21/ Hakan deşifre oldu

5.1K 123 32
                                    

"Pantolonunu çıkart"

Hakan duyduğu şey ile komutana anlamaz bir şekilde baktı. Geçen de üstünü cikartmasını istemişti ama bu başkaydı. Neler oluyordu?

"Pardon? Komuta-

"Emirlerime karşı mı geliyorsun asker?"

Yıldırım Komutan'ın sert sesi odada yankılandı. Hakan bunun "pantolonunu çıkart simdi sikişeceğiz" anlamı ile söylenmemiş birşey olduğunu zaten anlamıştı. Denileni yaptı.

Hakan elini askeri pantolonun kemerine getirdi ve kemeri çözdü. Düğmeleri cıkartıp ve fermuarı da çektikten sonra pantolonu tutup aşağı indirdi. Askeriyenin askerlere hediyesi olan beyaz pazar kilodu kalitesini yine göstermişti. Hakan'ın kalbi deli gibi atmaya başlamıştı. Komutan onu böyle görüyordu.

"Onu da çıkart."

Hakan, Yıldırım Komutan'a baktı. Yıldırım Komutan'ın elinde dün Hakan'a fırlattığı Camel Yellow Long paketi vardı. Hakan'a ait olan. İçinden bir tane çıkartıp yaktı. Gözleri sertti.

"Pardon? Neyi?"

"İlla gerizekalıya anlatır gibi anlatmam mı gerekiyor her şeyi?"

Yıldırım Komutan, Hakan'a yaklaştı. Konuşurken ağzından dumanlar çıkıyordu.

"Donunu. Çıkart."

Komutan bunu bastıra bastıra söylemişti. Hakan'ın hormonları allah allah sesleri ile savaş çağrısı yaparken gözleri fal taşı gibi acıldı. Anlayamıyordu. Kulakları kızarırken aşağı baktı. Kilotu tutup indirmeye başladı. Sonunda o da yer ile buluştu. Yıldırım Komutan gözleri ile manzarayı süzdü. Dudağının kenarı kıvrıldı.

"Nasıl bir haftada bu kadar kişi sikmeyi becerdiğin belli oldu. Çilekli kayganlaştırıcı taşımak yeterli değilmiş sanırım."

Hakan daha da kızarırken Komutan kenardaki berjer koltuğa doğru ilerledi. Koltuk ahşap ve deridendi. Erotik bile denilebilirdi.

"Otur."

Hakan sorgulamayı bırakmıştı. Denileni yaptı ve oturdu. Çıplak bedeni koltuğa değince içi ürperdi. Komutan şapkasını kenara koydu. Sigarasını içmeye devam etti. Akşam olduğu için odada sadece loş bir lambader ışığı fark ediliyordu. Sigaranın kokusu ve odadaki aromatik parfüm kokusu Hakan'ı daha da zorluyordu.

Komutanın amacı ne bilmiyordu. Ancak kendini rezil edemezdi. Burada sertleşemezdi. Verdiği emekleri yok edemezdi. Çok zordu ama. Komutanın karanlıktaki o erotik askeri üniforması, yüzünü kapatan o maskesi ve o gözleri Hakan'ı deli ediyordu. Hele o parfüm kokusu. Komutanın kendi bedeninin esansı ile marine olmuş erkeksi parfüm kokusu. Bu durum fazla kışkırtıcıydı ve Halan kışkırıyordu.

"Gökhan ile iyi anlaşıyor gibisiniz? Sonunda onun askeri olmayı aklına koydun mu yoksa?"

"Hayır konutanım. Sadece bedeninin durumunu sordum. İlk seferiymiş... altta olarak. Ağrısı var mı diye konuştuk."

Yıldırım Komutan kendi masasına yaslanmış bir şekilde ona bakarken gözleri kısıldı. O gözler Hakan'ın bedenini süzüyordu.

"Öyle miymiş? Çok da güzel gülüşüyordunuz. Ne zaman bir bok yiyip benden özür dilesen sonraki gün başka bir bok yiyorsun. Sözlerine güvenmeyi bırakalı çok oldu."

Hakan iç çekti. Buna diyebileceği hiçbir şey yoktu. Dikkati komutanın dudaklarına kaydı. O sigara içerken maskesini biraz yukarı çekiyordu. O yüzden dudakları görünebilir oluyordu. Gerçekten de dolgunlardı. Sigarayı ağzına koymadan önce Yıldırım Komutan dudaklarını yaladı.

siktir

Komutanın dudaklarına değen dili ıslaktı. Dokunduğu dudağın üzerinde hafif bir parlama bıraktı. İnanilmaz yumuşak ve sıcak görünüyordu.

siktir.

O soğuk gözler Hakan'ın üzerine tekrar döndü. Minik cüssesini o kocaman masaya yaslayan adamın elleri de minicikti. Hakan önceki anlarını hatırladı. Ellerinin temasını. Komutanın yakınlığını.

siktir!

Yıldırım Komutan kalktı ve Hakan'a yaklaştı. Yüzünde hafif bir sırıtış vardı. Koltuğun tutacağına elini koydu ve Hakan'a doğru yaslandı. Yüzleri inanılamaz yakındı. Hakan'ın gözleri komutanın dudaklarına kaydı. Nefesi hızlandı. Duydukları ile ise durdu. Her şey.

"Şimdi seni cezalandırma vakti geldi asker. Neden pantolonunu çıkarttırdım sanıyorsun?"

SİKTİR!

Sonunda olan olmuştu. Tüm o emekleri, yaşadıkları her şey çöp olmuştu. Hakan haftalardır tuttuğu şeyi artık tutamadı. Zaten gözler önüne serili olan siki, sertleşerek dikeldi. Hakan hemen panik ile tshirtini üzerine çekti. Ağlamak üzereydi. Kocaman açılmış gözleri ile komutana baktı.

"Komutanım...! Komutanım çok özür dilerim... Çok özür dilerim... İstemeden oldu!"

Yıldırım Komutan önce Hakan'ın terör icerisindeki gözlerine, ardından tshirtin altındaki sertliğe baktı.

"Niye sertleştin lan?"

Durum harbi boka sarıyordu. Hakan ne yapacağını bilemedi koltuktan aşağı inip Komutanın ayaklarına kapandı. Normalde asla kimse için kendini bu duruma sokmazdı Hakan. Ama bu adamda farklı bir şeyler vardı. Hakan'ın tüm dengesini bozan bir şeyler. Bu adamın hayal kırıklığına uğradığını hayal etmek bile ona inanilmaz bir acı çektiriyordu. Aklı durdu ve panikten ne yaptığını bilemedi.

"Komutanım... lütfen... lütfen affedin... istemeden oldu..."

"Hakan- Hakan amına koyayım ne yapıyorsun?!"

Komutan da olanları anlayamıyordu. Koskoca adam yerdeydi. Hakan onun bacaklarına sarıldı. Gerçekten ne yaptığını bilmiyordu. Bedeni korkunç bir stres ve perişanlık duygusu içerisine girdi. Kafasını aşağı getirdi. Komutanın postallarını öpmeye başladı.

Yıldırım Komutan şok içerisinde kıpkırmızı oldu. Hareket edemedi. Bu durum hakkında garip birseyler hissediyordu. Ama o da buna isim koyamadı. Hakan'ın pantolonunu çıkarttırmasının altında bambaşka bir sebep vardı. Böyle birşeyi beklemiyordu.

"Hakan! Kes şunu!"

Ancak Hakan dinlemiyordu. Dudaklarını silah deri postallara değdirmeye devam etti. Kalbi deli gibi atıyordu. Bu durum aynı ıslak rüyalarındaki gibiydi. Komutanın onu cezalandırdığı. Hissettiği kelebekleri umursamayıp öpmeye devam etti.

"Lütfen komutanım... istemeden oldu... her şeyi yaparım... lütfen affedin..."

Yıldırım Komutan iç çekti. Hakan'ın bu konu hakkında derin bir stres duyduğunu anlamıştı. Biliyordu zaten Hakan'ın ona nasıl baktığını. O ellerini birleştirdikleri gün anlamıştı. Hakan'ın o gün orada sertleştiğini fark etmişti.

Bu oğlanı gerçekten çözemiyordu. Kendine karsı birşey miydi yoksa çocuk ergenlikten çıkamamış mıydı? Belki de psikolojik rahatsızlıklarının sonucu travma sonrası tetiklenmiş bir şeydi. Seks ile içindeki korkuyu dindirme isteği. Dinmeyen bir istek. Hatta bağımlılık.

"Hakan tamam anladım. Gerek yok böyle-

Komutan dondu. Hakan'ın ayaklarının altındaki yaşlı gözlerine baktı. Kızarmış zavallı suratına, bacaklarının arasınaki titreyen o organa. İçinde birşeyler oldu komutanın. Dudaklarını yaladı.

"O gözlerin bana pek de özür diliyor gibi bir hali var gibi gelmedi. Hayırdır Hakan? Ne biçim fantazilerin var?"

Hakan kıpkırmızı oldu. Karnındaki kelebekler daha da çoğaldı. Dudakları iyi bakılmış postala değmeye devam etti. Komutan muhtemelen düzenli olarak boyuyor olmalıydı onları. Tertemizlerdi.

Hakan, Komutanın bakışlarını gördükçe daha da heyecanlanıyordu. Onun gözlerine bakarak dilini değdirdi postala.

"Sikerim böyle işi."

Yıldırım Komutan berjer koltuğa oturdu. Sigarasını ağzına koydu.

"Yapacaksan doğru yap."

KUDUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin