11.bölüm/Kıskanma

3.6K 182 35
                                    

İyi okumalar💜

____________________________________________

Sinemadan gelmiştik.tabi Hoca'dan da güzel bir azar yemiştik.Sinemaya neden birşeyler sokmak yasak ki?

“Hadi verin paraları” Burak'ın demesi ile ona döndük.tabi ya bize para karşılığı abur cubur vermişti.şimdi almadan durmaz.Sinan Burak'a dönerek;

“Ne parası lan?” diye sordu.

Mert de oradan atlayarak elini Sinan'ın omuzuna koydu.“Hani abur cubur verdi ya bize” diyerek hatırlatma yaptı.Sinan Burak'a ‘bunun için mi?’ bakışını atarak elini cebine atıp içinden 50 lik çıkardı.

“Al yeter bu sana” Burak'ın yüzü düştü.sanırım beklediği bu değildi.“Bu mu yani? Oğlum hadi bu Mert fakir.sen?”

Mert kendisini işaret ederek konuşan Burak'a kısa bir bakış atıp önüne döndü.o da biliyor ki kendini savunmaya çalışsa da Burak başında bi ton laf edecekti.

Burak pes etmiş olacak ki Barış'a yöneldi.

“Barış,sen de umarım bunlar gibi fakir değilsindir.bunlar resmen yokluktan çıkmışlar”Burak'ın kendilerine demesiyle Sinan şaplağı Burak'ın ensesine yapıştırdı.“Düzgün konuş alırım ayağım altına”Burak ona dönerek;

“Al işte hep böyle yapıyorsun” sonra sınıfa döndü “NE OLACAK BENİ BİR KEREDE YATAĞINA ATSAN?”bunları demesiyle sınıfdakiler kahkaha atarken,Sinan öldürücü bakışlarını Burak'a atıyordu.Burak durumu anlamış olacak ki kapıya doğru  adımlamaya başlamıştı.Sinan da ona doğru gidiyordu.

“Gelme üzerime katil” Bir anda koşarak sınıftan çıktı.Sinan da hemen peşinden giderken bağırdı.“Seni silkelemiyecem lan.direkt pencerden atacam!” ikisi de çıkmıştı sınıftan.

“Hak etti” Barış bana dönerek konuşmuştu.“Silkelemek derken?” diyerek ona sordum.hâlâ bana bakarken konuşmaya başladı.

“Burak her Sinan'a karıştığında Sinan onu pencereden silkeliyordu” bunu demesiyle gözlerimi kocaman açtım.o da bunu anlamış olacak ki “Merak etme 1.katta yapıyor” diyerek açıkladı

(Sokak nöbetçileri sağ olsun aklıma geldi yaptım)

“Haa” diyerek önüme döndüm.“İdil kantine gidelim mi?” Mert'in sorusu ile ona döndüm.başımı sallayarak onayladım.Barış'a dönerek konuştum “Biz kantine gidiyoruz.birşey istiyor musun?”

Kafasını iki yana sallayarak reddetti.benle Mert merdivenlere yöneldik.kantine geldiğimizde Mert sordu “İstediğin birşey var mı? Kahve alım mı?” ‘gerek yok’ dercesine kafamı salladım.Ama Mert biraz daha ikna edince kabul etmek zorunda kaldım.Mert kalabalığa karışınca ben de masalardan birine oturarak bekledim.

Kalabalık fazlaydı.Mert'i hâlâ beklerken karşıma bir çocuk oturdu “Selam” başımı ‘Selam’ dercesine salladım.bur süre öyle bekledim Mert'i.

“Sen 11/C desin değil mi”çocuğun sorusu ile ona baktım.bu şimdi niye bana sırıtarak bakıyor?

“Ne yapacaksın?” sesim beklediğimden sert çıkmıştı.ama bu şerefsiz bana böyle sırıtarak bakarken ben nasıl bunun ağzını burnunu kırmayım ki?

Ellerini havaya kaldırdı “Sakin ol,sadece soru sordum?” ‘öyle mı?’ dercesine tek kaşımı kaldırdım.“Ama ben de soru sordum.ne yapacaksın?” çocuk önce bı afalladı.sonra konuştu “Sadece tanışmak istemiştim.Ali ben” elini uzattı.

Acaba o elini kırsam ne olur?

Kır kır bizim Barışımız var diyerek konuştu sağ melek.Barış mı?Barış ne alaka lan?

Tek Yumruk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin