Merhabalarr.
İyi okumalar hepinize)
Bu bölüm yazarın anlatımı ile olacak.
***
Akşam olmuş, sarayın dört bir tarafı çoktan özenle süslenmişti. Ortalıkta yüzlerle hizmetli dolaşıyor, daha yeni gelen üst düzey misafirlere hizmet ediyorlardı. Elbette şölen tam anlamıyla başlamış değildi. Her kes yıllardır ortalıkta olmayan 2.Prensin yolunu gözlüyordu. Onu merak ediyorlardı.
İmparatoriçe ve İmparator kendileri ve oğulları için ayrılmış koltuklarda oturuyordu. Gelen her misafir önce onlara selam verip ardından salondaki yerlerini alıyorlardı. Diğer taraftan salonun köşesinde bulunan orkestr tarafından çalınan ve çokta yüksek olmayan melodiler duyuluyordu. Misafirlerin bazıları yemek yiyor, bazıları ise sohbet ediyordu. Büyük olasılıkla sohbetin konusu 2. Prens Kim Taehyungdu.
İmparatorun yüz ifadesinin iyi olmadığını gören İmparatoriçe eliyle kocasının sırtını yumuşak bir şekilde okşayarak gülümsemişti. Ardından hafifçe kulağına eğilerek fısıldamıştı.
"Bu sadece küçük bir gösteri hayatım. Sakin ol."
İmparatoriçenin söylediklerinden sonra kocası biraz da olsun ifadesini yumuşaltmıştı.
Durumdan rahatsız olan bir tek o değildi elbette. 2.Prensin gelmesini istemeyen bir diğer kişi veliaht prens Namjoondu. Majestelerinin yanında yerleşen veliaht koltuğunda rahatsızca kıpırdanıp durumdan hiç te keyif almadığını açıkça belli ediyordu. Burada annesinin zoruyla bulunuyordu. Ona karşı gelemezdi. Taehyungla yıllardır görüşmüyordu ancak onun çocukluğunu iyi hatırlıyordu.
"Yüce Majesteleri."
İmparatorun önünde duran hizmetlinin yüksek sesiyle her kes dikkatini o yöne çevirmişti.
"2.Prensimiz an itibari ile saraya teşrif etmiş bulunmakta."
İmparator bir anlık kas katı kesilsede kendine gelerek hizmetliye prensin gelmesini eliyle işaret etmişti.
İmparatorun onayıyla çift kapılar iki hizmetli tarafından gürültüyle açılmış ve içeri bütün ihtişamlıyla beraber 2.Prens Taehyung girmişti. Salona girmesiyle her kesin, üstelikte salonda bulunan genç kızların gözleri onun üzerine dönmüştü. Sohbet eden insanlar susmuş ve onu incelemeye başlamıştı. Bir kaç saniyede salonda büyük sessizlik hüküm sürmüştü.
2. Prens söylenildiği gibi uzun boyu ve geniş omuzlarıyla beraber oldukça dik bir yürüyüşe sahipti. Yıllar onu değiştirmişti.
Taehyung üzerindeki meraklı bakışları umursamadan ağır adımlarla İmparatorun önünde durmuş, ardından büyük ciddiyetle başını eğerek selam vermişti.
"Yüce Majesteleri ve İmparatoriçem, sizi gördüyüm için mutluluk duyarım. Umarım afiyyetdesinizdir."
Bunları söylemek bile kalbine ağırlık veriyordu Taehyungun. Elinde olsa şuan hepsini kılıçtan geçirebilirdi. Ama yapamazdı. Erkendi onun için.
Kendine ilk gelen İmparatoriçe olmuştu. Ayağa kalkarak yavaşca eteyini düzeltmiş, ardından ağır adımlarla prensin yanına giderek ona sarılmıştı. Şefkatten uzak bir sarılmaydı bu. Soğuk ve sadece gösteri amaçlı. Her iki tarafda haberdardı bundan.
Taehyung kısa süreliyine onu incelediğinde yılların onu hiç değiştirmediğini anlamıştı. Annesinin aksine.
Yine kabarık koyu renkli elbisesi, kulaklarından sarkan büyük altın küpeleri, oldukça abartılı makyajı ve hiç değişmeyen yukardan bakışları. Hepsi aynıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CRÙEĹ ●Taekook●|bxb|
Historical FictionGüzeller güzeli Jeon Jungkook geleceğin Qaddar İmparatoru prens Kim Taehyungun ilgisini çekerek hayatının en büyük günahını işlemişti. Ancak habersizdi... Bu günaha kendisinin sebep olacağından ve kendi elleriyle sevdiği adamı canavara çevireceğinde...