~18. Bölüm~ Dava

349 31 22
                                    

Küçükken gelecek hakkında beklentileriniz nelerdi?
Benim birçok beklentim vardı.
Mesela bir köpeğimin olmasını isterdim. İsmini Tarçın koyacaktım.
Evet hayvanlardan en çok köpeklere karşı bir merakım vardı.
Köpek istememin nedeni ise köpeklerin sadakatli ve dış canlısı oluşuydu.
Olur da bir gün herkes bana sırtını dönerse o benim yanımda olacaktı.

Köpeğimin ismi Tarçın olmadı...
Çünkü köpeğim olmadı...
Benim özgür bir yaşamım olmamıştı ki köpeğimin de özgür bir yaşamı olsun.

Her ne kadar zengin bir ailede büyümüş olsam da hiç bir zaman mutlu olmamıştım.
Ama yüzümdeki gülümseme de eksik olmamıştı.
Zaten mutlu görünen her insanın arkasında bir keder perdesi yok muydu?

Şu hayatta hangi insan istediği hayatı yaşamıştı?

Yurtta ailem yok diye mutsuz bir çocuktum.
Şimdi ise iki ailem olduğu için mutsuz bir çocuğum.

İki ailemden hangisi gerçek bir aileydi?
Birbirlerinden ne farkları vardı?
Nereden bilecektim belki de diğer ailede yaşadıklarının daha beterini yaşayacaktım?
Kocaman bir aile bana ne kazandıracaktı?

Şaşkın bakışlarım bile şu olanlara inanmadığımı göstermiyor muydu?

Dava salonuna geçmiş oturuyorduk ama ben sanki burda değil gibiydim.
Hakim konuştu "Hoş geldiniz değerli vatandaşlarım. Burada toplanmamamız 'Aden Nisa Özer'in' velayet davası üzerine duruşmamız içindir." Sustuğunda etrafıma baktım. Can bey ve Ahu hanım bir tarafta, Begüm hanım ve Anıl bey bir taraftaydı.

Asıl ise ortalarda yoktu! Beni koltuğa oturtup ortadan kaybolmuştu?
Begüm Hanım'ın yanında oturan avukat olduğunu düşündüğüm adam konuşmaya başladı "Sayın hakimim ve değerli konuklar 'Aden Nisa Özer' yani Begüm Özer ve Anıl Özer'in kızı, Aden Hanımı 7 yaşında evlatlık almış ve bu yaşına kadar büyütmüş. Kendi öz evladından bile ayırmamış ben Aden Hanım'ın bu yaşında kadar büyüdüğü ailede kalması yönünde tarafım."

O sustuğunda gözlerim yerinden çıkacak şekilde açılmıştı.
Beni öz evladından bile ayırmamışlardı öyle mi?
Bana evlat muamelesi bile göstermemiş insanlar için nasıl böyle konuşabiliyordu!?
Begüm hanım ağlamaklı yüz ifadesi ile konuşmaya başladı "Avukatım Sedat beye katılıyorum. O benim os evladım gibiydi.
Onu o kadar seviyorum ki saçının teline zarar gelmesini istemem."

Begüm hanım ve usta yalancılığı işte!
İnanmayın onun timsah gözyaşlarına!

Burnunu çekip devam etti "Hem varlığı bile yeni ortaya çıkmış 'gerçek ailesi' olduğunu iddia eden insanlara kızımı vermeyi düşünmüyorsunuz değil mi? Neyin ne olduğu bile belli değil! Nerden bileceksiniz belli kızımın onların kızı olduğu!?
Hem diyelim öyle bunca zaman neredelerdi!? Ha! Söyleyin bana bunca zaman neredelerdi! Ben kızım için saçımı süpürge ettim ! Neyin nesi olduğunu bilmediğim insanlara kızımı vermem!" Sanki öz ailemmiş edasıyla söylemesi nerdeyse kusmama neden olacaktı.

Saçını süpürge etmiş!? Daha doğrusu benim saçımı süpürge etti!
Sıçımı sıpırgı ıttım!

Osacarlık oyunculuk performansı gerçekten!

Kadın bi yerde haklı! Bunca zaman neredelerdi !? Amma şunu unutmayın 3 yanlış bir doğruyu götürür Begüm hanım!

Ahu hanım ellerini önündeki kürsüye koyarak "Öyle mi ? Saçını süpürge ettin? Saçının teline zarar gelmesini istemezsin!? Öyleyse kızın vurulduğunda neden tek kelime etmedin? Ha! Öz evladından ayırmadığın kız vuruluyor ve siz tek kelime dahi etmiyorsunuz! " Sustu gözyaşlarını sildi ve devam etti "Onu da geçtim henüz 17 yaşında olmasına rağmen kendisinden 8 yaş büyük biriyle evlendirmeye kalkıştınız siz ya!"

~AdenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin