Merhabalar çok sevgili okurlarım, başka bir kurgu ile karşınızdayım. Bu bir tanıtım bölümüdür.
Fazla uzatmak istemiyorum. Yeni çıktığım bu yolda desteklerinizi, oyları ve yorumları bekliyorum!
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
Geşa Dilda BOZKIRAN...
Korkudan, tir tir titriyordum oturduğum yatağın üzerinde. Ağlamamak için kendimi sıkıyordum. Biraz daha ağlarsam ve gözlerim şişerse, birkaç saat önce imam nikahı ile evlendiğim, adını sanını bilmediğim kocam, beni ilk gecemizde beğenmeyebilirmiş...
Çok sinirliymiş, ne isterse yapmalı, sözünden çıkmamalıymışım, büyük amcamın karısı olan yengem öyle demişti. Kocamın her isteğine uymalı ve gönlünü hoş etmeliymişim. Evet aynen böyle demişti, dedemin evinden gelinliksiz, davulsuz, zurnasız çıkarken...
Kimsesizdim... Bir tek ağabeyim vardı, o da beni sevdası için terk etmişti... Dedem, bu eve bir daha ancak kefen ile dönersin dediğinde iliklerime kadar hissettim kimsesiz olduğumu. Ağabeyim çıt çıkarmadan beni o anlarda izlerken daha da...
Biraz daha bekledim öylece üzerimde ki elbiseyle. En azından pelerinimi çıkarmak için ayağa kalktım. Kana kan olarak, evlendiğim için, düğünümde olmamıştı, kınamda. Gelinlik de giymedim. En azından içimde kalmasın diye beyaz bir elbise göndermişler evlendiğim adamın ailesi. Feracemi giymeme izin vermedikleri için en azından bir pelerin istemiştim. Onu da binbir kahır ile aldı dedem.
Pelerinin boğazımda ki iplerini söktüm ve omuzlarımdan düşmesine izin vermeden, tutup yatağın üzerine bıraktım. Tam o sırada kapı açıldı, içeri yine ismini bilmediğim ama kaçıncı kez gördüğüm kayınvalidem girdi. Hissettiğim karmaşık ve korku dolu duygular ile yine gözlerim dolarken, kayınvalidem ardından kapıyı kapattı ve bizim için süslenen odanın içinde sakin adımlarla yanıma geldi ve beni yatağa oturttu.
Elindeki duvağı başıma örttü ve yüzümü açıkta bırakacak şekilde açtı. Alnıma bir öpücük kondurdu. Dolan gözlerime gözleri değince, onunda ağladığını farkettim. Sakince yanıma oturdu ve elimi tuttu.
"Geşa, kızım... Senden inan ki hiçbir beklentim yoktur. Beni anan bilesin. Kocana saygısızlık etmeyesin, oğlum sinirlidir kabadır, çabuk parlayıp çabuk söner, ama özünde yufka yüreklidir kızım, benim oğlum... Senden, dediğim gibi bir beklentim yoktur. Kocanı sev ona değer ver yeter. Kocanla ilgilen sadece, aç mı, tok mu, sırtı temiz mi? Sadece kocan ile tamam mı, senden ne temizlik ne yemek, hiçbir şey beklemiyoruz yavrum. Kocana laf çevirme, saygının koru, sana ilk gecen için bir şeyler söylemeye geldim yavrum, birazdan kocan gelir. Üzerini kocan çıkaracak tamam mı? Korkacak bir şey yoktur? Kocana söylersin, canını yakmaz..." Elini çeneme yerleştirdi ve yüzümü nazikçe kendine çevirdi,
"Kızım? Dinliyorsun beni?" Başımı aşağı yukarı salladım ve onayladım
"Utanacak bir şey yoktur kızım, kocanla birlikte namaz kılmayı unutmayın tamam mı? Hala çok sinirliydi, unutur felan, hatırlat. Ondan sonra..." Dedi ve her şeyi ben ağlarken anlattı, ne yapacağımızı nasıl davranmam gerektiğini, ve daha nice, kocama karşı saygısızlık yapmamam ile ilgili dünya kadar öğüt verip, "Yarın sabah çarşaf almaya gelirim." Diyerek, kırmızı duvağı yüzüme örttü ve gitti.
Başımı karşıdaki aynalı makyaj masasına çevirdim, bunları yaşamak için daha çok küçük değil miydim? Bedenim, yaşım, bunları kaldırmak için çok küçük değil miydi? Kimin umrunda? Annem ve babamın, mezarlarında kemikleri sızlıyordur eminim. Beni emanet edip gittiği insanlar, amcalarım, dedem... Hepsi omuzlarında ki büyük yükten, benden kurtulmuşlardı. Daha 16 yaşıma yeni girmiştim... Oysa ki küçük değil miydim beni başlarından bu kadar çabuk atmaları için?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREK YANGINIM (TÖRE)
General FictionDaha küçük yaşta hayatın zorlukları ile karşılaşan Geşa Dilda BOZKIRAN ve onu huzur ile mutluluğa ulaştıracak olan nice zorluk ve sorun... Kardeşinin ölmemesi için, başka bir kadına aşık olmasına rağmen evlenmeyi kabul eden Revenk BOZKURT... Kendi...