Yeni bölümle karşınızdayım
✨️Keyifli okumalar dilerim ✨️
Yorumlarınızı bekliyor olacağım🧡
Bazen her şeyden herkesten yorulurdu insan. Boşluğa düşer ne yapacağını bilemezdi, etrafında olanlar artık ilgisini çekmezdi, sıradan boş bir dizi izler gibi hayatı izlemeye başlardı. Daha 17 yaşındaydı ama yorgunluğu öyle büyüktü ki içine ata ata günden güne kendini bitiriyordu. Kendisi hariç diğer tüm insanalara hep güler yüzlü, ilimli olmak sanki onun bir rolüydu ve çekimler o odasından çıktıktan sonra başlıyor odasına girene kadar devam ediyordu. İyi bir oyuncuydu, bu zamana kadar gerçek hislerini kimseye belli etmemişti.
Garip bir şekilde Cihangir' e olan sevgisi onu yormuyor aksine düştüğü her boşlukta ona kucak açıp iyi hissettiriyordu. Şimdiye kadar uzaktan sevmek ona yetmişti hem adama açılsa o da kabul etse ki bu Ayperi için imkansız gibi geliyordu ama olsa bile adamla hayal ettigi gibi bir birlikteliklerinin olmayacağı açıktı. Genç adamı asker olduğu için en fazla 2 ayda bir 1 hafta görecekti, ağır başlı, konuşmayı sevmeyen ve çatık kaşlı biriydi. Ayperi de bir nebze ona benzese de Cihangir'in yanında kendinden hep ödün veriyordu.
Gözleri tekrar birlikte gülerek sohbet eden ikiliye döndü. Fazla yakın duruyorlardı. Ayperi sevdiği adamı ablasından ilk defa kıskanıyordu. Yüzündeki tebessüm yerini solan bir gülüşe bıraktı, boğazında bir yumru hissetti yutkunsa da geçmiyordu. Çocukluğu birlikte geçen iki yakın arkadaştı onlar diye düşünse de annesinin birkaç gündür aklında olan düşüncelerin farkındaydı, annesinin bir saat önce dedikleri aklına geldi. Başının hızla annesinin olduğu yere çevirdiğinde onun da ablası ve Cihangir'e mutlu ve heyecanlı bir şekilde baktığını gördü, gözleri Melek teyzesinde takılı kaldı o, o farklı bakıyordu annesi gibi mutlu değil sanki zorla gülüyor gibiydi tanırdı o gülüşü Ayperi insan yüzünden eksiltmediği ifadeyi nasıl tanımasın?
Tekrar Cihangir' e baktığında onun da çatık kaşlarıyla kendisine baktığını gördü. Solan gülümsemesi zorlansa da tekrar kondu dudaklarına. Hafif bir baş selamı vererek tekrar girdi odasına.
Annesinin neler düşündüğü yüzünden anlaşılıyordu ama ablası ne düşünüyor bilmiyordu. İyi bir abla kardeş ilişkileri yoktu, Ayperi sürekli ablasının gölgesinde kalan biriydi. Yüsra koyu saçları, mavi gözleri, beyaz teniyle tam da annesine benziyordu. Çok güzel bir kadındı, mesleğe yeni başlamış başarılı bir avukattı, her şeyden önce annesinin biricik gurur kaynağı kızıydı.
Boş gözlerle etrafa bakarken boy aynasında kendi yansımasıyla göz göze geldi. Ayperi kızıl ve turuncu tutamların yer aldığı doğal saçları, cam gibi mavi gözleri, bütün yüzünü kaplayan ve herkesin dalga geçtiği çilleri, küçük burnu ve dolgun dudaklarıyla ablasından çok farklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIM KALIŞLAR/Mahalle Kurgusu
Romance"Çıkart üstünü!" "Ne..ne saçmalıyorsun Cihangir" diye şaşırdı genç kız kafayı mı yemişti bu adam da gelip böyle densiz gibi konuşuyordu. "Ayperi, sana üstünü çıkart dedim" Cihangir gözü dönmüş bir şekilde sadece dediğinin yapılmasını bekliyordu. Öğr...