On yedinci bölüm

140 7 0
                                    

Şuan Lucy ile Wulcy garip bir şekilde sakladıkları evindeyiz. Garip deme sebebim ise dışarıdan bakıldığında kar yığını gibi görülen bir yerdi ama içeri baktığında -normal- insanların bile yaşayacağı bir evdi.

Her zaman ki gibi sesizlik içinde iki kardeş nişanlımı izliyor nişanlım kardeşleri izliyor ben ise bu izlenme işinden nasıl kurtulacağımı düşünüyorum. Buraya geldiğim ilk günden beri herkes birbirini izliyor, neyim ben izlenen kişi dedektörü mü? Kendi kendimi sarsıp dikkatleri üzerime çekmek için boğazımı temizledim.

"Aslında bakarsanız sizi bulmamın bir sebebi daha var."
Karşımdaki üç kişi bana bakıp bakmadığını kontrol etmek için susup onlara baktım dikkatleri bende olduğu için konuşmaya devam ettim.

"Anlıyacağınız üzere güney tarafında yaşadığım için yanlızım, yani canavar olan kısmımdan dolayı ve ordayken yardıma ihtiyacım olan zamanlar oluyor tabii bunları yapmak için de "canavar" olduğumu bilen birilerinden yardım istemem gerekiyor."

"Sizden istediğim benimle beraber, güneye gelip benimle yaşamanız."

Konuşurken hepsine bakmaya çalıştım ve  son kelimelerimi ise ortaya söylermiş gibi göz kontağını bitirdim. Ve tahmin edin ne oldu? Sesizlik...

Sanırım bir olay olduğu zaman en gıcık oluman şey sesizlikti ya da ben bu hayatta fazla sessizlik yaşadım.

Çok bir zaman geçmeden Wulcy konuştu, şükür.

"Güneye gitmek sorun olmaz, zaten taşınmayı düşünüyorduk. Ama Lucy ister mi bilemiyorum."

Eh böyle diyince gözler Lucy'e döndü, bütün karar Lucy'e aitti. Hadi kabul et, lütfen. Size çok iyi davranacağım. Doğruyu söylemek gerekirse kardeş sayılıyoruz zaten, neden mi? Canavarlar arasında zaman sistemi geçerlidir, kim kaç yaşında doğduğunu, adını, ilişkilerini zaman belirler. Zamanın anlamı insan sözcüğünde başka bir anlamı var o da "doğa". Benim doğduğum sırada onlar da doğmuştu, o yüzden kardeş sayılıyoruz. Canavarlar aynı zamanda doğduğu kişiyi hisseder ve korumak ister.

Bu benim için tam geçerli değildi, zaman benim içim yarım bir desteği vardı. O yüzden şuana kadar hissedilmedim, yakınlarda olmadığım sürece de beni hissedemezlerdi. Ama şuan öyle bir şey yok ve Lucy de bunu hissettiği icin benle gelmek isteyebilir.

Lucy'e bakarken gülümseyerek konuşmaya başladı, pardon sırıtmaya.

"Tabii olur, ama bir şartım var."

Şart mı? Ne şartı.

"Şartın ne?"

"Senle yaşayacağım, yanımızda sen de olacaksın."

He? Zaten evime gidiyoruz, kucak kucağa yatacağız. Şaka. Evde 3 tane insan ve bir kaç -çok- hizmetçi var ama bence yaşarız.

"Ben sizle yaşamaya dünden razıyım ama kendi evime gideceğimiz için evde "insan" olan şeyler -kişiler- var. Sorun olur mu?"

Cidden ben bu kardeşlerle konuşurken insanları neden gömüyorum? Bu iki karakter kendi kafalarına göre takılan iki sadist katil, o sıra benim onları pışpışlayıp eve atış şeklim ise çok komik.

Anne, baba eve katil getiriyorum, çok korkmayın.

Lucy ve Wulcy kendi aralarında bakışma yaşayarak bana geri döndüler.

"Burada yaşadığımız sürece çok insan ile karşılaşmadık ama insan sevdiğimiz söylenmez, sana ve bize kötu davranmadıkları sürece kimseyi öldürmeyiz."

Ahh içimi rahatlattığın için teşekkürler Wulcy. Ben insanları uyarırım, öldürecekseniz de gizli hallederiz.

Bazen kendimin bu kadar sakin olmasından dolayı korkuyorum. Bu gidişle ikili ile katil olma yolunda gidebilirim.

Şaka tabii ki.

"Tabii zaten evde olduğumuz sürece size veya bana kötü davranan kişinin olması imkansız. Dışarıda birisi size kötü davranırsa da gizli halledin ya da bana söyleyin bir şekilde yaparız."

Neyse konuya dön.

"Şuan burada ki Dükün evinde kalıyoruz, bizimle orada kalabilirsiniz, yarın yola çıkıyoruz. Ne yapmak istersiniz?"

"Burada ki bazı şeyleri düzenliyip etraftaki tuzakları kapatmamız lazım, yarın Dükün evinin yakınında bekleriz."

"Ah çok güzel o zaman yarın sizi görmeyi dört gözle bekliyorum."

Dışarı çıkmak istediğimi anlatmak için Allan'a kaş göz yapıyordum ki Lucy bana sarıldı. Sarıldı? Bu kız fazla yakın hissetmiyor mu yoksa yalan mı yapıyor hiç anlamıyorum. Pot kırmamak için bende ona sarıldım ben sarılınca daha sıkı sarılmıştı.

Vedalaşmamız bitince kar yığını evden uzaklaşıp Allan'a bizi ışınlaması için elini tutup ona yaklaştım. Koca bir ışık süzmesi gözümi kamaştırırken bir kaç saniyede Dükün evinde ki odama gelmiştik.

Allan'a sarılıp geri çekildim, uzun bir gün olmuştu ve en çok kafası karışan da o olmuştu. Gülumseyip dinlenmesini söyledim. Kapıdan çıkışını izlerken çıktığı gibi kendimi üstümde ki kıyafetlerle yatağa atıp uzun süren bir uykuya bıraktım.





   
Çoooook uzgunum cok geç bolum attım, mental acıdan hala toparlanamadım ve Liseli oldugum ve gecen hafadır hasta oldıgum icin cok yorgundum iki haftalık tatiş de dha fazla bolum atmaya calısacagımm sizi seviyorummm ♥🫂

(Bolum kısa mı degilmi bakmadım umarım yeteri uzunluktatdır)

İyi okumalrrrrrrr.

Leydi yeniden doğduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin