17 yıl önce...
"Baba çok mu önemli misafirlerin, benimle oynasan olmaz mı?" Elleri şefkatli ve büyüktü, başımı okşadı. Göz teması kurabilmek için benim seviyeme geldi.
"Tatlı, akıllı Kaylee'm misafirim en yakın dostum bugün oğlu ile gelecekmiş belki o, seninle oynamak ister." Merakla söyleyeceklerimi bekledi.
" İlgisini çekebilecek oyunları bileceğimden emin değilim baba. Sen de söyledin o bir erkek." Dedim umutsuzca. Kocaman gülümsedi, tam birşey diyecekken kapıda babamdan bile daha uzun boylu adamı ve onun yarı boyuna anca yetişen çocuğu gördüm. Babam birşey demeden onları karşıladı,ben ve ismini bilmediğim çocuk giriş kısmında tek kalmıştık. Ciddi bir ifadeyle etrafı süzüyordu. Tavırları sanki çocuk değil, büyük biriymiş gibiydi. Merak edip ismini ve yaşını sordum.
"Adım Rex ve 11 yaşındayım." Dedi. Benim adımı sormamıştı ama yinede söyledim.
"Ben de Kaylee 6 yaşındayım. Oyun oynamak ister misin? Bahçede oyuncaklarım ,salıncağım var. Babam benim için yaptı ama sen de binebilirsin." Tereddüt edince sebebini çocuk aklımla bulmuştum.
"Korkma seni taşıyacak kadar sağlamdır. Babam bir keresinde 18 yaşına gelince bile kullanabilirsin demişti."Cevap olarak bana bakıp sadece istemiyorum demişti. Salıncağımın tercih edilmemesi ağrıma gitmişti. Diğer çocuklar gibi bencil değildim. Oyuncaklarımı paylaşırdım. Ama reddedilmekten hiç hoşlanmazdım.
"Sen bilirsin o zaman gel beni izle bulutlara kadar çıkarabilirim. Binmediğine çok üzüleceksin."
Peşimden gelmişti, salıncağa ayakta binmeliydim, yoksa o hızı yakalayamazdım. Yasaktı ama Rex'i binmediğine pişman edecektim. Benim saçlarım bulutlara değerken o aşağıda ağzı açık bir şekilde seyredecekti. Birkaç dakika içinde iyice hızlandım. Korkuyordum, ama inadım daha baskın çıktı. Arada Rex'in dur artık, düşeceksin tarzı uyarılarını duysam da umursamadım. Daha da hızlandım, gerçekten bulutlara yaklaşıyordum. Sonrası elim iplerden kaydı tam hızla yere çakılıyordum ki Rex beni o şiddetli düşüşten kurtardı.
" Sana dur demiştim. Beni dinlemek zorundaydın."
Çok sarsılmış görünüyordu bu kadar korktuğunu anlamamıştım. Yine de ofkelenmiştim. Evet benden yaşça büyüktü ama sonuçta ikimiz de çocuktuk. Ben onu dinlemek zorunda değildim.
" Neden zorundaymışım. Sen de benim gibi bir çocuksun büyüklerin sözleri dinlenir.
Sinir bozucu olduğunu düşündüğüm ifadeyle ona baktım." Ben çocuk değilim."
İşte buna gülünürdü. Bazı çocuklar büyük olduklarını iddia ederdi. Ama yaşını 11 demişti. Hafızası kötüydü belki de.
" İlerde bu ülkeyi yönetecekmişim. Bu yüzden bir sürü ders görüyorum; siyaset, ekonomi , sosyoloji, fen, savaş sanatları, edebiyat, tarih ve bunlar gibi birçok ders. Oyun oynamaya vaktim yok. Ayrıca herkes beni dinler. Sen de kim olduğumu bilmediğin için dinlemedin." Diye tespitini ortaya koydu. Ona üzülmüştüm, babam tüm çocukların eğlenmeye hakkı olduğunu söylerdi. Bu küçük yaşta çok sorumluluk yüklemişlerdi. Ama onun kim olduğu beni ilgilendirmezdi . Sarayında yaşamıyordum. Bunu bilmiyorsa ben ögretirdim. Herkes onu dinlemek zorunda değildi.
" Çok zor ve sıkıcı olmalı. Artık kim olduğunu biliyorum Rex. Ve seni dinlemek zorunda değilim. Beni düşmekten kurtardığın için teşekkürler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Yol
FantasyBir yol bulmalıydım. Bunca acıya ezilmişliğe karşı savunmam gerekiyordu benliğimi. Ben korkak olmamalıydım. Kırmalıydım bütün zincirleri. Ama nasıl? İçinde debelendiğim bu girdaptan kurtulmayı nasıl becerecektim. Düştüğüm karanlık kuyudan kurtulmanı...