25.Bölüm

1.3K 97 134
                                    

Keyifli okumalar...

Bölüm ithafı; girlinthedarkair 💕

+18 kısmı okumak istemeyenler direkt ikinci siyah kalpten sonrasına atlayabilirler.

🖤

Altuğ dilini ağzının içinde, damaklarında gezdirip kendi diliyle temas ettirdikçe İlkay tatlı tatlı inliyordu. İkisi de gün geçtikçe yakınlaşıp birbirleriyle tecrübe kazandıkça öpüşmeleri bile olması gerekenden daha fazla zevk vermeye başlamıştı.

Altuğ'un şiştiğini kendi dudaklarında bile hissettiği alt dudağını emerken kalçalarını yoğuran sıcak ellerin baskısıyla altında ki penise daha sert sürtünüyordu. Her zaman ki gibi tatlarına vara vara uzun bir şekilde öpüştükleri için ikisinin de sertliği tatlı bir sızı içindeydi.

''Altuğ... Odaya geçelim artık.'' derken kendini hafifçe geri çekerek dudaklarını birbirine sürterek inledi İlkay. Daha önce hiç bu kadar yoğun hissetmemişti. Her bir zerresi ilk defa Altuğ'u bu kadar çok arzuluyordu. Kafayı yiyecekti.

İlkay'ın sözlerini bir emir olarak algılayan Altuğ kalçalarında ki tutuşu sertleştirip kolaylıkla ayağa kalktı. İlkay bacaklarını sıkıca beline dolayarak kendini desteklediği için Altuğ yürürken bile bacaklarını okşayıp kalçasının dolgunluğunu parmaklarıyla sıkıştırmaya devam ediyordu.

İlkay da boş durmuyor, Altuğ'un dudaklarından ayrılıp yüzünün farklı noktalarına, çene çizgisine ve boynuna uzun uzun öpücükler kondururken Altuğ'un hoşuna gittiğini anladığı için göğüs uçlarıyla oynuyordu.

Yatak odalarının olduğu koridora geçince İlkay tekrardan Altuğ'un dudaklarını öpeceği sırada duraksadı. Altuğ'un anlam veremediği duraksamanın ardından İlkay'ın boynuna sokulması olayı daha da garipleştirdi.

''Ne oldu bebeğim?''

''Altuğ, ellerini belime çıkar. Utandım.''

İlkay'ın kısacık açıklaması olayın garipliğini çözmese de Altuğ İlkay'ın istediği gibi ellerini beline çıkardı ama tişörtün içine kaydırdığı elleriyle tenini okşamaya devam etti.

''Altuğ iki dakika uslu dursana ya! Annen ve baban bize bakıyor.''

Bu sefer Altuğ'un adımları duraksayınca kısa bir an İlkay'ın ne demek istediğini düşündü. Duvarlarda ki çerçeveler gözüne çarpınca ilk başta ihtimal vermese bile konu İlkay olunca elinde olmadan gülmeye başladı.

''Fotoğraflardan mı utandın?''

''Annenle göz göze geldim.''

''Tamam bebeğim.'' Altuğ gülüşünü engellemeye çalışsa da başarılı olamıyordu. ''Sen boynumda saklanmaya devam et.''

Altuğ hızlı adımlarla koridoru aşıp yatak odalarına girene kadar İlkay'ın kıpırtısız bir şekilde dediği gibi boynunda saklanması delirmesine neden olacaktı. Cesur iç çamaşırları, kışkırtıcı kıyafetler giyip az önceki gibi cümleler kuran İlkay ve sadece bir fotoğraftan utanan İlkay aynı kişi olamazdı!

Altuğ İlkay'ı yatağa bıraktıktan sonra dağılan havaları nedeniyle devam edip etmeyeceklerini bilmiyordu ama yine de komodinde bulunan ağaç şeklinde ki çerçeveyi dolaba kaldırdı.

İlkay arkaya doğru atarak yatağa yasladığı elleriyle geriye doğru uzanmış bir şekilde dururken şişip kızaran dudakları ve aralık duran bacaklarının arasından belli olan sertliği ilk an ki gibi davetkardı.

''Kucağıma gel.'' dedi, sesi yine kendinin bile farkında olmadığı şekilde baskın çıkarken bu ses tonunun Altuğ'u perişan ettiğinde de bir haberdi. Altuğ İlkay'ı ikiletmeden bacaklarını aralayarak kucağına oturduğu gibi sertliklerini birbirine sürttü.

RAVEN bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin