Yorgun bir günün ardından uyanmıştım. Aslında bir şey yapmıyordum ve bu beni daha çok yoruyordu. Dünde bütün gün yatmıştım Ateş ise işe gidiyordu bütün gün.Yarın yemek vardı ve ben artık evde oturmaktan bunalmıştım. En azından dışarıda biraz dolaşsam iyi gelirdi.
Yataktan kalkıp üzerimdeki pijamalardan kurtulup bir kot pantolon tişört geçirip hafif bir makyaj yapıp son olarak çantamı alarak aşşağıya indim.
Kapıyı açmam ile kapıda duran güvenlik bana doğru geldi.
"Bir şey mi lazım yenge"
"Hayır biraz gezicem"
"Abinin haberi varmıydı acaba"
Şimdide dışarı çıkmak için bile izin mi almamız gerekiyor, bu cidden canımı sıkmıştı.
"Neden?"
"Abi haberi olmadan seni tek başına göndermemizi istemedi"
"Ben gidiyorum sen o zaman abine haber verirsin"
Kapıdan tam çıkıp ilerlediğimde adam biraz önümde durunca bende durmak zorunda kaldım.
"Yenge Allah rızası için bak sen şimdi haber vermeden gidersen beni yaşatmaz"
Daha fazla uzatmak istemediğimden kollarımı göğsümde dolayıp beklemeye başladım.
"Ara iki dakikan var"
Adam direkt telefonunu cebinden çıkarıp az öteye geçip konuşmaya başladı.
"Alo abi yenge dışarı çıkıyor haber ver demiştin ya"
"....."
"Peki abi"
"....."
"Tamam abi "
Telefonu kapatıp yanıma geldi.
"Yenge Mert bugün yok adamlardan biri seni alacakmış"
"Gerek yok taksiyle giderim ben"
Tam ilerleyecekken gene önüme geçti.
"Bu sefer ne oldu işte abinide aradın"
"Koruma olmadan çıkamamazmışsınız"
"Allah aşkına bu evden çıkmak neden bu kadar zor valla gelip abinede başlıyacağım he"
Adam kafasını eğmiş öteye bakıyordu zaten bu onun suçu olmadığını biliyordum ben de Ateş'e karşı gelemiyordum.
"Tamam al arabayı gel"
Adam ilerideki bir adama el işareti yapınca bana döndü.
"Şimdi araba gelir yange ve abi dediki geç olmadan gelsin"
"Başka isteği varmıydı abinin"
"Yok yenge"
"Tamam gidebilirsin kaçmam merak etme"
Adam kafasını sallayarak giderken başka bir adam araba ile gelip kapıyı benim için açtı.
Bu adamlarda hep birbirlerine benziyor.
Arka koltuğa geçtim. Tek başıma kalmak istemediğimden telefonumdan Azra'yı aradım bir kaç çalıştan sonra açıldı.
"Gülüm nasılsın?"
"İyiyim sen nasılsın?"
"Ben de iyiyim de işin yoksa ben evde bunaldım az gezelim bir şeyler içelim"
"Peki benim de işim yoktu zaten sıkılıyordum şu her zamanki awmye git ben de geliyorum"
"Peki aşkım oraya daha bı yarım saat var"
"Ben yakındayım hazırım zaten gelirim yirmi dakkaya"
"Tamam o zaman görüşürüz"
Telefonu kapatıp şoför koltuğunda olan korumaya döndüm.
"Awmye sürermisin?"
Adam kafasını anladım anlamında kafasını sallayınca bende önüme döndüm.
Awmye gelmiş elbise bakıyorduk Azra'nın ısrarları sonucu. Kendime bir iki tane elbise, pantolon ve çanta almıştım.
Patrona işten ayrıldığım ile alakalı mesaj atmıştım o da şu ana kadar çalıştığım zamanın ücretini ödemişti.
En son Azra'nın kıyafet beyenip kasaya doğru ilerliyorduk.
"Azra sen öde ben de şu ilerdeki kafeye bakim yer varmı"
"Tamam aşkım hemen geliyorum"
Elimdeki poşetler ile çıkışa doğru ilerliyordum fazla bir şey olmadığı için ağır değillerdi.
Tam kapıya gelmiş korumayı görmek amaçlı direkt sağıma dönmüşken birinin bana çarpması ile tam düşecekken beni belimden tutmuştu ama ben bı anlık korkuyla elimdeki poşetleri yere atmıştım.
Kendime geldikten sonra adamdan uzaklaşıp yüzüne baktım sarışın, orta saç uzunlukta, tahminen 1,85 kadar, hafif yapılı, yakışıklı adamdı ama Ateş kadar değildi.
Poşetleri almak için yere eğilmem ile o da eğildi.
"Özür dilerim önüme bakmıyordum"
Son poşetide alıp ayağa kalktım.
"Önemli değil hem bende bakmıyordum"
"Peki o zaman"
Elindeki poşeti uzattı.
Poşeti almak için uzattığım elimi tutup tam dudaklarına doğru götürürken şaşırıp bana değmeden geri çektim. Bu adamın pişkinliği nerden geliyordu acaba.
Elimi çekmem ile bocalayıp geri kendini düzeltip bana döndü.
"Bu güzel bayan bana ismini bahşeder mi bari?"
Bıkmış artık bu adamdan kurtulmak istiyordum.
"Hayır"
Elini geri çekip kalbinin üzerine doğru götürdü sevimli olduğunu düşünüdüğü bir sesle cevap verdi.
"Ama kalbimi kırıyorsunuz"
Bu sıradada koruma yanıma gelmişti. Bu adama artık iki dakika olmasına rağmen katlanamıyordum.
Adamı takmayıp korumaya döndüm.
"Yenge alayım ben poşetleri, ben sizin yerinizi hazırladım istediğiniz zaman gelebilirsiniz"
"Tamam şu poşetleri arabaya götürür müsün?"
Elimdeki poşetleri verip arkamdaki adamı gösterdim.
"Şununda elindeki poşeti de al"
Tam ilerlerken de arkadan Azra gelmişti. Elindeki poşetleri kendi şoförüne verip yanıma gelip koluma girince cafeye doğru adımladık.
Tabi arkamda bıraktığım adamın bizim için dert olacağını bilemeden.
........
Bölüm sonu...🩷🩷🩷🦋🦋🦋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kocam mı? 🦋
ChickLitTek başına hayellerinin peşinden gitmeye çalışan genç bir kızın babasının borcu yüzünden tanımadığı bir adama satılınca aslında gerçek hikayesi başlıyor... Kocam mı? İsimli ilk kitap # 13/11/2023 ilk bölüm