Sevda Uğruna

Cezalar

Ağlamalarım yerini iç çekişlere bırakırken Adin Çayan'ın kolları belime dolanmış vaziyetteydi. Teni buram buram parfüm kokuyordu ve bu az önce deliler gibi salya sümük ağlayan beni bir tık strese sokuyordu. Heyecanlanıyordum ben bu adamın yanında ya. kalbim deli gibi çarparken iç ses konuşmaya başladı, ama bir sorun vardı sanırım çünkü bu sefer iki kişiydiler . E birde ben varım üç.
İlk ses  tatlı tatlı fısıldadı; Hüma kız baksana nasıl canı yanmış komutanın hadi bir öpelim geçsin.

İkincisi inatla mızmızlandı; ya sen iyice bozuldun ha, kalk yarın düğünden sonra öpersin

Of sussana sen be,zaten resmini nikah kıyılmış İmam nikahı da kıyılmış öpsün kızı işte sana ne

Valla salak bu kız yani nikah kıyıldı zaten , niye yarın düğün yapıyorsunuz bence o parayla gidin gezin

İki iç sesimi de susturacak bir an gerçekleşmişti saniyeler önce. açıkçası Çayan tarafından bir küçük oyuncak bebek gibi masanın üzerine oturtulmayı beklemiyordum. tabii bununla eş zamanlı olarak homurdanan sesini duydum.

Bizde de kalp var be kadın, sen öyle bakınca nefesimiz boğazımızda kalıyor . nefes bir parmak uzağımıza ama soluklanamıyoruz dedi tişörtü hızlıca üzerine geçirirken.

Eyvahlar olsundu, o benim için mi öyle demişti? Allah'ım öpsem bir kerecik ne olur. hem bir şey olmazdıkine  helalimdikine  o benim. tövbe ben Rim  ile konuşa konuşa Türkçeyi kullanamaz olmuşumkine. ay ne oluyor be demeye kalmadan yanağıma değen dudaklar ile diyaframım kasılmaya başladı Yo yo yo hayır şu Saniye hıçkırmamalıyım. onun teninde solan hıçkırığım ile  kulaklarıma erkeksi bir kıkırtı doldu.

Ben niye böyle olmuştum ya. İç ses radyo moduna geçince onu sessize alarak hıçkırığımı toparlamaya çalıştım. Salak diyafram ne saçma sapan anlarda kasılıyorsun. Dur da düzgün nefes alalım. Adin geri çekilirken kızarmış bir vaziyette  hıçkırarak gözlerimi ondan kaçırdım. çenemin hafifçe yukarı kaldırmasıyla mavi karışmış zümrütleri ile kesişen gözlerim,kalbimin  depar atmaya başlamasina sebep oldu.

"Gözlerini benden kaçırma güzelim." Bana öyle bir bakışı vardı ki ele güzeeel. Allah'ım, dedim ki o an ben hakka doğru yürümüyorum arkadaşlar ben uçuyorum. Ay gece gece salaklık perilerim gelmişti. Allah'tan Çayan duymuyordu. İç sesime saçma salak içten gülerken çaya'nın bakışı ve gülüşü ile adeta mal gibi ona baktım.

"Güzelim arada iç sesin niyetine benimle konuşuyorsun, ama ben duyunca senin hakkında farklı düşünmüyorum için rahat olsun"

Alık alık yüzüne baktım. bir dakika ney ney neeeeey!? Ben onu da mı dışımdan demiştim. Aha şimdi ayvayı yemiştik lan ben neden içimle konuşamıyordum.

Sırıtışı kahkahaya dönerken ben adeta kırmızıdan mora dönme aşamasındaydım. Öyle gülünür mü zalımın oğlu. Utanıyoruz şurada, sonra ne mi oldu? salaklığımla beraber bende bir kahkaha koyverdim.

Ay ben deliler gibi mutluydum ya. Kemoterapi için gün almıştık. Çayan Bir hafta yanımda olacaktı. Yarın düğünümüz vardı. Daha ne olsundu. İçimde bastıramadığım mutlulukla Çayanı yanıma çekiştirdim. Daha doğrusu çekiştirmeye çalıştım çünkü yerinden kımıldamadı bile hulk kılıklı. Tamam canım bi tık fazla yakışıklı bu ,Hulk kılıklı dersem çarpılmam dimiiii? Yanıma gelmesiyle ne yapacağımı anlamış gibi hafifçe eğildi kurban olduğum. Arkadaşlar malum boy farkı yüzünden canımız isteyince öpemiyorduk. Eğilmesi ile yanaklarından Derince öptüm. İç çekişi ile nefeslerim sıklaşırken, içimden geldiği gibi davranmaya yeltendim. Çayan'ın bakışları sakın dercesine tehlike çanları çalarken umursamadan yanaklarını mıncırdım. Bu sert çehrenin yumuşacık yanaklara sahip olması ve onu mıncırmama izin vermesi o kadar komikti ki. Dudaklarımdan bir kıkırtı döküldü. Yüzü yüzüme yaklaşırken üflediği nefes yüzümü sıyırdı.