kelebek

68 8 4
                                    

Hyunjin sözlerini bitrdikten sonra cevap almak için Jeongin'e baktı. Jeongin'in düşünmeye devam ettiğini görünce bardağının yenilenmesini beklerken iki sigara sardı. Kendine ait olanı dudaklarının arasına koyup yaktığı vakit Jeongin canlı bir tonda
"Kabul ediyorum, zaten tabloda işlenilen tema da bu. Dekorlar biraz genişlerse daha iyi olabilir. Kırılmış inci bir kolye ile parçalanmış bir aynaya ne dersin?" dedi. Hyunjin beklemediği bu canlılığa karşılık gülümsedi ve "Pekâlâ, bana uyar. Dağılmış görünüme katkı sağlar. Senin için uygunsa o da." dedikten sonra sigarasını yaktı. Jeongin kendi için olan dalı yaktıktan sonra başıyla onayladı ve "Bugün müsaitim, sen de boşsan taslak ve birkaç işi bugünden bitirelim. Olur mu?" dedi. Hyunjin gülümseyerek onayladı ve "Ben tembel bir adamım Jeongin, günümün tamamını sanata ayırırım. Müsait oldukça gel yanıma, sadece çizim için değil. Arada sohbet ederiz." dedi. Jeongin onaylayıp birkaç laf verdi ve havadan sudan vakit geçtikçe derinleşen bir sohbete girdiler. İkisi de bu sıvıların nasıl karşılanacağını biliyor ve bunu arzuluyordu. Çakırkeyiflikten sarhoşluğa terfi etmeden önce paytak adımlara eve doğru adımladılar. Hyunjin kafası gitmeden önce bir şeyler çizmeye ya da yazmaya bayılırdı. Sözleştikleri gibi Jeongin yeniden soyunup poz vermişti. Hyunjin saçma çiziklerin dolu olduğu bir taslak karaladı ve tüm dikkatini önündeki taslağa vererek onu güzelleştirmeye çabalarken Jeongin'in sesi ile irkildi. Jeongin kısık bir sesle Hyunjin'i yanına çağırdığında Hyunjin'in her şeyi bırakıp Jeongin'in yanına adımladı ve önünde yavaşça eğilerek ne olduğunu sordu. Jeongin yanıt vermek yerine Hyunjin'in yakalarına yapışarak alınlarını birleştirdi. Hyunjin başta garipsese bile hızlıca Jeongin'e ayak uydurdu. Sebepsizce ancak belki de haklıca dudaklarını birleştirmediler. Ellerini nazikçe Jeongin'in vücudunda gezdirirken alkolden dolayı ikisi de fazlasıyla hassastı.

Eller ele değdi edepsizce,

işiten duvarlar bile zevkle inledi gecenin ederiyle.

Ten sesleri aşamadı duvarları,

etler emdi tüm çabaları.

Doyulmadı ne geceye ne de gelecek güne,

selamlaştı kardeşler iki tepe birleşiminde.

Kaybettiler Dünya yolunu zevkin arasında,

ölüm marşları nefes seslerine karıştı.

Aşk kanda ve ardından gelen dudaklarda,

oradan gün görmemiş ev yataklarına.

Aşk iki kalp arasında,

söylenmeyen sözler dilin altında.

Kelebeğin kanatları göz kapaklarında,

kelebeğin ömrü dudak aralarında,

kelebeğin ömrü doğmamış zevk çocuklarında.

Kelebekler dikişsiz deri torbalarında,

onları insan yapmaya çırpıyor kanatlarını

büyük bir arzuyla.

hell or high water/hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin