"Bir çiçeği seviyorsan bırak var olsun.
Sevmek, sahip olmak değildi.
Sevmek, değer vermektir."
~Osho'Dilini yutmak' deyimi gerçek miydi?
İnsan gerçekten korku ve şaşkınlığını arasında dilini yutabilir miydi?
Bu tanıdık ses tam arkamdan geliyordu.
O buradaydı...
Gelmişti!
Yine ve yine buradaydı!
Korkuyla arkamı döndüğümde kolları göğsünde kapı pervazına yaslanmış biçimde bana bakıyordu.
İşaret parmağımı ona uzatıp "Sen..." dedim. O ise işaret parmağını kendi göğsüne dayadı ve "Ben..." dedi. Dayanamayarak "Sen yine geldin mi?" soruma gülerek "Ben yine geldim." Dedi.
Sinirle "Oğlum sen nesin flash mı? Ne diye her delikten çıkıyorsun gerçekten ödülü hak ediyorsun diycem hak etmiyorsun!" güldü ve "Her delikten çıkmıyorum kendi deliğimden çıkıyorum." Kafa karışıklığıylab"Ne diyorsun sen ya!?"diye cırladım.
Gülerek başını eğdi ve "Bu otel benim güzelim... Hatta o gün gittiğin alışveriş merkezi de benim. Senin ayak bastığın her yer an itibariyle benim."ardından durdu başını kaldırıp bana baktı ve "Yani senin..." Şaşkınlıkla ellerinle kendisini gösterip "Allah belanı versin zengin pislik, ukala aptal!"Tekrardan güldüğünde sinirim bozulmuştu.
Bu adamla ilgili herşey sinirimi bozuyordu! "Belamı senle vermiş zaten güzelim daha nasıl verecek?" Ellerimi göğsüme koyup 'üstüme iyilik sağlık' bakışı attım. "Ben mi belayım? Benden olsa olsa tatlı bela olur be!" Yüzündeki gülümseme genişlerken"Bana bak gülme! Sinirimi bozuyorsun!" güldü ve "Zaten günün 25 saati sana bakmakla geçiyor güzelim." Ona doğru tükürdüm ve "Püğ sana matematik yoksunu! Oğlum sen bu kafayla nasıl yaşıyorsun merak ediyorum! Ben bile kendimi 25 saat görmüyorum!?" Ellerini cebine koydu ve"Birisi var gülümsemesiyle bana dünyaları veriyor. Tonlarca param olmasına rağmen gülüşü cennet gibi olan bu kız beni gülüşüyle adeta çiçeklerin arasında yolculuğa çıkarıyor. Onun aldığı nefes sayesinde yaşıyorum."'Allah seni kahretmesin' hareketi yapıp"Allah seni kahretmesin sadakatsiz adam! Birini seviyorsun niye benimle evlenmek istiyorsun!?" Yüzündeki gülümsemesiyle "Güzelim Ben seni seviyorum..." Yüzüme tokat yemiş bir şaşkınlıkla "Niye beni seviyorsun?"sorumla güldü ve "Neden sevmiyeyim?" Sorusuyla"Çünkü dünyada milyonlarca kız var hatta nerdeyse hepsi seninle evlenmek istiyor! Ve ben senin sevebileceğin kızlardan değilim anlıyor musun?" Konuşmasına izin vermeden açık kapıdan koştum.
Çıplak ayaklarım koridorda ses çıkartırken asansöre koştum.
Tuşlara ardarda basarken koridorun başında gördüğüm Asil ile, koşmaya başladım.
Asansör gerçekten sabrımı sınıyordu!
Tam ihtiyacım olduğu anda gelmemesi oldukça sinirimi bozmuştu!Merdivenlerden hızlı hızlı inerken ayağımın kaymasıyla merdivenden yuvarlanarak düşmeye başladım.
Sonunda duvara çarpıp durduğumda hafifçe doğruldum.
"Aden!"ismimi bağırmasıyla korkuyla ayağa kalktım.
Bağırarak yere düştüm ve bileğimi tuttum.
Sanırım bileğimi burkmuştum!Kafam ve vücudumun heryeri ağrırken Asil'in sesini tekrar duydum "Aden!" Zorlukla ayağa kalkıp merdivenin trabzanına tutundum.
Kendimi burdan atsam en fazla ne olabilirdi ki!?
Tam inecekken kolumdan tutulmamla arkamı döndüm.
Asil endişeli biçimde bana bakıyordu.
"Bırak beni be!?" Kollarında çırpınırken beni kucaklayıp merdivenleri inmeye başlamasıyla korkuyla bağırdım"İMDAAAT!! LÜTFEN YARDIM EDİN BU MAFYA TİPLİ ADAM BENİ KAÇIRIYOR!"Asil başını eğip bana baktı"Mafya tipli mi?"diye şaşkınca sorununa göğsüne vurarak karşılık verdim."Değil misin? Beni götüreceksin zorla evleneceğiz ve sen beni kırk yerimden bıçaklayıp sonra organlarımı söküp sevdiğin kıza kaçacaksın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Aden
Teen FictionBir intikam uğruna küçük bir kızın hayatının mahvoluşunun hikayesi... Aden... Daha doğmamışken hayatı elinden çalınan küçük kız... Ölü gösterilip bırakıldığı yurtta 7 yılını geçirip sonradan evlatlık alınır... Evlatlık alan aile çok katı ve kötü ins...