Evet arkadaşlar ben yazıyorum böyle ama bazen çok karışık gibi geliyor emin olamıyorum. Düşüncelerinizi yazarsanız sevinirim...
~~~~~~~~~~~
Yahyayla o akşamın üzerinden bir hafta geçmişti. Çok şükür ki normal seyrine dönmüştü hayat. Yahya benden kasıtlı uzak duruyor gibi geliyordu. Aslında az çok nedenini biliyordum o yüzden ona kızamıyordum, ya da hayır az da olsa kızıyordum...
Bahattin den yeni bir hamle gelmemişti. Simay abla onun izini kaybettiklerini belki de kaçtığını, vazgeçtiğini, yeni bir hayata başladığını söylüyordu ama... Ama, ama işte, çok soru işareti vardı...
Okulu bu bir hafta içerisinde düzene koymayı başarmıştım. Serkan a gelecek olursak geçen gün onunla çok garip bir olay yaşamıştık....2 Gün Önce ;
Derse yetişmek için scooterimle fakulteye gidiyordum. Kendi fakultemin önüne geldiğimde scootterimi kilitleyerek eşyalarımı arka kasadan aldım. Bu arada bunu söylemeliyim ki kilit gerçekten çok iyiydi...
Çantamı omzuma alarak girişe yönelmiştim ki koşar adım kapıdan çıkan Serkan benim hızlı adımlarımla buluştu ve bir çarpışma oldu.Serkan ın elindeki sıcak kahve beni yakarken o da telaşla sırt çantasından peçete ve yanık kremi çıkartmıştı. Sanki kasıtlı çarpmış gibi çantasında yanık tedavisi için bir çok şey bulunduruyordu. Şaşkın suratıma mahcubiyetle baktı,
" Dilan çok özür dilerim! Karşına böyle çıkmak istememiştim. Geçen kolumu yaktım sıcak suyla. Bu krem iyi gelir dedi doktor. Al benim yaram iyileşti, belki sana da işe yarar."İlk başta almak istemesemde daha sonra cidden yanan ve acısından duramadığım cildim için kremi aldım. ( Bilen bilir, yanık acısı hiç bir acıya benzemez)
Utana sıkıla yüzüme baktı,
" Nasılsın? Gerçi iyiysen bile ben mahvettim günü. "
Ufak bir tebessümle kafamı hayır manasında salladım,
" Hayır iyiyim. Teşekkür ederim sorduğun için. Dalgınım biraz ve derse geç kalacağım. Sonra konuşalım."
Serkan biraz bozulsa da belli etmemeye çalışarak kafasını salladı,
" Derse bir iki dakika geciksen bir şey olmaz. Önce kremi sür, yoksa kabarır vücudun. Tekrar özür dilerim. Görüşürüz sonra. "Bu çocuğa karşı neden böyle ön yargılıydım bilmiyordum ama ona bir türlü ısınamıyordum. Bu çocukta bir şey vardı...
Şu an ;
Derin bir nefes alarak kremi yanık olan yerlerime sürdüm. Daha sonra üstümü düzelterek yatağıma uzandım. Bugün pazardı ve benim boş günümdü. Betül ün bir kaç eşya alması lazımdı, o bir kaç saatliğine dışarı çıkmıştı. Ben de öylece dinleniyor, düşünüyor ve yine düşünüyordum...
Telefonumun titremesiyle düşüncelerimden sıyrıldım,
Pedegok Melih : Dilancığım Simay ablanla beraber ***** cafesinde oturuyoruz. Yahyayla beraber yanımıza gelir misiniz? Yeni gelişmeler var.Mesajı okuduktan sonra hızla ayaklandım. Nasıl gelişmeler olabilirdi? Melih Ağabey mesajı yazdıysa, kötü bir şey olması ve beni strese sokmamak için Simay ablanın yazması muhtemeldi...
Heyecanla Yahya yı aradım. Telefon çalıyordu ama bir türlü cevap veren yoktu,
" Ne diye açmazsın ki zaten! Sanki seni yiyeceğiz!"
Tam o anda ne mi oldu? Telefon açıldı...- Kim kimi yiyor?
Yahya nın sesiyle yanaklarım alev alev yanmaya başladı,
- Kimse kimseyi yemiyor ne münasebet! Ve Selamın aleyküm...
- Aleyküm selam. Tamam O halde beni niye aradın?
Sinirlenmiştim,
- Melih ağabey **** isimli cafeye çağırdı şimdi. Yeni bir şeyler olmuş! Rahatsız ettim ya kusura bakma!
Yahya nın davranışları iyice sinirimi bozarken, daha da sinirimi bozacak kelamlar kullanıyordu,
- Sıkıntı yok hanımefendi. İyi günler görüşürüz cafede.
Ve telefonu kapattı...
Benim cevap vermemi beklemede kapattı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİLEKLİ ŞEKER
General Fiction+18, Kitap, şiddet, tecavüz ve zorla alıkoyma tanımları içermektedir. Uyarıyı dikkate alarak okumanız rica edilir. Cinsel içerikli bir kitap değildir... ~~~~ Küçük kızın elini tutarak onu dizine oturtturdu , " Küçük kız şeker ister misin ?" Kız ne...