Sabah olmuş üzerimi giyinmiş bir şekilde aşağıya yemek odasına iniyordum. Her ne kadar bir başkasının evinde olsamda gayet güzel bir şekilde idare ediyordum, hele ki bu birisi Dük olunca idare etmeme bende şaşıyordum.
Yemekten sonra Allan ile bir yere gideceğim, sırların ortadan kalkma zamanı gelmişti. Sonuçta kitabın yazarı ben olduğum için Allan alaklı çoğu şeyi biliyordu ama Allan benim hakkımda reankarne olmamı geç melez olduğumu bile bilmiyordu.
Açık olmak gerekirse söylemeyebilirdim ama Allan ilerdeki planlarımda bana çok yardım edecek bu yüzden aklındaki bazı sorunları şimdiden nötrlemem lazım.
Yemek masasına geldiğimde Dük önceden oturmuş bizi bekliyordu, kafa selamı vererek yerime oturdum. Yemekler servis edilmeye başladığında ise Allan gelip yanımdaki sandalyeye oturmuştu. Sesiz geçen bir yemekti, karnımı çabuk doyurup Allan'ın yemeğini bitirmesini bekledim.
Yemek faslı bitmiş ve oturma odasına geçmiştik. İkili kendi arasında sohbet ederken sohbete atladım.
"Dük, dışarı çıkıp biraz gezineceğiz. Sorun olmaz di mi?"
"Tabii ki de olmaz leydi Espera, yollar karlı olduğu için dikkatlı olun yeter."
Ne? Hayır.
Karlı yollar dememeliydin, kitapta Dük ne zaman karlı yollar dese hep kötü bir şey olurdu. Bu adamın çoğu sözü şanssızlık getirir.
Yüz ifademe dikkat ederek gülümseyerek Alkan'ı dürtüm ve beraber oturma odasından ayrıldık. Odamın yanına gelince onu da içeri çektim ve etrafa rüzgardan sesi baskılayan bir kalkan oluşturdum.
"Allan sıkı giyin, çok sıkı tamam mı? Dışarı çıkacağız. Mümkünse kendine koruma kalkanı da yap."
"Ne oluyor? Kötü bir şey mi yapacağız."
"Bizim için iyi ama Dük için kötü olabilir ve ne olacağını gidince görürsün."
Üzgünüm Allan biraz daha katlan bana, her şeyi açıklayacağım.
Allan kafa sallayıp odadan çıktı bende hemen üzerimi giyinmeye başladım. Hemen bir gömlek ve rahat pantalon giyinip üzerime palto attım. Küçük bir çantaya da su ve bir şey olursa diye yardım fişeği koydum. Su çok gerekli değildi aslında görünüş amaçlıydı.
Allan'ın odasına doğru gidip kapıyı çaldım.
"Gir."
İçeriye girip kapıyı kappattım. Allan dediğim kadar sıkı giyinmemişti, ama sıcak gibi duruyordu. Tepeden tırnağa bakıp konuştum.
"Hazırlandın mı?"
"Evet, hazırlandım."
"At arabası ile gideceğiz ama bir yerden sonrasını biz yürüyeceğiz."
Ses cıkarmadan kafa sallad, bende ona uyup koluna girerek dışarı çıktık. Birisine işaret edip at arabasını getirmesini söyledik. Kısa süre sonra at arabası gelmişti. Bindiğimizde patikadan ilerlemeye başlamıştı. Yapacak olacağım şey kitapta sadece bir kere geçen karakterler ile tanışmaktı.
Baya bir yol aldıktan sonra sürücüyü durdurup biraz yürüyeceğimizi ve onun gitmesini söyledik. Adam bize bakıp makul kararmış gibi gitti, beni bilmese de Allan büyücü olduğu icin umursamadı galiba.
Yazdığım paragrafları birer birer hatırlarken yolun sağ tarafından üç adım sola gidip 30 adım da düz yürüdük. Saçma bir şekilde burayı hatırlama sebebim eski evim ile gidiş yolunu aynı yapmamdan kaynaklıydı. Düz yürüme bitince sağ ve solu kontrol edip önümdeki çam ağcına sırtımı dönerek kuzeye baktım. Güneşin gölgesinde kalan yer ise onlara aitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leydi yeniden doğdu
Fantasy8 aydır burda yaşıyorum sonu ölüm ile bitecek olan bir hayat. Ölmeye niyetim yok. Bu kitabı yazan bendim ,gerekirse tekrar yazarım. Espera olarak yaşayacak, ve sonumu değiştireceğim. Arşidükün tek ve melez kızı, melez olduğunu kimse bilmiyordu, ke...