Yağmur 11 yaşında ela gözlü hafif sarı saçlı yaşına göre oldukça ufak bir çocuktu.
Görünüşü ufaktı ama o kadar olgundu ki, Hümanın gözünde farklı bir köşeye yerleşmişti.
Gerçi bu minikler her daim dışarıda ki insanlardan daha olgundu.Ailesizlerdi belki ama birbirlerine olan sevgileri göz dolduruyordu. Çünkü onlar sevgi ipi ile bağlıydı, uzaklaşsanda kolay kolay kopmazdı o ip.
Gözden ırak olan gönülden ırak olmaz dı ki, gönüle giren gözden ırak olsa neye yarardı.
Tebessümüm gittikçe büyüdü ve yağmurun yanındaki komandoya kaydı bakışlarım üniforması ile duruyordu gözlerimi biraz daha yukarıya doğru kaldırınca Üsteğmen olduğunu gördüm. Selam vermek adına"Ailemize hoş geldiniz üsteğmenim"
Dedim ardından tok fakat yumuşak bir ses
"Sende hoş geldin Umay"Şaşkınlıkla adamın yüzüne baktım ama resmi olarak tanımıyordum ki?
Bakışlarımdaki şaşkınlığı gören üsteğmenin tek kaşı havaya kalktı ve kulaklarıma gülüş sesi ilişti"çocuklar anlattı" dedi ve kendini tanıttı
- Üsteğmen Adin Yıldıray.-Tanıştığıma memnun oldum Üsteğmenim. Ben de; Klinik Psikolog Hüma Hilal.
- Nerelisiniz Doktor hanım?
- Kahramanmaraşlıyım üsteğmenim, siz?
- Aslen Hakkariliyim fakat ailem yok
- "Allah rahmet eylesin üsteğmenim. " dedim hüzünlü gözlerle
Genç kız ortamdaki hüznü dağıtmak adına oyuncakları çıkardı ve ayırarak çocuklara armağan etti.
Zümra ile Beha'nın sesi doldu kulaklarına ve kocaman bir tebessümle onları izledi.Genç kız duyduğu ağlama sesi ile çarçabuk arkasına döndü. Gökayın eli kanıyordu endişelenerek yanına diz çöktü ve kesilen yere baktı.
"Ama ablacım nasıl oldu" dedi içi acıyarak
"Ama Hüma abla ben oyuncağı kırdım galiba" dedi hıçkırarak
" Canın acıyor mu paşam sana daha güzel hediyeler alırım üzülme"Genç kızın ayağa kalkmasıyla yere düşmesi bir oldu.
Çocuklar kahkaha ile gülerken Hüma sahte bir triple
"Küstüm sizinle" dedi onlara yönelerek
" Ama Hüma abla burada hep düşüyorsun sanki görünmez bir ip varmış gibi" dedi Özgür gülerek"Evet hep düşüyorum ne yapalım denge sorunlarım var galiba" dedim ve gülerek elimdeki acil yardım kutusuyla Gökayın yanına döndüm. Fakat ağlaması kesilmiş kahkaha atarak yarası sarılan bir Gökay beklemiyordum açıkçası.
- " Sende mi bıraktın beni paşam ya" dedim sahte bir sinirle
- " Hüma abla bence senden oyuncu olmazmış"
- " Bak sen paşama"
- Adin abi haklı değil miyim? şu tipe bak yapamıyor bile.
- "Evet abicim haklısın" dedi ve çatık kaşlarla bana döndü. Sanki kurşun yarası temizliyor ciddiyete bak.
- " Bırak ya sen! bücürük öyle denir mi aaaa, ayıp oluyor ama üsteğmen dağdan gelip bağdaki yerliyi kovmak."
- " Buyrun küçük hanım siz yapın" dedi son bandı koyarken. "Ayrıca burada dağdan gelen, sonradan gelen olmalı. ben bu topraklarda doğdum"Kafamı utançla yerden kaldırdım
- "Şey ben öyle demek istemedim üsteğmenim yani hatrı sayılır bir süredir buranın yerlisiyim"
Gülerek diğerlerinin yanına döndü ve bende Gökayı kucağıma alarak
" Demek benden oyuncu olamaz ha bücür" diyerek onu minderlerde gıdıklamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevda Uğruna
Chick-LitBir psikolog'un vatana sevdası, sevdalısı. biraz gerçek, biraz hayal. şehidi gerçek, mutluluğu hayal.. vatan size daima minnettar. komando olmak yürek ister... *** Feracemi çıkartıp yatağıma ilerledim Şiir defterime değen mürekkep sanki benden bağı...