36

18K 1K 131
                                    

Günün Üçüncü bölümü. Bölüm atlamayın

İyi okumalar

×

Utku

Savaş eve geldiğinde beni kapıda kendi kıyafetiyle gördü. Çünkü duş alıp plana uygun ilerlemek için onu etkilemem gerekiyordu. En iyisi de onun kıyafetlerini giymekti.

Kıyafetleri ise yeni bir boxer ve büyük siyah tişörtten ibaretti tabii. Bacaklarım çıplaktı. Boyun kısmı geniş olduğundan köprücük kemiğim biraz belli oluyordu. Savaş benden epey uzun ve iri olduğundan tişörtün içinde kaybolmuştum.

İlgisini kesinlikle çekti. Öyle ki kapıda bir dakika boyunca dikilip beni süzdü defalarca. Çıplak tenimde hissettiğim bakışlar beni alev alıyormuşum gibi kavururken Berk'in dediğini hatırladım. O bana gelene dek ben beni kovalamasını sağlayacaktım.

"Gelsene içeri." Dedim kapıdan çekilip girmesi için. Elindeki poşetlerle içeri girdiğinde kapıyı kapatıp onu takip ettim. Salona girdiğimizde Savaş otururken kafasını çevirmiş, beni izliyordu.

"Kıyafetlerimi yarın almaya gideceğim." Dedim tam yanına otururken. "Banyo yapmak zorunda kalınca seninkilerden giydim. Kızdın mı?"

Gözleri tekrar tekrad beni süzerken gülmemek için dudaklarımı ısırmam gerekti.

"K-kızmadım." Kekelemesiyle sırıtmamak için kendimi kastım. "Problem yok, istediğini giyebilirsin."

"Teşekkür ederim." Derken bakışlarım poşetlere kaydı. "Onlar ne?" Diye sordum.

Yeni hatırlamış gibi poşetlere baktı. "Senin için aldıklarım. Yedek diş fırçası, banyo lifi, boxer, tarak falan."

Savaş'ı sevmek için binlerce nedenden biri de buydu; ince düşünceli bir adam olması.

"Teşekkür ederim yeniden, gerçekten çok düşüncelisin Savaşım." Gülümseyerek ona doğru eğilip sıkıca sarıldım.

Savaş kaskatı kesildi. Aynı saniyede ben de farkına vardım.

Aramızda mesafe olduğundan dizimden destek alarak ona sarılmak için belimi bükmüştüm. Domalmış vaziyette duruyordum ve tişört kalçamın üzerinden sıyrılarak iç çamaşırını sıkıca sardığı kıçımı ortaya çıkarmıştı.

Savaş direkt olarak bu manzarayı görüyordu.

Resmen istemeden de olsa istediğimi yapmıştım. Savaş'ın etkilendiğinden emin olup ayırdım kollarımı ondan. Hemen sonra ayaklandım. Yemek hazırlamalıydık.

"Savaş, gelsene yemek yiyelim." Savaş girdiği transtan çıkıp peşimden geldiğinde kabanını çıkarmıştı.

"Salata şurada. Ben fırından yemeği çıkarayım." Derken içten içe gülüyordum. Kalçamı istemediği kadar gözüne sokacaktım bu akşam.

"Tamam o zaman ben salataları doldurayım." Onu arkamda bırakırken elime fırın eldivenlerini taktım.

Özellikle kalçam dışarıda kalacak şekilde eğilip tepsiye baktım. Göz ucuyla baktığımda Savaş salataya odaklanmıştı.

"Savaş bir bakar mısın?" Diye seslendiğimde bana dönen bakışları anınde irileşti. Bıyık altından gülerken tamamen önüme döndüm. "Sanki çiğ kalmış bu. Emin değilim ama."

Bir süre ses gelmedi. Kalçam artık bakışlarından alev alırken adım sesleri duydum. Ancak beklediğim gibi olmadı. Savaş hemen arkama kasıklarını yerleştirirken neredeyse fırının içine düşecektim. Kalbim hızlı atarken Savaş durmadı ve gövdesini de sırtıma yaslayarak tepsiye baktı.

"Çiğ değil." Diye kulağıma fısıldadı. Sertliğini tam da kalçamda hissediyordum ve aramızda olmayan mesafe beni terletmişti.

"Hıı, olmuş diyorsun yani." Diye sordum aptal gibi.

"Olmuş, olmuş." Dedi o da. Ve neredeyse bir dakika sonra benden ayrıldı. Uzaklaşan vücudunu tekrar vücudumun üzerinde istesem de Savaş salata tabaklarını götürüyordu.

O akşam başka bir şey olmadı ama yatağa uyumak icin girdiğimizde aklım hâlâ kalçama yaslanmış kasıklarındaydı.

Gece kolunu belime sıkıca sarmaktan başka bir şey yapmadı. Ama bugünkü temas bile beni bu plana karşı hırslandırdı. Öyle ya da böyle Savaş ile bu yatağa girecektim. Uyumak dışındaki şeyler için.

Zevk| gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin