Hilmi
Kendimi yeniden öğrenci gibi hissediyordum, bilfiil okulda bulunmam gereken zamanlarda okuldan kaçıp bu yaşımda sürekli okula geri dönmem yüzünden kendimi ergen bir çocuk gibi hissediyordum. Kafamda kabak yerleri estiren bu adamı peşindekilerden uzak tutabilmem lazımdı.
Ne demişler dostunu yakın tut düşmanını daha da yakın. Sarışın hatun bal gözlümün etrafında dolanıp durdukça bana rahat yoktu.
Çok sevgili Ayten Hanımcığımın zihninde birçok erkekle ilgili birçok düşünce varken, yeni kan bulduğu için Levent'i bu düşüncelerin en ön sırasına oturtmuştu. Benim nazlı yarimin hiçbir şeyden haberi olmadığı için kınalı kuzu gibi yanında takılmaya devam ediyordu.
Kantinden çıkmış okula doğru yönelen kadını görünce hemen atıldım "Ayten Öğretmenim nasılsınız? Uzun zaman oldu sizi görmeyeli" dediğimde çakıldı kaldı. "H-hilmi Bey" etrafına bakındı, arabam görüş açısına girdiğinde sarı saçlarını omuzundan geriye atarak gözlerini süzmeye başladı. "Hilmiiii Beeyyyy" ismimi uzatarak söylemeye devam etti, "size Hilmi diyebilir miyim?" "Tabii ki biz artık arkadaşız, en yakınım burada sizinle birlikte biliyorsunuz. Bence artık sizi bizi bırakma zamanımız geldi" dedim.
"Evet evet haklısınız bence de artık çok daha fazla görüşürüz, değil mi?"
"Yaa evet çok haklısın, Levent'in nişanlısı ile benim nişanlım da çok iyi anlaşıyor, sizin de biri var mı acaba üç çift olarak gezmek eğlenceli olabilir" dediğim anda gözlerinin kararışına şahit oldum.
"N-Nişanlılarınız iyi mi anlaşıyor ne kadar güzel" dedi fakat kendini toplaması çok uzun sürmedi, yavru köpek bakışlarıyla "benim maalesef kalbimi çalan biri olmadı daha, ama sizinle takılmayı çok isterim Hilmiciğimmm" dedi adamı iyice vurgulayarak.
"Ben şimdi en yakın arkadaşımı bulmaya gitmeliyim ona söylemem gereken bir şey var da, kusura bakmasın değil mi" dedim inandırıcı olmaya çalışarak.
Okulun içinde dolaşmaya başladığında beni hıçkırık sesi duydum, kalbim i bir ellerine almış sıkıyor gibi hissediyordum.
Bizi düşünüyordu, hiç var olmayacağını düşündüğün sevgisini ve sevgimi anlatıyordu kendi kendine.İçinde herhangi bir canlının olmadığını anladığım sınıfa doğru ilerlerken omzundan tuttuğum gibi sevdiğim adamı sınıfa çektim. Tabii benim haşin erkeğim kolumdan tuttuğu gibi çevirdi. Kendisini savunması bile o kadar güzeldi ki, hemen bağrıma bastım onu.
"Şşiiişştttt, sen hep burada olacaksın, hep gerçek sevgimle sarmalanacaksın" dediğim anda gözleri kararmaya başladı.
"Lannn sen yine mi benim zihnime girdin!!" Ağzından çıkanları duyar duymaz sınıftan dışarı atıverdim kendimi. Yakalanırsan ne yapacağım belli olmaz korkusuyla zıplaya zıplaya kaçtım.
Okulun bahçesine çıktığımda yine Levent'in veledi ile gözlerin ondan ayırmayan çocuğu bir arada gördüm. Yüzümde kocaman bir sırıtışla yanlarına ilerledim.
"Ahmetciğimm" seslenişimi sonundaki iyelik eki, Ahmet yanındaki çocuğun yumruklarını sıkmasına neden oldu. Demek benim bebeğimin yanından ayrılmaz onunla dalga geçersin Ahmet Bey.
Gidip omzuna kolumu attım ve "Ahmetciğim, arkadaşın kim acaba bizi tanıştırmak istemez misin?" Ahmet garip bakışlarla bir ona bir de bana bakıyordu.
"H-hilmi Abi evet abim o benim, bu da.." bir an ne diyeceğini bilemediğini fark ettim "bu da Kaan benim b-benim..." Derken Kaan konuşmaya girdi. "En yakınıyım Hilmi abisi" derken omuzundaki kolumu yavaşça iteleyerek kendi tarafına çekti.
"Ahmetciğim ve Kaancığım herhangi bir şeye ihtiyacımız olursa aaabiniz olarak ben ve Levent Hocanız her zaman yanınızdayız" dedim abi kısmını uzatarak, göz kırpıp yanlarından uzaklaştım.
Biraz ilerleyip geri döndüğümde ikisini de afallamış şekilde bana baktığını gördüm. Kahkahalar atarak okuldan çıktım.
Sevenleri birleştirmek lazımdır değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşım (bxb)
RomanceAilesinin zorbalığından kaçan Levent Öğretmen ve başına gelen olağan dışı olayların hikayesi...