İlkay aynı gün hem terk edildi hem de tanımadığı kişiler tarafından kaçırıldı.
İşte tam o gün, yeni hayatının ilk sayfasına kuzgun siyahı bir mürekkep damladı. 🖤
21.10.2023 - 30.05.2024
• Eşcinsel 🌈
• +18, cinsellik, küfür ve olumsuz davranışlar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🖤
İlhan Bey'in baş köşede oturduğu kahvaltı masasından sadece çatal bıçak sesleri yükseliyordu. İlkay dakikalar önce vücudunu esir alan utanç yüzünden 'neden buradayım?' diye bile soramayacak durumda olduğu için susarken, Altuğ ise İlkay'ın utancı gibi baştan aşağı şok içinde olmasından kaynaklı sessizdi.
Odada yaşadıkları garip dakikaların ardından İlkay sonunda sesini bulunca, ''Hazırım.'' diye bildirdikten sonra Altuğ aceleyle odadan çıkıp gözden kaybolmuştu. İlkay hissettiği karmaşayla ilk başta ne yapacağını bilemese de küçük adımlarla sesleri takip ederek büyük evde kolaylıkla İlhan Bey'i bulabilmişti.
İlhan Bey ilk başta İlkay'ı tek görünce kaşlarını çatsa da çocuğu daha fazla korkutmamak için yüzüne normal ifade yerleştirip özenle hazırlanmış kahvaltı masasına davet etmişti. İlkay bu güzel daveti önce reddetmeyi düşünmüştü ama yatta kaldığı süre boyunca adam akıllı bir şeyler yemediği için midesi artık isyan ediyordu. Üstelik masa o kadar iştah açıcı duruyordu ki İlkay dışarı yansıtmadan kendi içinde boynunu büküp İlhan Bey'in işaret ettiği yere oturdu.
Kahvaltıya başlamak için neyi beklediklerini bilmiyordu ama önündeki yiyeceklere baktıkça açlığı kendini daha çok belli ediyordu. Sabırsızlıkla dudaklarını yalayarak masaya bakan İlkay İlhan Bey'in tebessüm etmesine sebep olduğu saniyelerde sonunda Altuğ teşrif edebilmişti.
Takım elbisesinin ceketini çıkarmış ve yine siyah olan gömleğiyle kalmıştı. Gömleğin ince yapısı bedenini daha çok gözler önüne sererken üzerine sıçramış yer yer daha koyu olarak belli olan su damlaları oldukça dikkat çekiyordu. Pantolonunda da bir kaç damla göze çarpıyordu ama yüzünü kurulamasına rağmen saç uçlarında ve hafif kirli sakallarında kalan nem yüzünü yıkadığını belli ediyordu.
Altuğ'un esmer teninde göze çarpan beyazlık İlhan Bey'in de dikkatini çekmiş olacak ki, ''İyi misin oğlum?'' diye endişeyle sordu. Altuğ masada hemen İlkay'ın karşısına oturduktan sonra babasını rahatlatmak adına hafifçe tebessüm etti. ''İyiyim baba, meraklanma.'' dedi, ilave olarak. Babasının boş yere kendisi için endişelenmesini istemiyordu.
''Rengin solmuş oğlum. Emin misin?''
''Eminim. Midem bulandı sadece ama geçti şimdi.''
O an duydukları yüzünden İlkay'ın yemek için çıldıran midesi kasıldı. Belki saçma olabilirdi ama nedense Altuğ'un mide bulantısının sebebinin kendisi olduğunu düşündü. Daha doğrusu çıplak halinin...
''Bir şeyler atıştırmaya çalış kahvaltıdan sonra da Nihal Hanım sana nane limon kaynatır. Hadi afiyet olsun.''
İlhan Bey'in cümlesinden sonra kahvaltı faslı başlamıştı ama İlkay'ın sadece dakikalar önce hissettiği açlık kaybolmuştu. Yine de iyice zayıf düşmemek adına tabağına bir iki dilim domates ve patates kızartması almıştı.
