9. Bölüm; Can acısı ✨

445 29 0
                                    


🍀Merhabalar çok sevgili okurlarım.

🍀Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Bir insanın engel olamamasının canını yaktığı en büyük etkenlerden birisi ise iç sesi ve beynindeki düşüncelerdi. Ama bazen insanın canını yaksa da uyanmasına sebep oluyordu. Düşüncelerle savaşırken aklıma anlık gelen düşünce beni uyandırmadı farkettirdi. Utanılacak bir şey yapmamıştım ki? Başımı neden yere eğiyordum ben? Yerdeki gözlerimi kaldırdım ve güçlü çıkan sesimle konuşmaya başladım.

"Öyle bir şeyin imkanı yok. Çünkü onu affedebileceğim bir kalp bırakmadı bende..." Biz bunları konuşurken herkes tek tek kahvaltıya inmeye başladı. Hızlı geçen kahvaltı faslından sonra Serhat ağabey ve Adar ağabey hızla yemeklerini yediler ve işe gittiler. Kahvaltısını yapan babam ise çarşıya çıkmak üzere evden ayrılırken biz de hızla mutfağa girdik.

Annem eşyaları çıkarmaya başlarken hangi yemekleri yapacağımızı söylemeye başladı. "Şimdi, önce lahmacunun malzemelerini hazırlayalım annem." Diyerek bana döndü. Tezgahın üzerine mutfak robotunu çıkarırken, "Tamam anne. Başka ne yapacağız?" Dedim.

"İçli köfte, soğan kebabı, etli pilav, çorba, tatlıya daha ne yapacağımızı düşünmedim annem. Bir de lahmacun. Alaz, sen güzel tatlı yaparsın annem, yap bir şeyler biz yemekleri halledelim." Diyen anneme döndü Alaz.

"Yapayım anne de, kim gelecek bu kadar hazırlığa?"

"Vallaha bende bilmiyorum annem. Hadi başlayalım da erkenden bitirelim her şeyi." Dedikten hemen sonra işe koyulduk. Aradan geçen iki saatin ardından lahmacunu fırına yollamış, soğan kebabını yapmıştım. Annem Helin ile birlikte pilav ve içli köfteye başlarken, ben de Alaz'a baklava yaparken yardım ettim. Yaklaşık üç tepsi baklavadan sonra ellerim kırılmıştı neredeyse.

Akşam olmasına çok az kalmıştı. İkindi ezanı okunurken, içli köfte de bitmiş, pilav ve et hazırlanmıştı. Alaz kurabiye yapmaya başlarken, "Anne ben namazımı kılıp geleyim hemen olur mu?" Dedim.

"Olur annem, istersen git yıkan, zaten her şey hazır. Bir tek lahmacun gelecek bir de kurabiyeler ve muhallebili kadayıf yapılacak."

"Daha var ama anne. Hemen kılıp gelirim, bir de harire yapalım olur mu? Ondan sonra hep beraber çıkarız?"

"Olur kızım, sen bilirsin."

"Yenge, ağabeyim dedi ki kadınlar ve erkeklere ayrı odalara sofra kurmayın, bahçeye büyük masaya kuracakmışız."

"İyi güzel de, o masaya sığacak mıyız? Biz zaten kalabalığız, o masaya anca sığıyoruz. Anne?"

"Valla ben bunları anlamıyorum ki kızım? Açacaktık ayrı ayrı. Oy anam oy!" Mutfaktaki uzun masaya değdi gözlerim.

"Anne şu uzun masayı dışarı çıkarsak ya? Diğeri ile birleştirirsek olur valla?" Dedim aydınlanma yaşamış gibi.

"Heyee, aferin kız. Valla benim aklıma gelmezdi." Dedi Helin. Gülerek anneme döndüm.

"Olmaz mı anne?"

"Olur kızım olur. Niye olmasın. Biz her şeyi diğer masaya koyalım, ağabeyinler gelince çıkarsınlar dışarı. Sonra yerleştiririz."

"Anne ağabeyimgil geç gelecekmiş ama. Nasıl olacak, biz çıkaramayız o masayı?"

"Allah kerim kızım. Hallederiz bir şekilde. Geşa'm koş annem namazını kıl sen de."

YÜREK YANGINIM (TÖRE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin