6. Bölüm; Kimsesiz ✨

698 50 24
                                    

🍀🍀Merhabalar çok sevgili okurlarımmmm. Uzun bir aradan sonra tekrardan sahalardayız, hemde upuzun bir bölümleee.

🍀Biraz yorum yapın da kurgumuz yükselsin kuşlarımmm...

🍀Oylarınızı, yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Ve bölüm sonundaki soruları cevaplayarak fikir sahibi olmama yardımcı olun lütfen.

🍀Yıldıza basmayı unutmaaa!!!

🍀İyi okumalar.



GEŞA DİLDA BOZKURT


Gözlerimin içine o kadar korkutucu bakıyordu ki gözlerimi kapattım. Konuşmaya başladığında sesi gayet sakin ama tehdit edercesine çıkıyordu.

"Bu konuyu sonra konuşacağız. Ağlama." Diyerek beni yemek odasına doğru götürmeye başladı. Odaya girdiğimizde herkes yerine oturmuştu ve Helin yerinden kalkıyordu. Gözleri kapıdan giren Revenk ve bana takılınca gözleri şokla açıldı ve beni iyice süzdü.

"Yenge? Bende tam sizi çağırmaya geliyordum." Dedi ve gülümseyerek yerine geri oturdu şaşkınca.

Masanın etrafında ki iki boş sandalyeye geçerken, "Günaydın." Diye mırıldandım.

"Günaydın kızım. Gelin haydi. Revenk, börek yaptım sana annem seversin." Diyerek mutlulukla Revenk ve bana baktı annem. Bir şey demeden yerine oturunca bende yanına geçtim. Herkes garip garip bana bakıyordu ve bu alışkın olduğum bir şey değildi. Bu bakışların dış görünüşümdeki farklılıktan dolayı olduğunun farkındaydım. Oturduktan hemen sonra babam lafa girdi.

"Tekrardan hoşgeldin oğlum."

"Sağol baba ama pekte hoş gelmedim."

"Hayrola inşallah oğul? Ne bu beş karış surat?"

"Hayır mı şer mi ben değil siz diyeceksiniz baba!"

"Bana lafı dolandırma! Ne diyeceksin de haddini aşma Revenk! Karşında çalışanın, yaşıtın yok!"

"Estağfurullah baba," dedi imalı bir ses tonuyla. "Ne diye laf dolandırayım. Söyleyecek olan sizsiniz ben değilim!"

"Senin derdin ne? Bir yıl sonra gelmişsin, beraber iki olkma yemek yiyeceğiz! Ne diye burnumuzdan getirirsin? Yemekten sonra de ne diyeceksen!"

"İştah mı kaldı baba? Bir de yemek mi yiyeceksiniz? Benim karım her gün aç yatarken de yemek yediniz mi? Hastanlerde yataklarda sürünürken de yemek yediniz mi?" Dediği an gözlerimi sımsıkı yumdum ve açtım. Elimi masanın üzerinde duran elinin üzerine koydum.

"Revenk... Sırası değil. Lütfen..." Öfkeli bakışları gözlerimi buldu.

"Tam da sırası Geşa! Baba; Her şeyi anlatın bana. Ben yokken ne oldu ne bitti anlatın!"

"Gitmeseydin!"

"Ne demek gitmeseydin?"

"Kendi nefsine gururuna hakim olup karının yanında kalsaydın! Koruyup kollasaydın, bunların hiçbiri kızımın başına gelmezdi! Yaşananlardan bizi sorumlu tutma! Karını da sorumlu tutma! Olan her şeyin tek sorumlusu sensin! Sen kendi nefsine hakim olamamaktan korktun! Senin karın evden çıkmadı! Bir yıldır evden çıkmadı! Her çıktığında neler yaşadı! Bir kere olsun ses çıkarmadı! Gitti odasında ağladı söyledi. Haberimiz yok muydu? Elbette vardı. Ama Geşa kızım bize hiçbirini yansıtmadı. Senin aksine. Biz üzülmeyelim diye bize bir şey demedi. Elimizden geldiğince korumaya çalıştık. Onun namusunu koruyacak olan biz veya kendisi değildik! Sendin! Karısını bırakıp giden sen değilmişsin gibi konuşma. Suçu kimse de arama. Eğer suçlu biri arıyorsan aynaya bak! Şimdi sakın bize ahkam kesmeye kalkma senin o yüksek çıkan sesini keserim!" Diyerek öfke ve sinirle konuşmaya başladı babam.

YÜREK YANGINIM (TÖRE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin