BİR UMUT~ 22

94 9 10
                                    

" Hocam hasta kemoterapiyi reddediyor . "
Salih hoca sinirle camın ardından gözlerini dikmiş kendisine bakan Yahya ya baktı,
" İnatçı herif !"
Asistan , Yahya ile Salih hocanın yakın olduğunu biliyordu . O yüzden herhangi bir tepki vermeden hüzünle Yahya ya bakıyordu . Salih hoca asistana döndü ,
" Ne yapacakmış peki ?"
Asistan titreyen sesiyle başını eğdi ,
" Evde ölümü bekleyeceğini söyledi ..."

Salih sert bir şekilde yutkundu . Yahya nın ufacık olan kurtuluş imkânını da elinin tersi ile itmesi canını sıkmıştı...
Asistan Salih hocayı daha fazla rahatsız etmemek için yanından ayrılarak diğer görevlerine döndü...

Yahya tek bir noktaya odaklanmış kafasındaki düşüncelerin yüksek sesinde kendini kaybetmişti ...
Namaz kılıyor, ardından tekrardan yatağa yatıyordu ...
Kimseyle adam akıllı konuşmuyor ,yemek yemiyor ,onu ne zaman bırakacaklarını merak edip duruyordu. Dilan ın cenazesi için zar zor hastaneden ayrılmıştı . Sadece prosedüre uysun diye koydukları boş mezar kalbine yeni bir ağırlık yüklemişti ...

Kendisi zaten ölecekti ,bunu ona söylemişlerdi, o da bunu gayet iyi biliyordu . Ama son zamanlarını hastaneye geçirmek istemiyordu, eve gitmek istiyordu... Gerçi ev veya hastane fark etmezdi ama evde sürekli onu rahatsız edecek insanlar yoktu ,yalnız başına kalabilirdi...

Odanın penceresine gelerek, güler yüzle kendine el sallayan minik kız, Yahya nın yüzüne ufak bir tebessüm oluşmasına sebep olmuştu...
Arada sırada pencereye uğrayıp el sallayan bu minik kanser çocuk, Yahya nın az da olsa tebessüm etmesine yarıyordu .
Yahya nın gözlerini kapatması ile ise kız gitmiş oluyordu ...

Salih düşünceli bir şekilde camdan Yahya'yı izlemeye devam ediyordu . O arada birinin yanına geldiğini fark etti . Sakin bir şekilde sağ tarafında bulunan adama baktı.
Melih zar zor Salih in yanına gelmişti . Yüzünde çok belirgin bir kaygı vardı . Bunu saklamaya çalışmıyordu ,
" Hocam kalkmasaydınız daha dinlenmeniz gerekiyor ."
Melih hafifçe tebessüm etse de kaygı dolu bakışlarını Yahya'dan ayırmıyordu ,
"Yahya ile konuşmam lazım."
Salih elini Melih in omzuna koydu ,
" Belki sizinle iletişime geçer hocam , konuşmanız iyi olur ."

Melih'in doktorla konuştuğunu fark eden Simay da, uzun zamandır vücudunu terk etmeyen yorgunluğun eşliğinde ,camın önünde konuşan iki adama yaklaştı.. Yahya'nın yanında kalmak istiyorlardı, fakat Yahya bu isteklerine izin vermiyordu. Simay , Yahya ne kadar istemesede , ne olursa olsun yine onu bir gölge gibi takip edecekti ...
İstifa dilekçesini vermişti . Artık polis olarak görev yapmak istemiyordu...
Melih de bir süre terapilere ara vermişti . Önce kendini tamamen toparlaması hemen ardından da Simay ı toparlanması gerekiyordu...

Yahya'ya da yardım etmek istiyorlardı ...
Dilan'ın dayısı Araz bey bu konuda Melih'e yardımcı olmayı teklif etmişti .
Belli ki Yahya, Dilan için önemliydi . Dilan da Yahya için önemliydi...
Yeğeninin emaneti olarak görüyordu Yahya'yı . Emanete hıyanet etmek istemiyordu... Ona göz kulak olmak istiyordu ...
Hastaneye yeni gelen Amerikalı bir doktor Yahya nın hastalığına çok net bir tedavi yöntemi vaad etmişti ...

**********

Dilan korku dolu bir bakış attı etrafına ...
Daracık kutu gibi bir odada yeni bir sandalyede oturuyordu. Kâh kafasını hissiz olan dizlerine gömüyor ,kâh sırtını dikleştirerek içinde bulunduğu küçücük odayı inceliyordu ...
Odada sadece bir yatak vardı . Onun dışında ne bir banyo ,ne bir koltuk ... Odada hiçbir şey yoktu ...
Kare küçük bir pencere, odanın hemen ortasında duran bir yatak , yatağın önünde sadece bir kişinin geçebileceği bir boşluk, ardından da kapının bulunduğu dört duvardan ibaretti ...
Kapının hemen yanında olan eski bir saatin işgence aleti edasıyla tik tak sesleri küçük odada yankılanıyordu ...
Ahşap kulübeden gelen gıcırtı sesleri ise saatin başlattığı işgence sürelerini uzatıyor ,üzerine tuz biber oluyordu ...
Arada sırada dışarıda kuş ve hayvan sesleri geliyordu .Dilan kendini tamamen korku filmi baş karakteri gibi hissediyordu...

ÇİLEKLİ ŞEKER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin