beşinci bölüm

231 13 7
                                    

Lala'yı çağırdığım günden beri 5 gün geçmişti, istediğim ruhların hepsini çağırdım. Ateş kralı dışında.

Şuan iki tane rüzgar ruhum, üç tane su ruhum var, ama orta seviyeden vazgeçmiştim o yüzden büyük-orta olanı çağırdım ve şansıma saldırı üstünlüğu vardı. Ateş ruhu olarak en küçük ve orta seviye ile ruh anlaşması yaptım, kral seviyeyi çağırmak için büyük-ortadan vazgeçmem lazımdı o yüzden onu çoktan elemiştim. Ateş kralını çağırmak için mana taşı hediye ettim ama yinede gelmedi, 3 gündür uğraşıyorum ama tık yok.

Bugün ruh çağırmak dışında planlarım vardı. Taslağını hazırladığım elbisenin yapıldığına dair mektup almıştım. Oraya gideceğim, balık stili olan elbise'nin taslağını çizmiştim, tek fark elbisenin bel kısmında içten değil de dıştan görünen bir korse vardı.

Korse görünümü eskiden çok hoşuma giderdi ve burdaki herkes korse olmayan bir şeyi giyinmeyi pek sevmiyorlar, bende biraz fark yarattım, bu elbise ile kraliyet balosuna gideceğim. Hem elbiseyi tanıtacağım hem de dikkat çekeceğim, balo kitabın başlama zamanının işaretiydi o yüzden bütün dikkatleri üzerime çekip ana karakterden uzaklaştırmam lazımdı.

Her ne kadar ana karakter azize olsa da ruh kullanıcısı olarak ondan daha üstün durum da sayılırdım. Aden olan ben kitabı yazarken her hangi bir tanrı adı vermedim ya da uyduruk bir din sallamdım. Ana karakterin azize olarak seçilmesinin sebebi kutsal olarak kabul edilen tanrı'nın eliza'nın reankarne olmasından bir haber olmasından kaynaklıydı.

Eliza da reankerne oldu, kücük yaşta kutsal gücünü uyandırdı ve 17 yaşında tapınak onu buldu. Kutsal gücü ölcülürken tanrı Eliza'yı görüyor ve önceki hayatını bildiğini anlıyor, tabii bunu kanıtlamak için Eliza ile konuşmaya çalışınca 'vahiy aldı bu kesin azize ' diye söylentiler yayıldı. Eliza yanlışlıkla azize olmuş oldu. Tanrı da gerçek azize ortaya çıkana kadar Eliza'ya yeteri kadar güç vereceğine söz verdi.

Aynen böyle kurguladım. Kraliyet balosunda ise azizenin ortaya çıktığı duyurulacaktı. Tabii ben işe çomak sokuyorum o ayrı bir mesele.

Ayrıca kısa bir dipnot; kitapta yazdığım ana karakterin kocası olan dük'ten nefret ediyorum. Kim olursa olsun o kişi benden uzak dursun, ters tarafıma gelirse azizeciği ile beraber ölebilirler.

Yani neden sevmiyorum bende bilmiyorum ama kitabı yazdığımdan beri ona antisempati besliyorum. Nefret ettiğin karakteri kendi -ben yazdım birde-  gözlerim ile görmek çok garip olacak.

Ayrıca espera olarak evleneceksem unvanımı kullanıp büyücü kulesinin başı ile evleneceğim. Kitaptaki ana karakteri dük yapmış olmam kendime başka birini bulmayacağım anlamına gelmez.

Her ne kadar sonum onlar yüzünden gelecek olsa da Eliza ve luther -dük- birbirlerini seven kişilerdi. O yüzden lutheri sevsem bile aralarına girmezdim.

Ve daha kücük dipnot; büyücü kulesinin başı desem bile asıl kitapta kendisi hiç geçmedi. Tipini tabii ki tasarlamıştım ama onu kitaba koymayı istemedim, niyesine gelirsek kitap kutsal güc ve canavarlar ile ilgiliydi ve büyü ile kutsal güc ayrı kavramlar olarak geçiyordu o yüzden canım aşkım kitapta geçmedi.

Küçük dipnotlara gel hayatımdan uzun resmen.

Üstümü giyinmiş at arabasına binmiştim bile, çok mu düşünüyorum farkına varmadan yolu yarılamışız. Terzim bir kadındı eski kitapta herkesin çok beğendiği elbiseleri yapan kişiye gittim, eskiden köylü olmasına rağmen iş kuran bir kadın olarak ve yaptığı işten saygı duyması ile 'barones' unvanını aldı.

Eski hayatımdan kadınlar ve erkekler eşit olmasına rağmen eşitlik belli olmazdı, bende kendi kitabımda iş yapan kadınlar için özel bir yasa koymuştum. Yaptığı iş ne olursa olsun -köle, kumarhane dışı- tutar ve para kazanmya başlarsa otamatik olarak barones olur.

Leydi yeniden doğdu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin