6

45 5 0
                                    

Felix'e çarşamba günü görüşürüz demiştim ama çarşamba günü görüşemeyecektik.

Banyoda gözyaşları içinde omzuma bastırdığım buz torbası tenimi cayır cayır yakıyordu.

Titreyen elimi omzumdan çekip yara yerine bakmaya çalıştım.

Omzumda olduğundan göremiyordum yine de su topladığını görebildim aynadan.

Dün akşam uyku tutmayınca kendime süt ısıtmak için mutfağa damlamıştım.

Kazasız belasız sütümü ısıtıp odama geçtiğime inanırken öyle olmadığını bardağın yarısına geldiğimde odama dalan annemle anladım.

Sinirliydi, neden bilmiyordum ve asıl korkutucu olan da buydu yine de odama başka sebeple gelmeyeceğinden hemen anladım sinirinin nesnesi olduğumu.

Huzursuzca yatağımdan kalktım ne olduğunu sormaya kalmadan elindeki cezveyi salladı gözümün önünde

"Ne bu hali cezvenin ben sana demedim mi cezveyle süt ısıtma diye?"

Açıkçası dememişti ve o söyleyene kadar cezveyi yaktığımı da bilmiyordum

Bir adım geriledim

Diğer elindeki sigaradan bir nefes çekip odama üfledi. Sık sık evde içerdi sigarasını

"Özür dilerim bir daha yapmam"

Özrüm yeterli değildi, hiçbir zaman da olmamıştı zaten.

Üstüme yürüdü

Elindeki cezveyi elime tutuştururken omzumda bir yanma hissettim

Yatarken tişört giymezdim bu yüzden çıplak tenimde hissettiğim yanmayla buruştu yüzüm

Sönen izmarit ayak ucuma düştü.
Acıdan iki büklüm olmuş halimi esgeçti, kıstığı gözleri ruhuma aşağılama satarken defolup cezveyi sürmemi söyledi.

Daha fazlasını yapmasından korktuğumdan mutfağa girip artık sağ kolumu hissetmeyene kadar sürdüm metal yüzeyi.

Canımın acısı bile yoktu gözümde en son odama gidip yattığımda yoğun bir yanma hissi geldi, ama o zaman bile şimdiki kadar acımıyordu.

Buz torbasını kaldırıp odamda komodinin üstünde duran rastgele bir kremi bocaladım yaranın üstüne.

Gözyaşlarım artık durup da yüzümü gererken geç kalmış olsam da elimin tersiyle silmeye çalıştım onları.

Nafile bir çabaydı şimdi yüzüm tuhaf bir şekilde kaşınmaya başlamıştı yine de bu sefer aldırmadım.

Okul kıyafetimi güç bela giymeyi başardım ama gömleğin ince kumaşı değince bile omzum zonkluyordu.

Montumu giymedim o kadar ağırlığı kaldıramayacağımı anlamıştım onun yerine ince siyah kapüşonlumu giydim.

Çantamı da alıp kimselere görünmeden evden çıktım.

.
.
.

İlk ders başlamadan hemşirenin yanına uğradım, kahve içerken elimi haşladığımı söyleyip tuvalette birkaç dakika sıcak suya tuttuğum elimi gösterdim.

Hafif yanıklar için verdiği küçük tüple revirden ayrılıp lavaboda kremi sürdüm.

Aceleyle işimi bitirip sınıfıma girdiğimde sırama geçip oturdum.

Normalde hızlı hızlı geçen gün bir türlü geçmek bilmedi bir ara sıraya kafamı koyup uyumaya bile çalıştım.

Normalde hiç yapmadığım bir şey olduğundan ekstra dikkat çekince onu da yapamadım.

Sonunda hareket etmeme konusunda karar kıldım, hareket edince gömleğin kuru dokusunu resmen hissediyordum ki bu iğrenç bir histi.

"Beomgyu iyi olduğuna emin misin?"

Soobin sabahtan beri belki beş belki altıncı kez soruyordu bu soruyu.

"İyiyim Soobin diyorum ya gece apartmanda ses vardı uyuyamadım "

"Bana hiç uykusuzmuş gibi görünmedin, hem nasıl bir ses gece boyu uyumana engel olabilir ki?"

Elimle sıranın altından bacağımı sıkıştırdım

"Yan komşumuz gecenin bir saati çamaşır attı gece boyu sıktırma sesi dinledim"

Bir kısmı yalan olmakla beraber bu sesin beni uykumdan ettiği doğruydu

"Yok ama hiç iyi durmuyorsun, hadi kalk revire gidelim"

Reddetmek istedim, irdelemesin sadece peşini bıraksın istedim ama Soobin ısrarla kaldırdı yerimden.

Birlikte revire girdik, hemşire Soobin'i görünce tatlı tatlı gülüp neyi olduğunu sordu

Soobin iki metrelik boyuyla aramızdan çekilip hasta olanın o değil ben olduğumu söyleyince bugün ikinci kez geldiğimi gören hemşire ayağa kalkıp yanıma geldi.

Pek profesyonel olmayacak şekilde elini alnıma atıp yokladı

"Rengin atmış, az ateşin de var uzan şöyle"

Nasıl görünüyordum bilmiyordum gerçekten o kadar kötü müydüm ki normalde öğrenciler dersten kaytarmasın diye bin bir laf eden hemşire bile neden geldin dememişti.

"Elin nasıl oldu?"

Sabahki kızarıklığı geçmiş elime baktım kısaca

"Daha iyi"

Hemşire Kim güleç bir tavırla kafasını salladı sonra asıl meseleye döndük.

Hemşireye Soobine anlattığım hikayenin aynısını anlattım sonuç olarak biraz da ateşim olduğundan ağrıkesici ateşdüşürücü tarzda bir ilaç yuttum.

Dersten çıktığım için yazdığı kağıdı Soobin'e verdi, Soobin tekrardan sınıfa dönmeden bir şey olursa mesaj atmamı söyleyip çoktan başlayan derse girmek için bizi yalnız bıraktı.

Hemşire kim masasında oturmuş bazı evrak işleriyle uğraşırken sedyeye uzandım, okulun bitmesine daha çok vardı.

On beş dakika kadar yattığım yerde kıpırdanıp durdum en sonunda içtiğim ilaç etki etmiş olacak ki müthiş bir rahatlama sardı bedenimi.

Aralıksız acı çekmek bedenimi yormuş, gece uyumuş olmama rağmen beni tüketmişti haliyle sonunda acıdan başka bir şeye odaklanabildiğimde gözlerimi kapattım.

.
.
.

Selamm bölümün kısa olduğunun farkındayım bir bölüm için çok uzun olmuştu bu yüzden bölümü kestim devamı da kısa sürede gelir.

Sağlıkla kalın

Love is Untangible || taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin