23.Bölüm

1.6K 129 157
                                    

Keyifli okumalar...

🖤

Araya giren öpüşmeleri yüzünden planladıklarından on beş dakika daha geç sahile ulaştılar.

Yine aynı dün ki gibi insan kalabalığının yoğun olmamasından kaynaklı aynı yerlerine yerleştiler. Şansları hala devam ediyordu. Hava bile hala onlardan yanaydı çünkü yine tüm sıcaklığıyla tepelerinde olan güneş gecikmiş tatillerini yapmaları için kendilerine fırsat tanıyordu.

İlkay şezlonga yerleşir yerleşmez çantada ki güneş kremini alıp Altuğ'un tarafına geçti. Parmak uçları şimdiden karıncalanmaya başlamıştı. Altuğ havlusunu düzeltip sabırsız sevgilisine karşı gülümsedi. Tişörtünü çıkardıktan sonra sırtını İlkay'a döndü.

İlkay da dudaklarını yalayıp önünde muhteşem bir manzara sunan sırta kremi sürmeye başladı. Kremi Altuğ'un yapılı omuzları ve sırtına eşit bir şekilde dağıtmaya çalışırken yumuşak dokunuşlarının sebep olduğu kasılmaları parmak uçlarında hissediyordu.

''En ufak dokunuşumla bile böyle kasılıyorsun ya...'' dedikten sonra sustu İlkay. Aklına Altuğ ağzında hareket ederken kasılan kalçalarının elindeki hissiyatı gelmişti.

''Şikayetçi misin?''

Altuğ'un sorusuyla birlikte daha krem sürmediği ensesine kısa ama tüyler ürpertici bir öpücük kondurdu. ''Şikayetçiyim çünkü benimde kasılmama neden oluyorsun. Hani... Dün dudaklarınla hissettiğin şekilde.''

Altuğ'un kasılmaya devam eden bedenine dişlerini sıktığı için daha belirgin hale gelen çenesi de eklendi. Altuğ'un aksine İlkay oldukça rahattı. Altuğ'un siyah gözlerini görmedikten sonra aklındaki her şeyi filtresiz bir şekilde söyleyebilirdi. Güneş kremini Altuğ'un beline sürerken parmaklarının ucunun şortun içine kaydırıp kalçalarına dokunması da bu rahatlıktan kaynaklıydı.

''İlkay, tehlikeli sularda yüzüyorsun.''

''Hayır, sevgilim. Baksana deniz yine çok sakin görünüyor. Senin aksine.''

Altuğ kremin tüm sırtına sürülüp sürülmediğini umursamadan ani bir hareketle İlkay'a doğru döndü. İlkay'ın parmak boğumlarına kadar beyaz krem bulaşmış eli havada kalmışken açık kahve gözleri bunu beklemediği için şokla aralanmıştı.

''İşine devam etsene sevgilim.'' diyerek İlkay'ın havada ki elini bileğinden tutarak göğsüne yasladı. ''Dinliyorum ben seni. Ne diyordun?''

''Hiç.'' İlkay ağzından çıkan harfleri uzatarak cevap verdikten sonra kremi tekrardan sıkarak parmaklarını harekete geçirdi ama bu sefer sessiz olduğu için aklında dönenlerle baş başa kalmıştı. Altuğ'un tüm göğsü ince bir tabaka beyaz kremle kaplandıktan sonra parmaklarını karnına doğru kaydırdı. Şekilli kasların parmak uçlarında bıraktığı hisle farkında olmadan dudağını ısırdı.

''Parmaklarını yine şortumun içine kaydırmaktan çekinme güzelim.''

Altuğ bunu tabii ki bir beklenti içinde olarak söylememişti ama bugün damarlarında farklı bir cesaret aktığına inanan İlkay hiç düşünmeden az önceki gibi parmak uçlarını şortun içine kaydırdı. Bu hareketle Altuğ'un penisine ulaşamazdı ama onun yerine kasıklarında ki belirgin damarlara temas etmek ikisi için de yeteri kadar zorlayıcıydı.

Altuğ nasıl tepki vermesi gerektiğini şaşırmıştı. İlkay hiç utanmadan yaptığı hareketlerini sonucunu düşünmüyor gibi görünüyordu. Yoksa hala geri çekmediği parmaklarıyla kasıklarını okşamaya devam etmesini başka türlü açıklayamazdı.

''Seni bu şezlonga yatırıp bayıldığın gibi uzun uzun öpmemi istiyor gibisin.''

''Bu dediğini eve geçince yapmalısın çünkü kimsenin bizi bölmesini istemiyorum.''

RAVEN bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin