"Siz de zaten komşu sayılırsınız birlikte gidersiniz o zaman"
Ben bir bahane bulup saçma salak bir yoldan eve gitmeme sebep olamadan ikisi bize veda edip gitti.
Biz de mecburen sokağın sonuna doğru yürümeye başladık.
Taehyun'la yan yana yürüdüğüm düşüncesi bile aklımı bulandırıyordu ve bir salaklık yapıp tökezlemeyim diye ekstra dikkatli yürümeye çalışıyordum.
İşte kang taehyun öyle bir adamdı ki yıllar önce öğrendiğim kaba motor becerimi bile unutma raddesine gelmeme sebep oluyordu.
"Baksana hyung"
Yeri izleyerek yürüdüğümden gerçekten kafamı kaldırıp ileri bakan yan profiline baktım
"derslerinin bu kadar iyi olduğunu bilmiyordum"
Böyle bir durumda ne denirdi bilmiyordum, ben Kang Taehyun'un karşısında nasıl durulur, nasıl konuşulur bilmiyordum
Ben de ileri bakıp kısaca boğazımı temizledim
"Niye tembel mi duruyorum?"
Yanlış anladığım düşüncesine kapılıp kafasını iki yana salladı hızlı hızlı, sarı saçlarının savruluşu aklımı başımdan aldı
"Yok sadece nasıl denir.. ders çalışmak için fazla havalı gibisin"
Beynimin içinde çığlık çığlığa havalı kelimesi dönerken kendimi zorlayıp güldüm ki söylemeden geçemeyeceğim çok tuhaf bir gülüştü bu. Öyle ki Taehyun dönüp yüzüme baktı
Sonra hemen buna bir son verdim
"Bu bir iltifat mı yoksa hakaret miydi şimdi?"
"Kesinlikle bir iltifattı"
Hava iyiden iyiye esiyordu ve artık kızaran yakalarım için bir sebebim vardı
"Aslında bakarsan okul birincisiyim yani derslerimin iyi olması normal"
"Sahi mi hyung?"
Başka okullarda durum nedir bilmem ama bizim okulda birincinin kim olduğu kimselerin umrunda değildi ya da birinci ben olduğumdan umurlarında olmuyor da olabilirdi tabii.
Neyse bilmemesine şaşırmadım sonuç olarak.
Kafa sallamakla yetindim biraz da olsa dinlenmeye ihtiyacım vardı
"Gerçi benimki de soru serviste bile hep kitap okuyorsun"
Kang Taehyun ondan büyük olduğumu, Yeonjun'la arkadaş olduğumu(!) ve serviste kitap okuduğumu biliyordu, havalı olduğumu düşünüyordu.
Bir günde bir aylık motivasyon kazandığım için Yeonjun'a şükrettim, bana iyilik yaptığını bilse kendini bir yerlerden atardı ama bunu bilmeyecek daha doğrusu bilemeyecekti.
Bir süre daha sessizce yürüdük bu durum fazlasıyla gerilmeme neden oluyordu çünkü yapacağım en küçük bir hatada Taehyun sanki ruhumu görecekmişçesine korkuyordum.
Sonunda eve yaklaştığımızda yavaşladım
"Ben burdan ayrılıyorum"
Taehyun cebine soktuğu elini çıkarıp kısaca el salladı benim aksime o oldukça sakindi çünkü benimle yürümek ona kalp krizi geçirtmiyordu
"İyi akşamlar hyung "
"İyi akşamlar"
Caddeden ayrılıp hiçbir ışığın yanmadığı ara sokağa saparken iki duyguyu eş zamanlı yaşadım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love is Untangible || taegyu
أدب الهواةTaehyun'u seviyordum ama bu onu hiç alakadar etmiyordu. Bu hikaye materyalist dünyada hiçbir karşılık beklemeden Taehyun'a kalbini veren Beomgyu'nun hikayesidir. . . . Tüm hakları yatağımın altındaki canavarda saklıdır.