20

24 3 1
                                    

Bu ikinci bölüm öncekini atlamayın.
.
.
.

Tıklım tıklım dolmuş otobüsü alıcı gözüyle süzerken binemeyeceğimi anlayınca zorlamadan geç kalmayı kabullendim.

Otobüs zar zor kapanan kapılarıyla beni geride bırakırken telefonumdan bir kez daha saati kontrol ettim. Laboratuvar dersi olmasa ekmek sıkıntı olmayacaktı ama hoca haftalık sesli yoklama alıyor gelmeyeni mazeretini beğenmezse bırakıyordu.

Stresle saçlarımı karıştırırken önümde duran motorla sarı saçları kasktan fırlayan Kai bana göz kırptı.

"Atla fıstık, bırakayım seni fakültene"

Gereksiz flörtünü görmezden gelip alelacele külüstür motorunda arkasına yerleştim

"Bunca zaman nerdeydin az daha geç kalıyordum"

Kai sıkıca tutunmamı beklemeden gazladığında cevap alamamak beni şaşırtmıyordu bile.

"Soobin akşama toplanıyoruz demiş okudun mu grubu?"

Kai'ın kucağıma tepiştirdiği birkaç paketi düşürmemek adına cebelleşirken kırmızı ışıkta durunca sonunda bir nefes alabildim

"Yok, kalktığım gibi çıktım evden uyuya kalmışım sen de ellememişsin zaten "

Sitemimi görmezden geldi

"Gidiyor musun?"

"Bilmem belki uğrarım bir ara, senin işin biter mi o zamana?"

Yeşile dönen ışıkla tekrardan sarsılarak ilerlemeye başladık

"Beşte mi bitiyor dersin?"

"Aynen"

Son arayı dönüp eski fakülte binasında durdu

"Trafiğe kalmazsam alırım seni"

O kucağımdaki paketleri motorda bir yerlere sıkıştırırken ben hızlıca toparlanıp laboratuvarlara doğru koşmadan önce arkamdan bağırdı

"Çıkınca mesaj at!"
.
.
.
İki ders arasında üç saat boşluk koyarlarken akıllarından ne geçiyordu bilmiyorum ama günüm bitip de Kai'ye beni alması için mesaj attığımda hem yorgun hem de açtım.

Neyse ki Kai trafiğe yakalanmadan gelebildi. Günboyu bıraktığı paketler hakkında dedikodu yaparken Soobin'in Yeonjun'la kaldığı daireye sürüyordu.

"Sonra dedim ki abla bu sana büyük benden söylemesi, o ne yapsa beğenirsin sapık deyip geçirdi bir tane suratıma..."

Sağ yanağındaki beş parmak izinin hikayesini anlatmaya kaldığı yerden devam ederken motoru park edip kaskını çıkardı.

"Sanki iki güne iade kargosunu götürmeyeceğim de"

Kadının iç çamaşırı hakkında yaptığı yorumda haklı olduğunu düşünürken dünyanın en basit olayını anlatır gibi anlatıyordu başına gelenleri.

Huening Kai çok değişik bir çardı, kasabadaki sayılı genç arasında en normali o olsa da bu Seul için geçerli değildi.

"Oğlum haklıymış kadın ne diye açıp bakıyorsun milletin paketine?  Hadi baktın ne diye yorum yapıyorsun?"

Kai kaskını çıkarıp koluna çanta gibi taktı

"Ne sanki yalan mı söyledik kadın maks 80'di hadi destekli 85 olsun ama 90... imkanı yok adamım anlıyor musun?"

Kafamı onaylamaz şekilde iki yana salladım bir yandan da sırt çantamı düzelttim.

Kai ile polemiğe girmenin alemi yoktu, asla yaptığının anormal olduğunu düşünmüyordu anca kendini savunur dururdu böyle.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 20 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Love is Untangible || taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin