Hilmi
Söylediklerinden sonra zaman durmuş gibiydi. "Sayende artık bir sebebim var, söz veriyorum mutlu olacağız hem de çok" dediğimde dudağının kıvrıldığını ve yüzünün allandığını farkettim.
Tek dokunuşu ile günlerce oturup anlatsam emin olamayacağı şeyleri gördüğü için o da ben de rahatlamıştım. Kendi özelliklerimi daha önce fanilerinde kullanmasını sağlamıştım, fakat hiçbiri beni okuyamamış hissedememişti. Levent'in özel olduğunu biliyordum.
Ona doğru döndüğümde mutluluktan bir karış açılmış ağzıma dalıp gittiğini gördüm. Kalbim son hızla atmaya başladı, o... o benim dudaklarıma mı dalmış diye düşünürken titremeye başladım içimde havaifişekler patlıyordu.
Benim garipleştiğimi farkedince silkelenerek kendine geldi. Kulaklarına kadar kızarınca dudaklarıma baktığını farkettiğimi anladığını anladım. Ona bir adım attım, nefesini tuttu. "Nefes al" dedim bir adım daha attım.
"Zihnini okumama gerek kalmadan vücudundan seni anlamak, gözlerinde kaybolmak o kadar müthiş bir duygu ki.." iyice yaklaştığımda ellerimi incecik beline sardım. Spor yaptığı belli olan sırtında geziye çıkan ellerim, kokusuna mest olduğum saçlarını öpen dudaklarım, titreyen vücuduna sarılmaya çalışan tüm uzuvlarım ile bende kendimi kaybettim.
Benden birazcık kısa olduğu için çenesinden tutup yüzünü bana doğru kaldırdım. Tam dudaklarına yapışacakken gözlerim yaşlanmış gözlerine çakıldı. Sarısıyla yeşiliyle kahverengisiyle beni kendine tutsak eden gözlerde yaşlar vardı. Kırılmış mıydı, hızlı mı davranmıştım? Hemen bir adım geri attım kendimi. Ellerim vücudum onsuzluktan buz kesti, kokusu burnumun ucunda dalgalanmaya başladı.
"Özür dilerim" dedikten sonra döndüm odama doğru yöneldim.Hızlıca gelip kolumdan tutarak beni geriye çekti, benim yaptıklarımın aynısını yapmaya başladı. Ona göre daha kalıplı olan vucuduma sarıldı, dokunduğu yerler alev alev yanarken, burnunu derin derin solurken boynuma sürttü.
"Özür dileme" derken dudağımın bittiği yere bir öpücük bıraktı. "Sadece anlattıklarına alışmaya çalışıyorum, önceden yaralar aldım savaşlar atlattım. Kimsenin beni ben olarak kabul etmediği sorunlu hayatımda, sen bana cenneti vadediyorsun. Alışık değilim sevilmeye.." dediği anda dudaklarına yapıştım. Saniyelerse bile zaman durmuş gibi geldi, yeni doğmuş bir bebeğin nefes almayı öğrendiği anda gibi hissediyordum kendimi. Saniyelerce soluğum kesilmesine rağmen ilk kez nefes aldığımı hissettim. Ben alt dudağını dudaklarıma sıkıştırmışken o da üst dudağımı emmeye başladı.
Dudaklarımızı ayırmayı başarabildiğimde utandığı için kıpkırmızı olduğunu düşündüğüm yüzünü boynuma gömdü. Kıkırdayarak saçlarını okşamaya, okşadıkca dağılan vanilya kokusunu solumaya başladım. O da derin nefesler alıyordu.
"Ben seni severim, şimdiye kadar kimsenin kimseyi sevmediği şekilde severim hemde. Unutursun sevgisizlikle geçmiş günlerini. Seni öyle bir severim ki bugünden öncesi aklına bile gelmez" dedim. Kısa bir soluk aldıktan sonra "yeter ki cılız da olsa ufacıkta olsa ümidim olsun, sen de beni sev."
Kolları daha sıkı sardı bedenimi "ümidin hep olur da beni beklerken benden bıkmazsın umarım" dedi.
"Yüzyılda bulduğumu iki günde bırakır mıyım sandın bal gözlüm. Sen istesende ben artık kopamam senden" dediğimde gözlerinde galaksinin tüm yıldızlarını gördüm. O ışıltılar bana can oldu, buz gibi geçen kışıma bahar oldu, güneşi doğurdu.
"Ne zaman bana ihtiyacın olursa ben buradayım. Soracak sorun olduğunda, çözülecek sorunun olduğunda ya da bir omuza ihtiyaç duyduğunda hep burada olacağım. Sonsuza kadar dersen beklerim, sensiz bir dakikaya bile tahammülüm yok ama beklerim. Hele ki dudakların bana dünyaları bahşetmişken nasıl bırakırım seni" dedim.
Utanmıştı, o kadar güzeldi ki her hareketini dikkatlice izledim. Yutkunurken adem elmasının hareketini, ellerini nereye koyacağını bilememisini, ıslanmış dudaklarını büyülenmiş gibi izledim. O dahada tedirgin olmuş olacak konuyu değiştirdi " eeee.. yemek mi yesek? Hmm.." dedi ve kaçarcasına mutfağa gitti arkasında ağzı kulaklarında bir ben bırakarak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşım (bxb)
RomanceAilesinin zorbalığından kaçan Levent Öğretmen ve başına gelen olağan dışı olayların hikayesi...