Fufu şuan evde büyük bir karaşa vardı. Tabii ki o şekil kriz yaratıp evlenmem gerek diyince babam bana bakıp kalmıştı, annem ise kalbini tutarak 'ah kızım evlenecek' sona kalan abim ise babam gibi bana bakıyordu.Kiminle evleneceğimi de benim seçiceğimi söylemem ile de daha da şok olmuş abim ve babama gülümseyip gelecek mektubu kabul etmelerini söylemiştim. Dediklerimin üzerinden 10 gün geçmişti ve nişan kabul edilimişti 2 güne kadar nişanlı bir kadın olacağım.
Eski hayatımda bir erkek arkadaşım bile olmadı ama şuan burda nişanlanıyorum. Açıkcası Velihat prenses olmam sorun teşkil etmezdi ama ben cidden o aileyi sevmiyorum. Yazarken sırf itici olsunlar diye yazmamıştım ama istemsizce yazdığım kişinin karakterine bürününce istek dışı özellikleri olan karakterleri yazdım.
Kraliyet ailesinden güvenebileceğim sadece bir kişi var o da hayvan formunda dolaşıp duran *****.
Adamın ismi sanürlendi az önce, ne halt yediğini söylememe kızmayıp adını sansürlemek de tam burdaki var olamayan tanrıya göre, cidden burda ki çoğu kişinin akıl hastanesine gitmesi gerekiyor.
Nişana çok az kalmış olsa da ölümümü engellemeden evlenmeyi düşünmüyorum. Zaten asıl hikaye başladığı için ölümüme şurda 5 ay kalmıştı. Evet ilk kitap yarım yıl içinde geçiyor ve yarım yılın sonunda ben ölüyorum. Hikaye başlayalı nerdeyse bir ay olduğu için artık kendime müttefik kazanmam gerekiyor. Eh bunu yapmak içinde kuzeye gitmem gerekiyor.
Yanlız gitmeyi düşünmüyorum, Allan'a birkaç şey söyliyip benle gelmesini istediğimi söyliyecğim. Planım tutarında giderse de yarı canavar olduğumu da ögrenmiş olacak, beni seviyor gibi dursa da canavar olan biri ile evlenmek istemeyebilir o yüzden önceden söylemeyi karar kıldım.
Bu iki gün içinde gizli yerime gidip elementlerim ile çalışmayı planlıyordum. Ama küçük bir şeyi unutmuşrum, kıyafet provası ve makyaj, müchever hazırlanacağını. Anlaşılan iki gün tutsak olacağım.
Azap dolu ve uğraştırıcı iki gün sonuna gelmiş bulunmaktayız. Nişanlanacağım!
Kendi müdehalem ile uzun ama ince olacak bir elbise giyeneciğimi söylemiştim. Tarlatanla uğraşmak aynı zamanda korse ile giyinmek tam bir eziyetti. Pantalon ile neden nişanlanamıyorum! Giyindiğim elbisenin gögüs dekoltesi vardı kolları ise uzun koldu. Elbiseden aşağıya doğru süzülen geniş bir kuyruk vardı, her hareketim ile benle beraber ahenkle süzülüyordu.
Doğruyu söylemek gerekirse elbise cidden güzeldi, genellikle beyaz rengi benim saç rengimden dolayı kızıl cadı gibi gösterse de bu lakap hiçte yerinde değildi. Espera gayet güzel bir kadındı, saç rengi burda pek hoş karşılanmayan renkte olduğu ve eski kişiliği yüzünden bir çok lakabı vardı.
Hazırlanmam bitmiş babam beni almak için icin yanıma gelmişti. Beni nişan salonuna kim getirecek diye küçük bir kavga çıkmıştı, bende beni odamdan babam alsın salonun kapısında abim beni Allan doğru getirsin demiştim. Akıllıca olduğu için ikiside onaylamıştı. Şuan babamın bena eşlik edeceği kısımdaydık.
Çok kişi nişana çağrılmıştı, nişan bizim evdeki balo salonunda yapılıyor. Bu ev beni her geçen gün şaşırtıyor. Yürürken babam bana nişanlanmak için hâlâ erken olduğunu söylüyordu, burda 17 yaşından itibaren evlenmek normal karşılanıyordu ve ben 17 yaşındayım ve nişanlanıyorum, babam fazla evham yapıyordu.
Salonun kapısına geldiğimde elimi babamın elimdem alıp abime uzattım, sanki bunu beklermiş gibi babama bakış göz kırpıp sırıtmıştı. Bu ikili beni paylaşamıyor mu yoksa bana mı öyle geldi?
Adımın soylemesi ile içeri girmemiz eş zamanlıydı. Kafam yere bakarak yürüyordum, nişanlımın yanına kadar o şekilde yürümek gerekiyordu, burası ve onun tuhaf gelenekleri!
Attığım adımları sayıyordum, salon neden bu kadar büyüktü. 51. Adımdayım ama hala gelmedim resmen!
84. Adıma tam geçerken elim bir başkasının eline konulmuştu. Kafamı kaldırıp bakınca ise karşımda Allan'ı görmüştüm.
İnanmıyorum, bu ne yakışıklılık. Allan her türü yakışıklı bir adamdı ama şuan ayrı bir evredeydi, güzel yüzlere alışık olmasaydım şu abartılı burun kanaması gerçek olabilirdi.
Donmuş gibi Allan'a baktığımı farkedince gözlerim kısılacak şekilde gülümsedim, etkilendiğimi belli etmemeliydim. Beni elimdem tutup baş piskoposun durduğu yere yönlendirdi. Tabii ki de tanrı evliliğinizi kutsayacak saçmalığı burda da vardı. Bu kralıkta kimse tanrıya inanmıyordu, kral sadece elinin altında iyleştirici güçleri olan kişileri köle gibi kullanmak peşindeydi.
Birkaç ıvır zıvır sonra adam bize bakıp konuşmaya başladı.
"Allan eliás ve Espera an dailestee ikinize tanrının huzurunda soruyorum birbirinize nişanlanmayı en içten duygularınızla kabul ediyor musunuz?"
"Evet"
"Evet"
Aynı anda evet demiştik, sevdiğim şey burdaki nişan evlilik anlamına gelirdi, çünkü nişanı olan kişi dokunulmaz gibidir ruhu eşi bulmuş sayılır. Ben de bu kadar garip olduğunu bilmiyordum, ama bu gariplik hoşuma gitmişti. Sözlerimiz sonucunda şarkı eşliğinde dans etmeye gitmiştik.
•
•
•
Bir tık kısa oldu ama diger bolumu uzun yazavagım hoscakkalınn.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leydi yeniden doğdu
Fantasy8 aydır burda yaşıyorum sonu ölüm ile bitecek olan bir hayat. Ölmeye niyetim yok. Bu kitabı yazan bendim ,gerekirse tekrar yazarım. Espera olarak yaşayacak, ve sonumu değiştireceğim. Arşidükün tek ve melez kızı, melez olduğunu kimse bilmiyordu, ke...