12

32 7 6
                                    

Koltuk altıma kıstırdığım kitaplarla okulun arka tarafına dolanırken bir yandan da gayri ihtiyari etrafta bakındım.

Sonunda aradığım bedeni bulunca sırtını duvara yaslamış beni bekleyen şahsa doğru yürüdüm.

Geldiğimi fark edince içtiği sigarayı yere atıp söndürdü. Birkaç kere yanımda içmemesi için azar yediğinden akıllanmıştı.

"On dakika geç kaldın"

Dediklerini umursamadan kitapları uzattım.

"İleride işlenecek iki konuyu da bitirdim seni bir süre idare eder"

Yuna elinde çevirdiği kitaplardan birini açıp içini kontrol ederken kafasını salladı.

Yanında getirdiği biyoloji kitabını bana uzatırken hala daha elindeki çözülmüş kitabı inceliyordu

"Anlayamıyorum ya yazın kızlarınkinden bile güzel!"

O sistemle söylenirken yine bir şey demedim. Bana verdiği kitabı açıp birkaç soruyu inceledim

"Ne zamana istiyorsun?"

"Bunun acelesi yok iki haftaya verirsin paran da içinde"

Kitabın arasına iliştitilmiş zarfı fark ettiğimde kitabı kapattım.

"Bu kaynak öncekilerden zor iki katını alırım."

Paranın onun için sıkıntı olmadığını bilmeme rağmen küçücük yüzünü kırıştırıp alttan ters ters baktı yüzüme

"Fırsatçısın "

Omuz silktim

"İşine gelirse güzelim"

"İyi be bitirince veririm kalanını"

Ben de onun gibi sırtımı duvara yasladım bugün keyfim yerindeydi

"Ee pratikler nasıl gidiyor?"

Yuna rugan aykkabılarının cilasına bakmadan önündeki toprağı eşeliyorken kafasını kaldırdı

"Umrundaymış gibi?"

"Umrumda olmasa sormayacağımı biliyorsun"

Hafif hafif esen rüzgar saçlarımızı savuruyorken çözülmüş bağcıklarımla bakışıyordum

"Fena değil, sanırım birkaç kilo daha vermem gerekecek ama yaz tatiline kadar bekleyip göreceğiz"

Yerdeki bakışlarımı sağımdaki bedene çevirdim

"Zaten bir deri bir kemiksin daha ne kadar kilo vermen lazım?"

Yuna bu dediğime gülerken karşıma geçti

"Bugün pek bir konuşkansın Choi bu neşeni neye borçluyuz?"

Yüzüne dik dik bakarak doğruldum iki kuruşluk keyfim vardı onda da çıkıntılık yapmasa olmuyordu

"Seninle de konuşulmuyor kızım yabani misin nesin?"

Arkamı dönüp giderken söylendiğini duyuyordum ama pek umursamadım.

İçten içe ona hayranlık duyduğumun farkındaydım ama yüzümdeki gülümsemeyi görmesine izin vermedim.

Benim aksine Yuna hayalleri olan biriydi.

İçinde yaşadığımız acımasız dünyada onun veya bunun ne istediğiyle değil kendi istekleriyle meşgul olmasını biliyordu. Ailesi Kore'nin üç büyük üniversitesinden birine girmesini istiyordu. Ama gelin görün ki kızları Yuna sene başında yanıma gelip hayallerine ulaşmak namına oluşturduğu küçük oyununa beni de çekerken bir gün bile o üniversitelerden birine girmeyi düşünmemişti.

Love is Untangible || taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin