geçmişimdi aslında. Acısıyla-tatlısıyla, sevinciyle-hüznüyle yaşadığım her şey geçmişime aitti.
Geçmişim ise geleceğime... Geçmişte ve şimdi yaşadıklarım geleceğimin bir parçası.. Her ne kadar geleceğe odaklı yaşasamda geçmişim peşimden gelmeye devam ediyordu.
O yüzden geçişim ile barışık yaşamayı öğrenmem lazımdı.
Geçmişimde her ne yaşamış olursam olayım geleceğim için sevmeyi öğrenmem lazımdı.
"Söylememe gerek var mı bilmiyorum ama bende seni seviyorum. Çok seviyorum hemde." Dedim ve uzanarak yanağına ıslak bir öpücük bıraktım.
"O zaman evlen benimle..." Dediğinde gözlerim aralandı,nefesim kesilir gibi oldu.
Ne?
Şaşkınlıkla Arslan'a bakarken onun gözleri beklenti doluydu.
