" Tatlım hadi sakince cevap ver. Seni ormana götüren amca nasıl biriydi?"
Küçük kız önündeki tatlı polis memuruna ve pedegoka boş boş baktı ve günlerdir söylediği cümleyi tekrarladı,
" Çilekli şeker..."
Polis memuru sinirle soludu ve odadan çıktı. Ardından pedegokta odayı terk etti...
" Şerefsiz adam. Şerefsiz! Kıza ne yapmış? Küçücük çocuk be o!"Pedegok polisin omzuna elini koydu,
" Bazen elimizden hiç bir şey gelmez Simay Komiserim. Şimdi bizim yapmamız gereken Dilan a yardım edebilmemiz."
Simay pedgokun omzundaki eline baktı ve bir adım geri çekildi,
" Haklısınız Melih Bey. Dilan ın yanına gidelim mi?"
Adam kafasını sallayarak önden geçmesi için referans yaptı...İçeri girdiklerinde küçük kız pencereden dışarı bakıyordu. Simay cebindeki çilekli şekeri çıkararak Dilan a uzattı,
" Al güzelim çilekli şeker istiyordun. "
Daha sonra herşey çok hızlı gelişti...
Dilan ın sinir krizi, ambulans ve hastane...15 yıl sonra Dilan 20 yaşında...
Bugün benim için üniversitenin ilk günüydü...
Mezuna kaldığım ve zorlu geçen 3 yıldan sonra psikoloji bölümünü kazanmıştım...
Geçmişimin kara sayfalarına set çekmek için, kendimi tedavi ederek hem ruhen hem bedenen rahatlamak için seçmiştim bu bölümü...
Bu yaşıma kadar yaşadığım her bir acı hatırası tek tek silmek istiyordum.
Hiç arkadaşım yoktu, günlerimin çoğunu odamda test çözerek ve seccade başında Rabbim e yalvararak geçiriyordum.
Dışarı çıkmaya korkuyordum. Hiç çıkamıyor değildim ama çıktığım zaman kendimi iyi hissetmiyordum.
Üniversite benim için yeni hayatın başlangıcı olacaktı...Her zaman olduğu gibi yavaş yavaş geçmişin kara lekeleri damladı hafızamın en ıssız köşelerine...
Eski evimizin bahçesinde oynuyordum. Kendi kendime karşıma ağacı alarak paslaşıyordum.
Topa sert vurmamla top evin bahçesinden dışarı uçtu. Annemle babama baktım fakat evin içindelerdi. Kendim yapabilirdim. Ben büyük bir çocuktum...
Karanlıktan korkmadığım kendimi inandırarak sert adımlara çıktım dışarı. Halbuki daha 5 yaşındaydım...Elindeki topu bana getiren, mahalle bakkalı Bahattin Amcayı görmemle topumu almak için yanına koştum.
Çünkü o Bahattin amcaydı. O bize zarar vermezdi, bize hep çilekli şeker verirdi...Gülümseyerek diz çöktü ve beni tek dizine oturttu, ardından beni rahatsız eden uzuvlarıma dokunmaya başladı. Kaçmak istedim ama beni çok sıkı tutuyordu,
" Dilancığım, sana çilekli şeker getirdim. Gecenin bu saatinde dikkat et tehlikeli kişiler olabilir bebeğim."Sonra ne mi oldu?
Kırmızı arabayla beni ormana götürdü. Çığlıklarımı, göz yaşlarımı umursamadı. Yavaş yavaş zihnimde canlanan anıları bunlar. Her yıl bir damla daha o berbat anılara eklendi. 5 yaşındaki bir çocuk bedenini kendi fantazilerine kullandı, 5 yaşında bir çocuk ruhunu o an öldürüp ormanın derinliklerine attı...Kafamı hızla sallayarak şalımı düzelttim ve ne zaman aktığını anlamadığım göz yaşlarımı sildim. Gülümseyerek aynada kendime baktım,
" Unut Dilan bunları. Her daim aklına gelse bile zorla kendini. Sen başarabilirsin..."
Gülümseyerek yurttan çıktım ve yeni hayatımın ilk gününe adımımı attım...İnsan içine çıkmak her daim zorlamıştır beni. Sanki karşıma çıkan her insan, bana zarar verecek yaratıklar gibi geliyordu. Bir çok ortamda bu sıkıntıyı yaşıyor, ne kadar kendimi kontrol etmeye çalışsam da bir süre sonra dışarı çıkmamaya başlamıştım.
Scooterime binerek trafiğe çıktım...
Bir tek araç kullanmak beni rahatlatıyordu. Çünkü o zamana bütün hakimiyet bendeydi ve ben özgürdüm. Araba kullanmak için şu an pek cesaretim yoktu fakat küçük mavi scooterim kafamı boşaltıp rüzgarı yüzümde hissetmeme yetiyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİLEKLİ ŞEKER
Ficción General+18, Kitap, şiddet, tecavüz ve zorla alıkoyma tanımları içermektedir. Uyarıyı dikkate alarak okumanız rica edilir. Cinsel içerikli bir kitap değildir... ~~~~ Küçük kızın elini tutarak onu dizine oturtturdu , " Küçük kız şeker ister misin ?" Kız ne...