27

21.6K 1K 68
                                    



Savaş

Cengiz'e kahve dolu kupayı uzatırken onun teşekkürüyle oturdum yerime. Biraz zorlansa da yürüyebiliyordu, arkadaşından gelir gelmez yanıma gelmesini istemiştim. Bu gece dertleşmek ve bir ilk yaparak akıl almak istiyordum. Cengiz sağlam adamdı, düşüncelerini iyi tartardı. Son zamanlarda olanlar dengesini bozduğundan öyle davranmıştı ama özünde mantıklı biriydi.

"Aileler ne yapıyor?" Diye sordum. O gelince zaten sağlığı hakkında bilgi almıştım.

"Duruldular." Dedi kahveyi köşeye bırakırken. Soğutup içmeyi seviyordu.

"İyi, iyi."

"Sen konuş asıl, var sen de bir haller." Cengiz bana gözlerini kısarak bakıyordu. Zeki adamdı ve bunu belirtmekten çekinmezdi. Ona anlatmakta tereddüt etmezdim ama veledin izni olmadan onun hakkında bilgi veremezdim. O yüzden bazı şeyleri değiştirerek anlatmaya başladım.

"Biri yazdı, anonim olarak. Senden hoşlanıyorum ayakları yaptı, engelledim ama yeni hat alınca mal gibi davranırsam kendi yazmayı bırakır diye konuşmaya devam ettim. Bir aya yakındır konuşuyoruz tam dolmadı daha."

Cengiz garipser gibi baksa da ben konuşmada duraksayıp kahvemi içene kadar bir şey demedi. Benden böyle bir şey beklemediğini biliyordum ki ben de kendimden beklemiyordum. Ancak hayat insanı en ummadığı durumlara sokabiliyordu. Bir veletle hem de...

"Ee?" Diye devam etmem için bekledi. Anlamıştı bu kadar olmadığını.

"Alıştım." Dedim özet geçmek ister gibi. "Nasıl derim bilmiyorum ama yeni yetmeler gibi ona yazmak isterken buluyordum kendimi." Bunları söylerken utanırım sanmıştım ama içimde olan tek his rahatlamaydı.

"Bu kadar değil galiba?" Asıl problemi merak ediyor olmalıydı.

"Bana ilk yazdığında yüzyüze gelmek istemediğini, sadece konuşmak istediğini ve iki aya temelli taşınacağını söyledi." Diye özet geçtim.

"Çocuksu biri galiba. Gidecekmiş madem niye yazmış diyeceğim da çok sevdalandıysa içinde tutmak istememiş olabilir." Diye makul bir açıklama yaptı. "Problem bunun neresinde? Gidecek olması mı seni üzüyor?"

Duraksadım. Gidecek olması beni üzüyor muydu? İçimde bir yer gidişini düşündüğümde acıdı ama görmezden geldim.

"Hayır, o değil. Ben ona yüzyüze gelmek istediğimi söyledim ama bana güvenmiyor. Nedense onu rezil edeceğimi düşünüyor. İlk yazdığımda vazgeçsin diye tehdit ettim falan, ondan görüşmek istediğimi sanıyor."

"Ee, problem hala yok. Senin canını ne sıkıyor?" Cengiz kafa karışıklığıyla bakıyordu.

"Nasıl yani?" Diye sordum ben de bardağı masaya bırakırken. "Yüzyüze gelelim dedim ama istemiyor. O kadar konuştuk. Bana güvenmemesi bir problem değil mi?"

"Lan oğlum kafan mı iyi? Konuşalı bir ay anca olmuş diyorsun. İlk konuştuğumuzda tehdit ettim falan diyorsun. Nasıl güvensin tak diye de gelsin hemen? Hem gitmesine güvenmiş de yazmış sana belli ki. Niye şimdi çıksın karşına?"

Duraksadım. Sözlerinde haklıydı ama bu yine de can sıkıntımı silemedi. Haklıydı belki ama canım o an beni haklı bulacak şeyler söylemesini istiyordu.

"Hayırdır?" Diye sorana kadar daldığımı fark etmedim. Ne var dercesine kafamı sallarken gülüyordu.

"Abayı yakmış gibisin?" Soğumuş kahvesini içerken eğleniyordu.

"Geç sen makaranı." Dedim dediğini düşünmeden. Kendime sorduğumda bile kaçtığım soruyu ondan duymak, canımı sıkmıştı biraz.

"Tamam be oğlum. Ne dedik sanki." Derken omuz silkti.

Ama benim aklıma çoktan girmişti. Ben bir erkekten hoşlanıyor muydum? İçimi garip bi muhakeme havası sardı ama sonuca bağlamadan değiştirdim düşüncelerimi.

Bir erkeğe aşık olmam imkansızdı benim.

Ağır abi+ orta yaşlı+ homofobik gay= inkar faslı

Hemen duygularını kabul etse hiç gerçekçi olmazdı bu yüzden Savaş biraz mala bağlayacak kusuruna bakmayın

Haydi Eyvallah

Insta: Fromthemonlight

Zevk| gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin