20.Bölüm

2.1K 149 156
                                    

Her yeni bölümle birlikte azalmaya devam eden okunma sayısı beni üzüyor. ☹️ Beğenmediğiniz ya da aklınıza takılan kısımları -olayları- belirtirseniz çözüme kavuşuruz belkiii. 🌸

Ayrıca yorum yapmasanız bile küçük bir hareketle yıldıza basmak çokta zor değil... Belirli bir sınır koymuyorum ama son bölümler birazcık toparlanana kadar yeni bölümü bekleteceğim. Bu boşlukta da belki Lumiére için final yazarım. 🥺

Keyifli okumalar...

Bölüm ithafı; mavilizeyno 🌸

🖤

İlkay iki yanı mis kokulu ve oldukça bakımlı görünen rengarenk çiçeklerle süslü olan taş yolda küçük adımlarını sürdürürken meraklı bakışları ise her yerdeydi. Tek katlı, küçük bir çatı katı bulunan taş eve daha içine girmeden bayılmıştı.

Eylül ayında olmalarına rağmen güneş sıcak ışınlarını sanki yaz ayındalarmış gibi üzerlerinden esirgemiyordu. Pırıl pırıl bir gün denizden gelen hafif dalga sesleriyle, rengarenk çiçeklerin muhteşem kokusuyla ve iki adım önünde yürüyen esmerin varlığıyla paha biçilmez bir güzellikteydi.

Arabadan sadece beş dakika önce inmişlerdi ama İlkay daha şimdiden tüm bu güzellikler sayesinde bedeninin gevşediğini hissediyordu.

Meraklı bakışları yüzünden yavaşlayan adımlarını hızlandırıp hemen önünde yürüyen Altuğ'a yetişti. İkisinin de elleri market poşetleriyle ve valizleriyle dolu olduğu için elini tutamamış ya da koluna girememiş olabilirdi ama şimdilik güneşin açısıyla bedeninin üzerine düşen gölgesiyle yetinebilirdi.

''Burası çok güzelmiş...'' dedi, sesindeki hayranlık o kadar belliydi ki Altuğ İlkay'ın bu çocuksu ve tatlı haline gülümsedi. Sanki İlkay'ın ailesi kendilerinden kat kat daha fazla zengin değilmiş gibi İlkay'ın karşılaştığı en ufak şeye bile daha önce hiç görmemiş gibi tepki veren bu hallerinin aşırı tatlı gelmesiyle birlikte içini de burkuyordu Altuğ'un.

''Sahili daha da güzeldir.'' Altuğ sonunda vardıkları dış kapıyı açarken yanındaki bedene doğru konuşmuştu ama İlkay tüm sessizliğiyle açılan kapının ardından kendilerini karşılayan, duvarları farklı boyutlarda çerçevelerle dolu olan geniş koridora bakıyordu. Buradan çok seçemediği fotoğraflarda Altuğ'un daha küçük hallerini görebileceği ihtimaliyle bile kalbi göğüs kafesinde çırpınıyordu.

''Geç bakalım.'' dedi, Altuğ. Elindeki valizi kapıyı açtıktan sonra evin girişine baktığı için boşta kalan eliyle de İlkay'ı belinden destekleyerek evin içine ilk adımlarını birlikte atlamalarını sağladı. İlkay belindeki el olmasa bir adım bile atamayacak haldeydi çünkü daha girişte büyük bir çerçevenin içindeki fotoğrafta görünen küçük esmer çocuk tüm tatlılığıyla aklını başından almıştı.

''Burası zaman tüneli gibi.'' İlkay hala Altuğ'un desteğiyle yürürken karşılıklı iki duvarda bulunan onlarca çerçevede aceleyle gözlerini gezdiriyordu. İlerleyen saatlerde her bir çerçevede onlarca dakikasını harcayacağını bildiği için şimdi acele ediyor olmalarına takılmıyordu. Altuğ ise çok konuşmak istiyordu ama sessizdi. Bu ev ve bu evde olmak her zaman kalbinin en derinlerine dokunuyordu ve şimdi de kalbinin en derinlerinde yer edinen bir insanla burada olmak uzun zamandır hissetmediği kadar hassaslaşmasına neden olmuştu.

Uzun ve geniş koridordan sonra aynı dairelerindeki gibi tek tarafı tamamen cam olan duvarın bir tablo gibi önlerine serdiği denizin güzelliğine ek oldukça modern bir şekilde dizayn edilmiş olan salona geçiş yaptılar. Beyaz ve gri ağırlıklı oldukça ferah renklerin tercih edildiği mobilyalar ve daha dokunmadan bile oldukça rahat olduğu belli olan koltuklar odayı ne kadar güzelleştirirse güzelleştirsin içeriye adım atıldığı gibi aynı koridordaki gibi kendilerini karşılayan çerçeveler daha çok dikkat çekiyordu.

RAVEN bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin