Sakin olmaya sakinleşmeye çalışıyordu. İçindeki kurdu onu yiyip bitiriyor öfkeden deliye dönüyordu resmen.
Masaya dayadığı kolları ve ellerine yasladığı başıyla ağrıyan şakaklarını ovuşturdu.
Sana, onu bana getirmeni söylüyorum ama sen! Gidip bir aptal gibi onu benden uzaklaştırıyorsun!
Aptal! Aptal!
"Böyle olması gerekiyor, her şey için daha erken, eğer şimdi bir ilişki kurarsak ne kadar yıpranacağının farkında değil misin?"
Bizim yanımızda huzurlu olacak anlamıyor musun!? Nasıl tekrar gitmesine göz yumarsın!
Derin bir nefes bıraktı. Onu bırakmak istemiyordu ama olması gereken buydu.
O bir Deltaydı, onlarca düşmanı, ortamda onu öldürmek isteyen onlarca adam varken çıkıp nasıl ruh eşini bulduğunu söyleyecekti?
Bir korkusu yoktu isterse tüm dünyayı karşısına alabilecek bir güce sahipti, tek endişesi olurda işler kontrolden çıkar, ipler onun elinde olmasına rağmen ona zarar gelir diyeydi tüm bu endişesi.
Onu saklamak istemiyordu eşi olduğunu herkese duyurmak istiyordu ama şu an değil. Her şey bu kadar ani olmamalıydı.
Her şey planı dahilinde ilerlemeliydi aksi takdirde ona zarar gelmesi düşüncesi onu delirtiyordu.
Bir kaç gün sonra Üniversite'de vereceği konferansı düşündü giderken çiçeklerini kapatmak zorunda kalacaktı bunun olmasını istemiyordu.
Omeganın şu an ne düşündüğünün az çok farkındaydı, onu istemediğini ya da onun yanına yakışmadığını düşünüyor olmalıydı. Durum ise bundan çok daha farklıydı Minho her şey ama her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünüyordu. Bugünden itibaren jisung'un yaşayabilceği her zorluğu düşünmeliydi ya da ona zarar verebilecek en ufak bir durumu bile.
Konferansa gittiği gün eğer çiçekleri gözükürse olabilecekleri düşündü bir süre, onlarca alfa, beta ve omeganın olduğu okulda eğer bir deltanın eşi olduğu ortaya çıkarsa insanlar torpilli olduğunu aldığı bursu Minho sayesinde alabildiğini söyleyecekleridi.
Daha başka bir ihtimal düşündü, sokakta onu gören herhangibi bir insan bile ona zarar verebilirdi biliyordu, çünkü kimse bir deltadan haz etmezdi özellikle alfalar kendilerinden üstün olabilen her türden nefret ederlerdi kendisini yok etmek isteyen onlarca insan olduğunu bile bile eşini öylece ortaya koyamazdı.
Sıkı bir güvenlik gerekiyordu gittiği her yere bir korumayla gitmesi gerekecekti. Bunun omegayı bunlatacağına ise adı gibi emindi, ister istemez onun özgürlüğünü kısıtlamak zorunda kalacakltı.
Daha yeni bir olay atlatmıştı, üniverste hayatını düzene sokamamış üstüne üstlük tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir delta eşi olduğunu öğrenmişti.
Bunalacağını biliyordu ve bu istediği en son şeydi. Kendini tanıyordu sadece iki gün tanıdığı bu omegaya kurdu öylesine bağlanmıştı ki eşi olduğu bu süreçte onunla haddinden fazla yakınlaşırsa ona tamamen bağlanacağını biliyordu.
Bağlılıklar ya da zaaflar herkesin istisnasız hassas karnıydı. Minhonun'da öyle olacaktı.
Sıkıntıyla gözlerini etrafta gezdirdi. Ondan ayrılmak onu kendinden uzaklaştırmak için hevesli falan değildi burada kalmasını o da istiyordu.
Gözlerini odadaki saate çevirdi gidip onu uyandırmalıydı yemek yemesi gerekiyordu.
İçinde durmadan söylenip duran Deltasını duymazdan geliyordu artık ona kalsa omegayı buraya hapseder sonsuza kadar onu yanından ayırmazdı. Gerçi şu an kendi düşünceleri de o yöne kaymıyor değildi ne yapıp edip onu yanına alması gerekiyordu.
