On beşinci bölüm

124 9 0
                                    

Kısa sürecek bir banyo yapmak istediğimi ve ondan sonra hazırlanıp yemeğe ineceğimi söyledim, tek başıma banyo yaparım diyince onları tabiri caize odanın içinden kovmuştum.

Banyoya girince suya katılan güzel lavanta kokusu beni karşılamıştı. Kokunun güzelliğine mest olmamaya çalışıp hemen yıkanıp üzerimdeki kokulardan kurtulmak istiyordum.

Ciddi manada kısa süren banyom sonunda çok uğraşmadan, süslü bir gömlek ile kumaşı sıcak tutan pantolon giyindim, saçımı kurutmaya çalışmadım, uzun saçın kuruması zaman alıyordu, o yüzden üstün körü suyunu alıp at kuyruğu yaptım.

Odadan çıkıp gördüğüm hizmetçiye yemek salonunu sorduğumda bana eşlik edeceğini söylemişti. Yemek salonuna geldiğimde Allan dışında Dükte burdaydı. Yemekte bizle beraber mi yiyeceksin şimdi.

Son gelen kişi olmama rağmen çaktırmadım ve bana ayrılan yere oturdum. Bu masa neden bu kadar küçük, hani nerde iki metre boyundaki maslar. Hiç kimse konuşmayınca garip bir sesizlik olmuştu, bunu bozmak için konuşacakken Dükçük benden önce davranmıştı.

"Malikanemize hoş geldiniz, sizinle tanışmak bir şereftir."

Allan ile aramızda bakışma geçmişti ve konuşan da o olmuştu.

"Bizim içinde öyle sizinle tanıştığımıza memnunuz."

Ben değilim ki Allan.

"Leydi Espera kıyafetiniz çok sıra dışı."

Pardon, duyamadım.

"Neden öyle düşünüyorsunuz? Ah sanırım sizden daha iyi yakıştığı için kıskandınız."

Yine sesizlik, şaka yapıyorum anlamıyor ki bunlar beni!

"Şaka yapmıştım, kusura bakmayın."

Kendi gülüşümü tutmaya çalışırken Dük sesli bir şekilde gülmüştü. Hatta fazla bile gülmüştü ki gözünden yaş gelmişti, eliyle yaşı silip konuştu.
"Uzun zamandır burası çok sesizdi, geldiğinize göre biraz ses olacak sanırım."

Aha ultra güzel sezgilerini konuşturdu, deme şunu ya.

Kabul ediyorum buraya iyi bir sebepten -senin için kötü- dolayı gelmedim. Ama bunu demen benim içim kalp yarısı be Luther. Ultra güzel sezgilerini iyi zamanlarda konuştur lütfen.

Yemekler gelmişti ve arada bir konuşma dışında gayet sakin şekilde yemek yemiştik. Biraz daha noş boş oturup uykum gelince kalkmak izin istemiştim.

"Size iyi konuşmalar benim uykum geldiği için erken ayrılacağım."

Ben böyle dedikten sonra Allan bebişim de kalkacağını söyledi ve Dük sokakts bırakılmış bir köpek yavrusu gibiydi.

O tipi de köpek yavrusuna benzettim ya ben kendime bir şey demiyorum artık.

Düku takmadan ikinci kata çıktık. Benim odamı görünce hafif sola dönüp kapıya yönelirken duyduğum ses ile kaskatı kesildim.

"İyi uykular sevgilim."

Ne? Ne!

Sakin pera, sakin ol elimi uzatarak kapıyı açıp içeri girdim, kapıyı kapattıktan sonra yatağa yüz üstü kendimi attım ve yüzümü yastığa bastırarak kısa bir cığlık attım. Çığılım bitince normal şekilde dönüp bir de kahkaha atmıştım.

Allan bana sevgilim dedi!

Ben Allan'ın sevgilisiyim.

Mutluluktan çıldırmış şekilde yatakta tepinirken yorgunluğum ağır basınca gülümseyerek uykuya dalmıştım.



Uzun sure sonra bolum yazmak terapi gibi geldi cok sakin hissediyorum suan.

Nasılsınızz?

Ben iyiyim ama sınavcıklarım beni yoruyorrr.

Benden baska sınavı olanlara kolay gelsinnn.
Babayyyy

Leydi yeniden doğduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin