115/Askere saygısızlık ha????

2.4K 99 67
                                    

Hakan bakışlarını kaldırmış, kendisine heyecan ile bakan ikiliye bakıyordu. Kim oldukları hakkında kafasında birkaç ihtimal oluşmuştu. Eski ortak gruplarından olduklarını söylediklerine göre sikişmiş olma ihtimalleri çok yüksekti. Yıldırım dikkat ile Hakan'a döndü. Hakan yine o soğuk haline geçmişti.

"Bir yere kaybolduğum yok. Üniversiteden ayrıldım. Askerdeyim şimdi."

"Ohaaa! Ahmet'in burada yazlığı varmış. Yılbaşı partisi için geldik biz. Bilseydik sana da haber verirdik. Kaç yıl oldu be! Amma yakışıklı olmuşsun."

Hakan kesinlikle konuşacak modda gözükmüyordu. Bu gerilimi masadaki herkes fark etmişti. Eğer komutanları orada olmasa kabalaşacağı belliydi. Kuzey ise kesinlikle Hakan'ın bu soğuk halini anlayamamıştı. Onu ilk defa böyle görüyordu. Hakan sigarasını yakarken kız tekrar konuştu.

"Numaranı falan mı değiştirdin? Kimse sana ulaşamıyor aylardır."

"Evet."

"Neden?"

"Bak. Bence başka insanlar sohbet ederken araya dalmak pek kibar değil."

Kız masadaki diğerlerine göz gezdirdi. Hakan'ın sert tonu hiç de onu etkilememişti. Hepsi Hakan'ı öyle tanımıştı çünkü.

"Arkadaşların mı? Manyak seksilermiş ha. Parti devam ediyor. Akşam siz de gelin isterseniz."

Tak diye bir ses duyuldu. Yıldırım kaşlarını çatmış bir şekilde Hakan'a döndü. Hakan daha yeni yaktığı sigarasını küllüğe basmıştı. Gözleri adeta alev saçıyordu. Masadaki kimse onu o haliyle görmemişti. Hakan adeta karşısındaki kızı parçalayacak gibi bakıyordu.

"Sınırı aşıyorsun. Çek git. Birinin sana davranışlarından seni dostu olarak görmediği çıkarımını ilkokuldan beri yapabiliyor olman gerekirdi. Eroyinden kafanız sikilmiş hepinizin herhalde."

Neden oraya çağırdıkları belliydi. Hakan o çevreyi çok iyi bilirdi. Kendisini bilerek kullanmalarına izin vermişti. Ama iş değer verdiklerine bu kadar aşağılık bir şey söylemek olunca değişiyordu.

"Hop hop. Kavga çıkartmaya gelmedik. Hakanımız ne yapıyor merak ettik sadece. Özleniyorsun be oğlum. Düşmanlığa gerek yok."

Kadın garip bir şekilde geri çekilmiyordu. Kuzey bu duruma inanilmaz şaşırmıştı. Keskin bir mesafe çekilmesine rağmen biri neden bunu görmezden gelirdi ki? Durumu bilmedikleri için masadaki diğerleri ses çıkartamıyordu. Tamamen Hakan'a saygılarından.

"Kabalaşmam gerekiyor o zaman? Siktir git. Rahatsızlık veriyorsun."

"Numaranı ver gideyim."

Kız flörtöz bir şekilde gülümsedi. Sanki Hakan zoru oynuyor gibi davranıyordu kız. Hakan'ın sınırlarını nasıl bu kadar görmezden gelebiliyordu? Masadaki herkes ayrı bir şaşkınlıktayken oğlan da çitlere yaslandı.

"Hey. Can ben."

Çocuk Gökhan'a karşı konuşmuştu. Gökhan gözlerini Yıldırım'a çevirdi. Ne oluyor amına koyayım der gibi bakıyordu. Bir şekilde işe karışmaları gerektiği belliydi. Bunlar her kimse Hakan'ın mental durumundan faydalanmış kişilerdi. Şimdi de ona aynı şekilde davranıyorlardı. Hakan bu selamlamayı duyunca ayağa kalkmak için sandalyesini geri çekti. Ama Gökhan elini Hakan'ın omzuna koydu. Hafifçe patpatlayıp sandalyesini geri düzeltti. Başını geri ikiliye çevirdi.

"Kardeşim size gitmeniz söylendi. Ne bu ısrar?"

"Hadi ama kötü bir niyetimiz yok! Sadece partiye eski arkadaşımızın dostlarını da davet etmeye çalışıyoruz!"

KUDUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin