Hakan duydukları ile afallamıştı. Kuzey Komutan neden sigara istemişti? Hakan onun yeşilaycı tarafı ile gayet de tanışmıştı. Paketine el mi koyacaktı acaba? Hakan mecbur cebinden paketi çıkarttı ve uzattı. Kuzey içinden bir tane alıp Hakan'a paketi geri attı. Hakan kaşlarını kaldırıp adama baktı.
"Komutanım?? Siz sigara mı içiyorsunuz?"
"Çakmak."
Kuzey Hakan'dan çakmağı da aldı ve yaktı. Sigara ağırca yanarken Kuzey'in burnundan çıkan dumanlar odaya karıştı. Hakan bu duruma cidden şaşırmıştı. Kuzey masaya oturdu ve camdan dışarıyı izlemeye devam etti.
"Ne duruyorsun orada? Sigaraya çıkmıyor muydun?"
Hakan tereddut ile yaklassa da söz dinledi ve kendisi de sigarasını yaktı. Kuzey'in sigara içebileceğini hayal bile etmek onun için güçtü. Üzerine adam sanki kırk yıllık içici gibi bir rahatlık ile içiyordu. Camel Yellow oldukça ağır bir sigaraydı. Normal içicileri bile öksürtebilecek bir seviyedeydi. (Yazar bu yüzden bullylenio canim camelim)
Beraber manzarayı izlemeye başlamışlardı. Hakan göz ucu ile Kuzey'i izliyordu. Olanlar hala kafasına yatmamıştı. Adamın o an ki ifadesini unutamıyordu. Adam şimdi ise bir kurta benziyordu. Karlar arasında dumanlar çıkartarak etrafı izleyen bembeyaz bir kurt. Hakan etkilenmekten kendini alamıyordu.
"Komutanım... biliyorum haddime değil ama ben sizi samimi bir yakınım ve büyüğüm olarak görüyorum. O yüzden sizin sağlığınız beni endişlendiriyor. İyi olun istiyorum. Haddimi aşıyorsan yine özür dilerim. Ancak... İyi misiniz? Kendim de mental süreçlerden geçtim ve geçiyorum. Bu konuda en azından konuşabilecek birini isterseniz..."
Kuzey bakışlarını Hakan'a çevirdi. Gözleri anlayışlıydı. Hakan ile aralarındakinin basit bir asker-komutan ilişkisi olmadığı zaten belliydi. Kuzey de Hakan üzerinde olan endişelenmeleri sebebi ile Hakan'ın hislerini anlamıştı. Aslında içi yumuşamıştı biraz. Hakan'ın endişesi ona sevimli gelmişti.
Kuzey birden yanında duran Hakan'ı tuttu ve göğsüne bastırdı. Onu bir çocuk severmişceşine "uuuy uy uy" tarzı sesler ile sağa sola dönerek sarsmaya başladı. Hakan bunu beklememek ile beraber Kuzey'in ne kadar güçlü biri olduğunu bir kez daha fark etmenin verdiği şaşkınlık ile dondu. Adamin pazuları Hakan'ın kafası kadardı. Hatta daha bile büyüklerdi. Hakan boğulurken bu sıcak sevgi ile kızardı.
"K-komutanım?!!"
Hakan'ın sesi boğuk çıkmıştı. Kuzey'in memelerine gömülmüş olduğu için pek ses çıkartamıyordu. Kuzey ise Hakan'ı sarsarak ona sarılmaya devam etti.
"Ay yerim ben seni yaaa! Hanimiş Hakan? Hakan endişelenmiş mi? Uyy yiyim mi seni ben???"
Askeriyenin en korkulan komutanlarından biri tarafından teyze sınıfına giren bir sevilme sürecine girmek pek de tahmin edilebilecek bir şey değildi. Hakan bunu birilerine anlatsa emindi ki kimse inanmazdı. Hatta Yıldırım bile. Hakan bu sevgi patlamasına daha alışamamışken kafasının ısırılması ile acı ile inledi. Şaşkın gözler ile yukarı bakarken olanlardan bile daha beklenmedik bir şey gördü. Kuzey... Kuzey gülümsüyordu. Hem de o kadar güzel gülümsüyordu ki. Hakan ilk defa bu kadar güzel gülen birini görmüştü.
"Endişelenme bebeğim. Kapı gibi komutanım ben."
Hakan kıpkırmızı kesildi. Kuzey kahkaha atıp geri çekildi. Kahkahalarına devam ederken sigarasını tekrar ağzına götürdü. Hakan ise hala şaşkınlığını gizleyemiyordu. Bebeğim mi demişti? Ne de güzel demişti. Bu herif Hakan'ın içini ısıtıyordu. Hakan da kahkaha atmaya başladı. Bir süre güldüler. Ancak Hakan konunun peşini bırakmayacaktı.
"Komutan olmanız insan olduğunuzu değiştirmez. İyi misiniz? Son zamanlarda belki canınızı sıkan bir şey vardır."
Kuzey masanin üzerine koydukları kurbanları olan çay bardağına sigarasının külünü attı. Dumanı üflerken konuştu.
"Geçmişte yaşadıklarımın izleri galiba olanlar. Bu kadar süre yaşadıktan sonra artık kolay kolay bir şeyler canını sıkamıyor. Ama kendimi bildim bileli hep böyle garip bir psikoloji içindeydim. Sana da yansıttım özür dilerim."
Hakan anlayış ile başını salladı.
"Garip bir psikoloji derken?"
Kuzey, Hakan'ın gözlerine baktı. Nedense ona her şeyi anlatabilirmiş gibi hissediyordu. Kendisi pek sosyal biri sayılmazdı. Kendisi hakkında konuşmaktan da hiç hoşlanmazdı. Pek sosyal deneyimleri olmadığından da iletişim konusunda neyin uçuk kaçabileceğini çok kavramamıştı. Bunların birleşimi ile belki de yıllardır içinde tuttuğu bu şeyi anlatıp içini hafifleyebileceği hissine kapıldı.
"Sanki... Güçlü birilerini aramak gibi. Birilerinin sözü ve otoritesi altında olma arzusu. Belki de askeriyede büyüdüğüm için böyledir bilemiyorum. Ancak bu konu çok da basitmiş gibi gelmiyor bana. Sanki... Altında daha büyük bir şey var ve bu bastırdıkça daha da tehlikelileşiyor. Az önce gördün. Bu tür bir bilinçsizlik çok tehlikeli."
Hakan dikkat ile dinlediğini belirtmek için hafifçe başını salladı. Konu ilgisini çekmişti. Otorite arzusu? Hakan'a bir şeyleri andırmıyor değildi bu.
"Hiç Freud okudunuz mu?"
"Duymuştum. Ancak literatürü hakkında pek bilgili değilim."
"Kendisi psikoloji üzerine bilindik bir isim. Psikianalizi ortaya atan kişidir. Pek çok kişiden tepki de almıştır fikirleri yüzünden. Ancak ben fikirlerini oldukça ilginç ve doğru buluyorum. Kendisi çocuklukta olan şeylerin izlerinin... Farklı bir açıdan bilinç altında kalabileceğini öne sürüyor."
"Farklı bir açı?"
"Biraz kaba kaçabilir. Hatta rahatsız edici. Yine de dinlemek isterseniz açıklayayım. Sizde ki olay bu demiyorum. Yalnızca böyle durumlar da var demek istiyorum."
"Anlat anlat. Bu Freud herifinin her şeyi cinselliğe bağladığı ile ilgili bir şey duymuştum. Ondan mı çekiniyorsun? Tamam komutanın olabilirim ama burada arkadaş olarak sohbet ediyoruz."
Hakan başını salladı.
"Şey... Freud genel olarak her insanın içinde bir sado mazo dürtü bulunduğunu öne sürüyor. Bunlara kitabında oldukça yargısız ve araştırmacı bakış açısı ile yer vermiş. Bu otorite arayışınız bastırılmış bir mazoşizmden kaynaklanıyor olabilir. Ki çok normal bir durumdur bu. Kendinizi güvende hissettiğiniz şeyler diğerlerinden farklı olabilir. Şahsen ben de böyle bir tarafım olduğunu düşünüyorum."
Kuzey, Hakan'ın bu olayı anında çözmesini beklemiyordu. Yine de hayatı boyunca "ya bu rezilliğim ve sapkınlığım öğrenilirse" diye kendine sakladığı bu şey yüzüne Hakan tarafından söylenilince onu hiç de korkutmamıştı.
"Senin de mi? Mazoşit misin?"
"Hangimiz değiliz ki? Bence kendinize olan yargılarınızı biraz daha düşünmelisiniz. Hepimize küçüklükte empoze edilen bir ahlak kalıbı ve "doğru" olan şey var. Babam beni benzer bir sebepten üniversiteden attırıp askeriyeye gönderdi mesela. Bunları aşmak ve kendinize şefkat göstermek bence en sağlıklısı. Bu sizin hayatınız. Doğrusunu yanlışını kalbiniz size söyler, başkası değil."
Kuzey bu konuşmadan oldukça etkilenmişti. Hayatı boyunca tiksinilecek sapkın bir arzu olarak gördüğü bu tarafının belki de o kadar anormal olmadığı fikri canlanmıştı kafasında. Bu onun içini oldukça rahatlatmıştı. Hakan'ın askeriyeye gelme hikayesi hakkında biraz konuştular. Hakan yöneliminden bahsetmedi. Sohbetleri bitince kanepe ve çekyata geri döndüler. Yarın işleri vardı. Geç yatmak olmazdı.
//////
bölümü editlemiom yazim yanlislari imla hatalari her ne bok varsa siktir edin yarın düzeltecem bolumsuz kalmayin diye acele ile yazip attip hadi bb 👹
güncelleme duzelttim bolumu sonunda 🐺 ilaç etkisini yitirmeye basladi neden bilmiom ayrica aşırı bagimliliga yatkın olmaya başladım. Bomba gibi geziyorum etrafta. Bölüm gecikmesi için özür dilerim. 100.000 okumaya özel ve yılbaşına özel bölümler de planlıyorum. Bilginize.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUDUZ
Teen Fiction🔞🔞🔞🔞🔞🔞🔞🔞🔞🔞🔞🔞🔞 Uzatmadan sekso romanı kuduz_famili insta hesabı 👹 Pek önemli taşşaklılar hükümeti Başkanı Hakan beyefendi, bilmem nerenin köyünden şutlanıp askeriyeye erkek olmaya gönderilir. Erkek adam erkek siker kafasına sahip Hakan...