Cliff, bu yaşıma kadar gördüğüm en soğuk, aynı zamanda duygusuz ve güvenilmez insandı. O bir uçurum, yaklaşınca geri dönemezsin. Seni kendine çeker ve düşüşünü zevkle izler.
Sanırım bu hayatta, beni öldürmekten daha çok istediği bir şey yok. Defalarca yeltendi, bazen başarmış olmasını dilediğimi itiraf ediyorum. Ama ben hep diğer parazitler tarafından kurtarıldım. İçlerinde öfkesine hakim olamayan, daha doğrusu iki yüzlü olmayan, tek kişi olabilirdi. Birde Cliff'in dibinden ayrılmayan Brice vardı. Tahminimce dünyada ondan daha hırslısını bulamazsınız. Bir keresinde onların her sözü geçtiğinde övündükleri, benimse sadece midemi bulandıran iğrenç oyunlarına şahit olmuştum.Ruh parazitleri karanlık büyüler, toprak ve havadan aldıkları güçle bir kaplanı olduğundan farklı özelliklerle donatmayı başarmışlardı. Sıradan hayvanları, değişime uğramış kaplanla karşılaştırdıkları zaman ortaya midemi ağzıma getiren sahneler çıkmıştı. Karanlık parazitlerden nefret ediyordum. Başım dönmüştü, ben ne kadar bakmamaya çalışsam da, zavallı hayvanlardan gelen boğuk, acı çığlıkların kulağımı delip vicdanıma, merhametime kesik atmasına engel olamadım. Dayanmak çok zordu. Kaplanın gücünü kıskanan Brice, onunla savaşmak istediğini haykırdı. Şok olmuştum çünkü yaptıkları şey kaplanı bir ölüm makinesine çevirmişti. Hakkını yiyemezdim, Brice gerçekten normal bir insanın çok çok üzerinde bir güce sahipti . Nasıl yaptığını anlayamasam da devasa bir ağacı kökünden söktüğüne tanık olmuştum. Neredeyse 2 metrelik boyu, 120 kiloya yakın ağırlığı vardı. Ürkütücü bir güç yayıyordu etrafına.Cliff bile ondan korktuğu için beni öldürme girişimlerini neredeyse sonlandırmıştı. İlginç olan şey tıp fakültesini bitirmiş çok iyi bir doktor olacağına bu sapkın insanlarla karşılaşmış olmasıydı. Yeteneğini bilgilerini böyle kullanması çok acıydı. Kendisinin binbir emekle yapısını değiştirdiği bu kaplan onun ölümü olabilirdi. İtirazları asla dinlemedi, hayvanın karşısına çıktı. Kemiğin kırılma sesi etrafa yayıldığında yumruğu zavallı hayvanın yüzüne çoktan savurmuştu. Hayvan bir an afallasa da kendini toplayıp yerden o kadar güçlü sıçradı ki, Brice'nin vücudunun bir çivi gibi toprağa çakılacağından hiç şüphem kalmadı. Ama düşündüğüm gibi olmadı. Brice ani bir hareketle kaplanın karnına güçlü bir tekme savurup kendini hayvandan arka tarafa attı. Hayvan acıyla inledi ve yere düştü. Nefes alışverişlerinden anladığım kadarıyla çok hayati bir organına hedef almıştı. Bu onun için çocuk oyuncağıydı. Brice tüm canlıların anatomik yapısını bilirdi. Hayvana öyle acımıştım ki ayaklarım zincirli olmasa gidip ona sarılacaktım.
Brice durur sanmıştım, çünkü hayvan asla saldıracak durumda değildi. Yanıldığımı anlamam çok sürmedi. Onlar karanlıktı, parazitti. Önce Tıpkı kaplanın yaptığı gibi yükseldi Brice. Ne yapacağını dirseğini belirginleştirince anlamıştım. Zavallı hayvanın boynunu hedef almıştı. Öyle sert düştü ki kaplanın üzerine, hayvan oracıkta boynu kırılarak can verdi.
Bir gün sebebi olduğu tüm canlıların öcünü de alacaktım.
Dün mahzende iğrenç ikilinin yaptığı konuşmayı düşündüm.
"Kaylee, bu baş belası yine Artiful'la haberleşiyor." Lanet olsun bunu nereden anlamıştı çok dikkat ediyorduk. Artiful ormanın sanat ve güzelliğinden sorumlu arkadaşımdı. Onunla 18 yaşıma girdigim günde karşılaşmıştık. Bu karanlık varislerinden yani benim deyimimle ruh parazitlerinden kaçmayı başaran sayılı enerji sahibi kişiydi. O benim gibi şanssız değildi gücünü nasıl kullanacağını henüz 12 yaşında keşfetmişti. Ormanı renklendirmiş hayvanlara ezgileri öğretmişti. Kedileri besliyor onlarla enerjisini artırıyordu. Bense hapsolmuş ellerinde mahkumdum. Tek iyi yanı onlar da gücümü kullanamazdı buna sevinmeliydim. Brice'in sesine dikkat kesildim. "O sarı kediyi elime bir geçirirsem kuyruğundan en yüksek ağaca bağlayıp aylarca işkence çektireceğim." Ruhsuz domuz. Sana fırsat verirsek yaparsın diye içimden cevap verdim. O an Cliff'in sesi yükseldi " Derdimiz sence Artiful mu ? O resim ve müzikle uğraşan budalanın teki. Asıl sorun Kaylee. Hala kaçmak için yol arıyor umudu bitmiyor. Nasıl enerjisini alabiliriz bu salağın 16 yıl etti delirmek üzereyim." Gerçekten çileden çıkmış gibi konuşuyordu neredeyse acıyacaktım. Neredeyse...
"Sakin ol. Gel şöyle Cliff dışarda konuşalım."İşte zihnime getirdiğimin dün gecenin anıları. Kuyudan sesler gelmeye başladı, yine işe yarıyordu. Bu iki iblisin neler planladıklarını öğrenecektim. "Benim güzel kuyum. Şu parazitlerin oyununu bozalım. Bakalım yine ne düşünüyorsunuz." Kuyuma sevgimi sundum ve görüntünün oluşmasını bekledim.
Evet işte oradaydılar. Tutuklu kaldığım yerin bahçe kapısına dayanmış benden söz ediyorlardı.
"Cliff öfkeni kontrol altına al ben de bayılmıyorum o büyücüye ama mecburuz anlıyor musun?"
Sözlerini sıralarken Cliff'e soran gözlerle baktı. Bıkkın olduğu havaya bakmasından, ciğerlerinden sıkıntıyla verdiği nefesten anlaşılıyordu.
"Brice, bana bunu sen mi söylüyorsun! Şu tartışılmaz öz güvenine ne oldu söyler misin? Daha ne kadar sinir bozucu söz dinlemez bir çocuğun, dediklerimizi yapmasını bekleyeceğiz? Yetmedi mi? Neden saldırıya geçmiyoruz? Bir esirden ne bekliyor olabiliriz?"
Bunları söylerken gerçekten ürkütücü duruyordu, sesinin tonu ve yüksekliği beni dehşete düşürdü. Benden vazgeçerlerse işim bitmişti. Öldürülecektim, Cliff bunu seve seve yapardı.
"Yapamayız." Dedi Brice "Sebebini hala bilmiyorum ama Rex ona ihtiyacımız olduğunu söylüyor ."
"Rex mi?" Dedik aynı anda, aynı şaşkın ses tonuyla, koskoca Rex beni mi konuşuyordu? Beni tanıdığını bile bilmiyordum. Karanlığın varislerinin sözünden çıkmadığı; Kralın tek oğlu, zekası, savaşçılığı, cesaretiyle dünyada konuşulan yenilmez adam. Benimle ne ilgisi olabilirdi?
"Evet Cliff Rex. Doğru duydun. Bu kızda bizim bilmediğimiz başka şeyler var, bu yüzden elimiz kolumuz bağlı bir emir gelmediği sürece ona hiçbir şey yapamayız."
"Peki Artiful onu ne yapacağız Brice?" Brice derin bir nefes aldı.
"Bilmiyorum bir şekilde elimden kurtulmayı başarıyor. Devamlı başımıza iş açıyor, tedbirleri artırmamız gerekiyor. Bu ay Kaylee'nin özgür gününde onun peşine bir kuş takacağım. Kayıt kuşu yeni tasarladım. Hayvanın gözlerine bir kamera yerleştirdim. Kaylee'yi takip etmesi için kuşun beyninin tüm hayati ihtiyaç alanlarına o kızın kokusunu ekledim, beynin yapısını da bozduğum için bu kuş devamlı Kaylee'yi takip edecek dostum. Denedim çalışıyor ne yaptıysa göreceğiz."
"İyi ki dostumsun Brice, bu ilginç deneylerinden uzak kalabiliyorum."
Gülüşmelerden sonra sesler ve görüntüler kayboldu, etrafımda dönen kuşu da fark ettim. Biraz ilerledim benimle beraber geliyordu. Mesafe bile hep aynı ölçüdeydi.
Kahretsin ne yapacaktım şimdi. Artiful'la görüşmeye gidecektim. İyi ki öncesinde buraya geldim. Onun yerini tehlikeye atamazdım. Hemen etrafa Artiful'un kedilerinden bulmak için göz gezdirdim. İşte biri tam karşıdaydı. Hemen yanına gittim. Artifulun öğrettiği gibi yapacaktım, önce kediyi kucağıma alıp okşadım. Sonra kulağına sakince öğrendiğim melodiyi mırıldandım. Ormanda sanatsız hiçbir şey yapamazdınız, kedinin göz bebekleri melodiyi duyunca irileşti artık ne söylersem aynısı Artifula taşırdı. Mesajımı söylemeye başladım. Sesimi çok alçak tuttum, başımı kediye iyice yaklaştırdım. Kayıt kuşu sadece hayvanı sevdiğimi düşünmelerini sağlayacaktı.
"Peşime haberci bir kayıt kuşu takmışlar. Bu ay yanına gelemeyeceğim. Bir şekilde iletişimimizin devam ettiğini biliyorlar yerini tehlikeye atamam. Başka bir yol bulana dek kendine iyi bak dostum." Tekrardan kediyi okşadım ve serbest bıraktım.
Gökyüzüne baktım. Mutsuzken göğün genişliği ve sonsuzluğu bana ferahlık verirdi. Sanki tüm yüklerimi bulutlar alır giderdi. Rex takılmıştı aklıma, beni nereden biliyordu?Yanlışlarla eksiklerle başlayacağım elbet bu benim ilk kitabım. Henüz heyecanını üzerimden atamadığım. 🙈🤗

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Yol
FantasyBir yol bulmalıydım. Bunca acıya ezilmişliğe karşı savunmam gerekiyordu benliğimi. Ben korkak olmamalıydım. Kırmalıydım bütün zincirleri. Ama nasıl? İçinde debelendiğim bu girdaptan kurtulmayı nasıl becerecektim. Düştüğüm karanlık kuyudan kurtulmanı...