Merhaba canlarıııım. NASILSINIIZ?
Umarım iyisinizdir.Şarkı-Bring me to life
Vote vermeyi unutmayıııın
İyi okumalaaaaaar 💜____________________________________________
Sana da merhaba Buse.
Evet.işte başlıyoruz.
Kafamı sıradan kaldırdım. Direkt olarak Buse'ye baktım. Zaten birkaç kişi bana bakarken bu sefer bütün sınıf bana bakıyordu.
“İdil. bu kim?” elini omuzuma atarak konuştu Barış. Sesinde endişe vardı.
Onlara cevap vermeden kapı eşiğinde bana sırıtarak bakan Buse'ye doğru ilerlemeye başladım. Bu sırıtmak değildi resmen Bu ‘şimdi düştün elime’ gülüşüydü.
Buse'nin yanına geldiğimde kolundan tutarak onu lavaboya götürdüm. En azından rahat konuşurduk.
Tabi ona da konuşmak denirse
Lavaboya geldiğimizde kapıyı ardımızdan kapattım. Buse'ye baktığımda yüzündeki sırıtış hâlâ solmamıştı.
“Ne söyleyeceksen söyle” diyerek sessizliği bozdum. Hâlâ bana bakarken konuştu. “Çok ayıp insan arkadaşı ile böyle mi konuşur.”
Bu kız böyle konuştukça ben sinirleniyordum. Ama bozuntuya vermeden sakinliğimi korumaya devam ettim.“Son kez söylüyorum. Ne söyleyeceksen söyle ve git buradan”
Beni alaya alarak kahkaha attı.
“Gerçekten. Sen gittikten sonra okulda benim hakkımda dönen dedikodulardan seni rahat bırakacağımı mı sandın?”
Artık dayanamıyordum. Hiç beklemediği şekilde kolundan tutup sıkarak konuştum. “Bir daha tekrar etmeyecem. SÖYLE!”
O kolunu sıktığım için acıyla inlerken ben daha fazla sıktım.
“Söylüyor musun söylemiyor musun?” daha fazla sıktım. Gözleri yavaş yavaş dolmaya başlamıştı.
Bari yalan söylemesin.acıtmıyorum ki
Yaşlar gözlerinden yavaş yavaş dökülürken artık pes etmiş olacak ki “Tamam. Tamam söyleyecem” diyerek elimi kolundan çekmeye çalıştı.
Kolunu bıraktım ve konuşmasını bekledim. “Evet? Dinliyorum” kolunu ovalarken hiç beklemediğim anda elini yumruk yaparak yanağıma atmaya çalıştı. Ama ona izin vermeden yumruk yapan elini tuttuğum gibi yavaşça döndürmeye başladım.
Ben kolunu döndürürken onun acısı ikiye katlanmış olacak ki ağlamaya başladı. Yazık.
Aklıma gelen soru ile kolunu bıraktım. O kolunu tutup yere eğilirken ben sordum. “Zeynep'i nereden tanıyorsun?” evet. Bu soruyu daha önce sormalıydım.
Kafasını kaldırıp yaşlı gözleriyle bana baktı. Sonra kafasını indirdi. Hâlâ kolunu ovuyordu.
Koluna baktığımda kızardığını ve yavaş yavaş morarmaya başladığını gördüm. Onu umursamadan sorumu yineledim. “Zeynep'i nereden tanıyorsun? dedim”
Lan bu niye cevap vermiyor?
Tekrar kafasını kaldırdı. Beklemediğim anda gülmeye başladı. Gülmeye devam ederken “Neden merak ediyorsun? Hiç birşeyi umursamazsın diye biliyordum”
“Evet öyle. Ama işin içinde ben varsam ilgilendirir.” Sorumu tekrar yineledim. “Son kez söylüyorum. Zeynep'i nereden tanıyorsun?”
Ayağa kalkıp yüzüme baktı. Yüzünde alay vardı. “İdil. Yeni okulun nasıl? Alışabildin mi?” lafı dolandırmaya çalışıyordu. Ama istediğini ona vermeyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Yumruk
Genç KurguYeni okuluma başladım.İlk günüm.Önceki okulum'dan ayrılmam'ın nedeni ise bir kız ile kavga etmem ama ben haklıydım. "Pşt pşt şu kıza bak" "Yeni gelmiş" "Yalnız kız güzel ha" Ben İdil naz Çakır.İnsanların deyişiyle 'soğuk,ruhsuz'olan o kız. Bakalım b...