Gözetim altında tutulması gereken beni kendi evinde tutmaktan bahsediyordu. Bulunduğu konum ne olursa olsun yasalara aykırı davranamazdı. Her ne kadar yanında durmayı güvenli bulup istesem de bu onun başını ağrıtırdı. Sağlıklı düşünemiyordu. Onu uyaracaktım.
Yanımıza bir kaç koruma geldi. Bunlar eşyalarımı alıp götürenlerden farklıydı. Giydikleri kıyafetler daha resmiydi. Rütbeli oldukları anlaşılıyordu.
"Sizinle bir dakika yalnız konuşabilir miyiz Prens Rex?
"Olur, şöyle kamelyaya doğru geçelim." Sözlerini söyledikten sonra korumalarına dönüp yerlerinde kalmalarının talimatını verdi.
Kamelyaya geldiğimizde ben oturmuştum. O ise ayakta duruyordu. Hiç bekletmeden söze girdim.
"Benim burada kalmam doğru değil."
"Sebep?"
Umursamıyor muydu? Ülkesinin kurallarından haberi yok muydu?"Sebep, yasalar. Ben gözetim altında tutulması gereken biriyim. Formaliteden bile olsa onlarca insanı farklı farklı görevler için yanımda bulundurmayı zorunlu kıldılar. Şimdi sen beni evinde alalede bir misafir gibi ağırlamayı mı düşünüyorsun?
Ya insanlar çok vurdumduymazdı ya ben pimpirikli biriydim. Bana öylece baktı.
"Haklısın."
Bu kadar çabuk kabullenmesi nedendir bilmem, birazcık hayal kırıklığına uğrattı.
"Tamam öyleyse." Dedim, umarım sesim kırgınlığımı yansıtmamıştır. Daha güçlü bir şekilde konuşmaya gayret ettim.
" Korumalarına söyle eşyalarımı ve beni uygun bir yere bıraksınlar."
"Tamamdır, söylerim. Şimdi içeri geçelim hava yeterince soğudu."
Sanırım ayarlamaları yapacaktı. Mini sarayına doğru yürüdük. Evi hem klasik hem modern mimariyi yansıtıyordu. Aslında onun yaşadığı yeri tarif etmek için tek bir kelime yeterli olurdu.
İhtişam.
Kocaman kapı bizim için açıldı. Ben ağzım açık kalakaldım. Evin girişinde bizi karşılayan holde taş renginde tahminim yanlış değilse 3 m boyunda iki sütun vardı. Yerler gri desenli beyaz mermerlerle döşeliydi duvarlar aydınlık bir gri rengindeydi. Merdivenleri sarmal zemini kaplayan mermerlerin daha koyu rengi ile döşenmişti güpeşteleri gümüş renkli metal bir malzemeden yapılmıştı.
Salona doğru ilerledik. Ben onu takip ediyor bir yandan da ağzım açık bir şekilde etrafı inceliyordum.Büyük koyu lacivert koltuklardan birine oturdu. Sonrasında ben de oturdum. Hayranlığım ve şaşkınlığım artarak devam ediyordu. Burada her şey muazzamdı. Bir koltuğun bu kadar rahat olabileceğini asla tahmin etmezdim.
Rex ayaklanmış, nerdeyse odanın sonuna geçmiş , ne ara geldiğini fark etmediğim şu rütbeli korumalardan biriyle konuşuyordu. Evi incelemeye kendimi fazla kaptırmıştım. Dünyaca ünlü sanat eserlerinin bazılarını görmüştüm, imitasyon kullanmazlardı. Tekrar Rex'e baktım. Koruma yanından ayrılmış. Bana doğru geliyordu. Geçen sefer oturduğu yeri geçip daha çok yakınıma geldi.
Tam önümde durmuştu şimdi. Ellerini dizlerine koyup yüzüme doğru eğildi. Nefesimi tuttum.
"Yasalar, yönetmelikler, sözde güvenlik tedbirleri halloldu. Başka sorun yoksa odanı gösterecekler. "
Şaşkınca yüzüne baktım. Yine midemi alt üst eden gülümsemesini gördüm. Doğruldu ve eski yerine doğru yürüdü.
"Nasıl yaptın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Yol
FantasyBir yol bulmalıydım. Bunca acıya ezilmişliğe karşı savunmam gerekiyordu benliğimi. Ben korkak olmamalıydım. Kırmalıydım bütün zincirleri. Ama nasıl? İçinde debelendiğim bu girdaptan kurtulmayı nasıl becerecektim. Düştüğüm karanlık kuyudan kurtulmanı...