onuncu bölüm

173 12 0
                                    

  
Lütfen oy vermeyi unutmayın. Yorum yaparsanız sevinirim tabii, ama o kadarına gerek yok o yüzden lütfen oy verin.
   ♪



   ♪
Şuan eski hayatımda ki dramatik şarkılarıma ihtiyacım var. Üzülmemem gerektiğinin farkındayım ama nedense Allan'ın böyle davranması beni gereğinden fazla etkiliyordu. Mantıksal açıdan bakarsak onu bu dünyada topu topu 3 kez görüştük ben onu önceden de tanısam o beni tanımıyordu ve tanısaydı önceki benim ben olduğuma inanmazdı. Önceki hayatımda pasif, milletin işlerine karışmayan ve az kişiyle iletişimim vardı.

Kısaca önceki ben ve şuan ki ben arasında dağlar kadar fark vardı. Neyse konumuza dönelim, dikkatini topla pera.

Şuan da Allan ile buluşma vaktimize çok az kalmıştı hatta nerdeyse başlamak üzereydi. Hizmetçim ile bahçeye doğru gitmeye başladık, hava güzeldi ve az kişi vardı o yüzden dışarıyı tercih etmiştim.

             
                      Allan'ın gözünden

O günkü olayın sonunda beni resmen kovmuştu. Tabii ki de hakketmiştim ama orası ayrıydı.

Onunlayken düşünme yetkimi kaybediyordum, ne düşündüğümü anlamıyor, kafamın içinde sadece o dönüyordu. Neden böyle olduğunu bile anlamıyorum, o yüzden tekrar onu görmem gerektiğini düşünmüştüm. Ama yanlışlıkla kendimi gecenin köründe ışınlamıştım, nasıl böyle bir hata yapabilirim? Ayrıca onu o şekil gördükten sonra çok olağan bir şekilde sadece benimle dalga geçmişti. Komik olacak bir şaka da değildi evlenmekten bahsediyordu.  Şaka olduğunu söylemeseydi gerçek sanabilirdim çünkü çok ciddi söylemişti.

Onun dediği gibi mektup yazmış ve görüşmek için gün istemiştim. Maalesef ki o gün "çok önemli bir konu" derken yalan söylüyordum, ve daha da beter olamazmış gibi önemliyse mektup yollamam gerektiğini söylemişti. Yollamasaydım süphelenirdi, bende o yüzden tekrar aynı önemlilik acısından mektup yazdım. Bana sırını gösterdi, ben de önemli sırrımı açıklayacağım.

Beni bahçeye doğru yönlendirmişlerdi, yavaşça etrafa bakınırken oturacağımız yere gelmiştik bile. Leydi benden önce gelmişti. Bir elim arkada diğer elim önümde hafif eğilerek selam verdim.

"Leydi Espera an dailestee'yi selamlarım."

"Sör Allan eliás'ı selamlarım."

Karşılıklı selam verip doğrulmuştuk. Giydiği elbise ona çok yakışmıştı, şaçını aşağıdan toplanmıştı toplanan kısım ise örülmüştü. Kızıl saç rengi sayesinde genellikle gösterişli elbiseler giyiyordu, ama onun dışında biri onun giyindiği elbiseleri giyinip dışarı çıksaydı sadece rezik olurdu. Leydi anlatılmayacak kadar güzeldi.

Balodayken giyindiği elbise de ona yakışmıştı, elbisenin renk seçimi biraz olağan dışı olsa da elbise stili sayesinde rengi göze batmıyordu. O elbise ile de gayet güzel dans ediyordu, dışarıdan bakılınca hareket etmesi zor gibiydi. Ama kendisi resmen bir kuğ gibiydi, temiz ama bir o kadar da ışıltısı vardı. Leydi cidden hiçkimse gibi değildi.

"Llan."

"Allan."

Leydime bakakalmıştım ve bana seslenmesine rağmen uzun süre sonra dıymuştum! Rezil olmakta bir numarasın.

"Üzgünüm leydim, sizi görünce dalmışım."

Neden bu kadar dürüst cevap veriyorum? Nerde benim sakinliğim!

Leydim dediğimi algılayınca bana baktı ve resmen kahkaha attı. Bu kadın bütün kuralları bozuyor! Ama çok güzel gülüyordu, üzülmek yerine hep gülmesini görmek isterdim.

"Şakanız çok hayran kalınası Sör."

Size şaka yaptığımı düşündüren nedir leydim?

"Sizi güldürdüysem ne mutlu bana, konumuzu konuşmadan ortayı yumuşatmak istemiştim."

"Ah tabii Sör, iyi yaptınız lütfen anlatmaya başlayın, dinliyorum."

"Açıkcası bu meseleyi bana güvendiğiniz için anlatmak istiyorum, benim bir kız kardeşim var. " Devam ettim.

"Ama şöyle ki kardeşim ölü biliniyor, ama aslında ölmedi. Şuan sizinle aynı yaşta leydim gizli bir şekilde yaşamak zorunda kaldı, hastalığı yüzünden dışarı çıkamıyor. Onun hastalığının düzeltebilecek tek şey mavi renginde ortası kırmızı olan bir çicekten kaynatılacak olan ilaç. Sizden önemli isteğim onunla tanışmanız ve olursa arkadaş olmanız." Diyip sustum.

Yüz ifadesini incelemek amacıyla gözlerimi yüzünde gezdirdim, şok olmuş ama bir yandan da ne olduğunu anlamak istermiş gibi bakıyordu. Yüz ifadesi o kadar çok şey anlatıyordu ki ne düşündüğünü anlamam imkansız gibiydi.

                   Espera'nın ağzından

Allan gelmiş ve küçük bir şaka ile ortamı yumuşatıp konuşmaya başlamıştı. Konuşmasını sonuna kadar dinlemiştim. Ama o da ne! Neden bana kardeşini anlatıyorsun?

Niye herkesten sakladığın şeyi bana söylüyorsun! Allan ikizler burcu musun sen? Delirtiyorsun beni.

Çok sustuğumu farkedince hemen boğazımı temizleyip konuştum.

"Evet, evet olurum benim için sorun yok, ama bu olayı kimse bilmiyor gibi ama bana neden anlattınız"

Allan bana baktı uzun uzun baktı, çok söylemek ister gibiydi, kendisi yakışıklıydı ama şuan karışımda duran adam tatlı tatlı bana bakıyor ve gülümsüyordu.

"Leydim, neden söylediğim hakkında bir fikrim yok nedense size her daim güvenebileceğime dair bir his var." 
Ben bu adamı cidden seviyorum, karakterini, kızarışını, sesini, her halini seviyorum.

Şuan söyleyeceğim şeyi ilk defa belki alaysız ve ciddi söyleyecektim, ama bu sözleri duyduktan sonra pişman bile olmazdım.

"Sör Allan, biraz ani bir soru olacak ama benimle cidden evlenir misiniz?"

•♪♪•
•♪♪•
•♪♪•

Pera cldden çok degisti ve perayı yazmak eskisşnden daha eğlenceli hale geldi sonu biraz heycanlı bırakrım hep soyleyip durdugu bir cumleydi bir kez de ciddi soyledi acaba ne olacak. Neysee

Allancığımın kardeşinşn resmini bırakıyorum

Maite eliás↓

Maite eliás↓

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Allan eliás

Allan eliás

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kardeşleri bir arada gorun istedim ehee

Leydi yeniden doğduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin