44.Bölüm

775 73 114
                                    

Keyifli okumalar...

🖤

Altuğ karşısındaki manzara yüzünden oturduğu koltukta hissettiği karışık duygularla bacağını titretip duruyordu.

Eve dönüp İlkay'ı ağlarken bulmasının üzerinden dört gün geçmişti. İlkay'ın sadece ağlaması bile bu dünyayı yakması için yeterli bir sebepken gözünden sakındığı sevgilisinin gereksiz insanlar yüzünden üzülüp göz yaşı dökmüş olması damarlarında kan yerine lavlar akıyormuş gibi hissettirmişti. Bu yaşına kadar koruduğu sakinliğini ve sabrını konu yine İlkay olduğu için ikinci kez kaybetmişti. Bu duygularını ilk yitirişi de İlkay'ın Cihan tarafından alıkoyulması yüzünden olmuştu.

İlkay o gece, sabaha karşı kucağında uyuyakaldıktan sonra babasının erken kalktığını bildiği için sabahın ilk ışıklarıyla hiç zaman kaybetmeden babasını aramıştı. Babası sorgusuz sualsiz iyi veya kötü yaptığı her davranışının arkasından dururdu. Altuğ bunu biliyordu ama yine de babasının bin bir emeğinin olduğu şirkette benzersiz bir kaos yaratmayı düşündüğü için ona haber vermek istemişti.

Aynı şekilde İlhan Bey de oğlunun sadece kendisine duyduğu benzersiz saygı ve sevgisi yüzünden yapacakları konusunda haber verdiğini biliyordu. Amacı izin almak değildi. Konu İlkay olduktan sonra Altuğ'un izinlerle ve şirketin etik kurallarıyla işi olmazdı.

Birbirlerini bu kadar iyi tanıyıp, birbirlerine karşı her zaman çok anlayışlı oldukları için Altuğ babasının belki de ilk kez kendisine karşı çıkmasına çok şaşırmıştı. Aslında kesin olarak karşı çıkmamış, sadece kendisine güvenip kısa bir süre beklemesi gerektiğini söylemişti. Asya ve İlkay arasında geçenleri öğrendiği için bu kararı verip Altuğ'a engel olmak İlhan Bey için de çok zorlayıcıydı ama ona göre Altuğ'un şirkete gelip Asya ve Kerem'e kükremesi işleri çözmek için yeterli değildi.

Bu yüzden İlhan Bey tatlı diliyle zor da olsa Altuğ'u hem beklemesi için hem de bir kaç gün şirketten uzak durması için ikna edebilmişti.

Altuğ bu bekleme olayı yüzünden içinden taşan öfkeyi atamadığı gibi ısrar edip kendince tahminlerde bulunmasa İlkay'ın bu olayı kendine saklayacağını bildiği için sevgilisinin aklının başına gelmesi için ne kadar zorlansa da İlkay'a soğuk davranmaya çalışıyordu. Babasıyla konuştuktan sonra İlkay uyuduğu için bir kaç günlükte olsa aralarına koyacağı minik mesafeye dayanabilmek için mis kokusunu içine çeke tenine sürüsüyle öpücük kondurmuş, aklını başından alan yumuşak ve kıvırcık tutamlarını doya doya okşamıştı.

İlkay uyandıktan sonra kendisinden saklamaya çalıştıkları yüzünden kırıldığını belli edecek şekilde davranıyordu. Yani kısacası, Altuğ ergenler gibi sevgilisine trip atıyordu.

İlkay ise kötü başlayıp Altuğ'un gelişiyle aydınlanan gecesinin sabahında iki gün ayrı kaldıkları için çok özlediği sevgilisinin kendisine soğuk davranması yüzünden hem şaşırmış hem de üzülmüştü. Cihan ve Kerem'in kalbinde iz bıraktığı küçük leke Altuğ böyle davranınca birden bire büyümüştü. Ve sonuç olarak, İlkay yine kendisiyle çatışmaya başlamıştı.

Mantıklı olan tarafı Altuğ'un aralarında artık gizli saklı olmamasını istemesine rağmen kendisinin ondan bir şeyler saklaması yüzünden böyle davrandığını düşünse de mantıksız olan tarafı da günler ilerledikçe ağır basmaya başlamıştı. Konuşmalarından sonra İlkay hemen uyuyakaldığı için Altuğ'un durup sakince işittiklerini düşündüğünü tahmin ediyordu. Böylelikle de Altuğ'un kendince Asya'ya hak vermeye başlıyor olabileceğini düşünmek İlkay için ölüm gibiydi ama hemen pes etmeden aralarındaki mesafeyi kapatmak için elinden geleni yapmaya çalışıyordu.

RAVEN bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin