1.8💖

15.1K 559 38
                                    


Evleneli daha 2 hafta olmuştu ve Ateş ile oldukça iyi geçiniyoruz, şu ana kadar bir şey olmamıştı.

Arada olan küçük temaslarda ondan etkileniyordum ama bunun olmaması gerektiğini de biliyorum.

Fakat Ateş'in bana oldukça iyi olan davranışlarından etkilenmemek neredeyse imkansız bazen bu evliliğin sahte olduğunu bile unutuyordum.

Gece saat on ikiyi geçmişti ve Ateş hâlâ gelmemişti aslında merak etmiyordum ama bir yandanda merak ediyordum. Yani başına her şey gelmiş olabilir değil mi?

Yatağımda yanıma bıraktığım telefona uzanarak alıp WhatsAppa girip Ateş ile olan konuşmaya girip yazdım.

Siz: Ateş nerdesin?

Siz: Saat geç oldu

Siz: Hala çalışıyor musun?

Mesaj çift tik olunca telefonu gene yanıma bırakıp okumaya çalıştığım kitaba odaklandım fakat odağım telefonun bildirim sesi ile tamamen bozulunca telefonu elime aldım.

Sahte kocam: yarım saatlik işim kaldı

Sahte kocam: bitince gelicem

Sahte kocam: beni bekleme uyu sen

Mesaja ne cevap vereceğimi düşünürken çevrimdışı olduğu için yazmaktan vazgeçip geri kitabı elime aldım. Kitap Alexandra Christo'nun Krallığı Öldürmek kitabıydı. (Tavsiye ediyorum mutlaka okuyun oldukça eğlenceli bir kitap)

Bir kaç sayfa okumaya çalışmış ama hiç bir şey anlayamadığım için kitabı geri kitaplığa koymuştum. Geri yatağa uzanıp telefondan Instagrama girdim.

Acaba Ateş'in hesabı var mıdır?

Bakmaktan zarar gelmez her halde hem ben onun karısıyım yani sahte olsada.

Arama butonuna gelip Ateş Arslan yazdım. En üstte olan hesaba girmem ile şok olmuştum, 500bin takipçi. Olsun o kadar ya yakışıklı bir beyfendi sonuçta.

Fotoğraflara bakmaya başladım zaten fazla da bir fotoğraf yoktu sadece 25 tane vardı çoğu da takım elbiseliydi.

Acaba istek atsa mıydım?

Boşver diyip takipe bastım zaten o da fazla bir kişiyi takip etmiyordu.

Hesaptan hesaba gezerken saatin su gibi aktığını hissetmemiştim. Aşşağıdan gelen kapı açma sesi ile ayağa kalkıp merdivenlere ilerledim.

"Ateş sen mi geldin?"

"Evet ben geldim"

Merdivenlerden inip yanına doğru ilerlediğimde o da mutfağa doğru ilerledi peşinden mutfağa geldim.

Tezgahta olan sürahiyi sağ eliyle kaldırmaya çalışınca kolunda gördüğüm kan lekesi ile direkt yanına daha yaklaştım.

"Ne oldu koluna?"

"Bir şey yok sadece bir sıyrık"

"Pansuman yaptın mı?"

"Gerek yok"

"Ne demek gerek yok,kolun kanıyor"

"Yarına geçer"

O sanki kolunda hiç bir şey olmamış gibi suyunu içiyordu. Gören de kolu kanıyan benim zanneder.

Öbür kolundan tutarak salona götürüp koltuğa oturtturdum.

"İltihap kaparsa sıkıntı olur"

"Şimdi ben ilk yardım çantası alıp gelicem bekle ve bir yere ayrılma

Hızlı bir şekilde banyoya gidip ilk yarım çantasını alıp geri yanına indim.

İlk yardım çantasından gerekli malzemeleri çıkartırken arkama döndüğümde Ateş gömleğini çıkartıyordu bir anlık heycanla sesim biraz fazla çıkmış olabilir.

"Ne yapıyorsun?"

"Gömleğimi çıkartıyorum yani gömleğin üstünden pansuman yapamazsın değil mi?"

"O evet ama dikkatli ol, kolun için yani"

Eşyaları çıkartıp sağ tarafına oturdum. Yarayı önce güzelcene temizledim. Ateşin gözleri üzerimde gezdiğini hissediyordum ama şu an onun yarı çıplak olması beni daha geriyordu çünkü "yanlışlıkla" gözlerim sürekli karın kaslarına kayıyordu.

En son kolunu sardıktan sonra işim bitmişti. Tam geri çekileyim derken Ateşin daha da yakınıma geldiğini fark etmem ile irkildim sadece aramızda bir kaç santim vardı. Kolu belime doğru yol alıp belimden tutuyordu.

Gözlerine bakmaya çalışırken gözlerinin dudağıma kaydığını fark etmem ile benimkide onun dudaklarına kaydı.

Ama bunu yapamazdım çünkü onu sevmiyordum yani biraz hoşlanmış olabilirim oda yani erkek sonuçta ve fazla iyiydi ama o da beni sevmiyordu sadece bir anlık istek için kendimi üzmeye gerek yoktu.

İlk geri çekilen ben oldum ayağa kalktım tam arkamı dönüp merdivenlere giderken durdum ateşe döndüm.

"Uyurken koluna dikkat et ve bir iki gün şu deydirmemeye çalış"

Geri yukarı odama doğru girttim. Yatağa uzandım ve beni bekleyen uykuya sarılıp derin bir nefes verdim...

Yazardan...
(Bir kaç saat önce)

Ateş kuzeni Enes ile lokantaya, yemek yerken birbirleri ile dertleşmek için gelmişlerdi.

Buraya genelde aile veya iş meseleleri için gelirlerdi fakat bu sefer meseleleri farklıydı. Bu sefer meselesi Defne'ydi.

"Olm sen bu kızı ne zamandan beri sevmiyormusun"

"Evet seviyorum"

"Ee git söyle o zaman"

Ateş elimdeki bira bardağından bir yudum alıp geri masaya bıraktı.

"Nasıl söylim, kız benden nefret ediyo amk"

"Nerden biliyorsun?"

"Kızı tehdit ederek evlendiğim için olabilir mi?"

"Bak şimdi bence Defne senden hoşlandı çünkü eğer hoşlanmassa seninle uğraşır mıydı?"

"Cidden mi?"

"Evet bak bana inan daha çok zaman var elbet seni sevicektir ona biraz zaman ver"

"Ben ona istediği kadar zaman veririm"

"Sen Defne'ye nasıl aşık olmuştun ki?"

"Benimkisi ilk görüşte aşktı"

Dirseklerini masaya koydu ve Defne'yi gördüğü o ilk anı hatırladı zaten hep gözünün önündeydi onun için.

"Beş yıl önce bir pastahanedeydi..."

.........

Evt bölüm sonu tabikide en heycenlı yerinde kesmek olmazdı.

Okunma sayımız 30bini aştı hepinize teşekkürler arkadaşlar.

Her hesaba girdiğimde gelen bildirimlerle oldukça mutlu oluyorum, umarım siz de okurken mutlu olursunuz.

Diğer bölümlerde neler olmasını isterdiniz aralara katalım.











Kocam mı? 🦋Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin