Aden (SEZON ARASI)

ÂDEM'İN LANETİ

Geldi çattı ömür çanları,

Çaldı rahip kendine,

Oysa ne büyük suçtu,

Yalnızca İsa'nın olana tutulmak.

"Hoş buldum." İki tane güzel kadın geldi önüme.Yavaşça önüme eğilip beni selamladılar."Şeref verdiniz tanrıçam." Dedi sarışın ve yeşil gözlü olan.Ben ise yalnızca yalnızca tebessüm ettim.Esmer güzeli olan bana yalnızca gözlerini dikmiş bakıyordu ve yüzünde kesinlikle bir mimik yoktu. "Odanız hazır tanrıçam, ne zaman isterseniz bizi çağırmanız yeterli olacaktır." "İsminiz nedir?""Estella ben." Dedi sarışın,sempatik olan. Bu kız çok tatlıydı. Beyaz tenini süsleyen çilleri yüzüne asılan yıldızları anımsatıyordu. Yeşil gözleri ormanı anımsatan bu kız orta boyluydu ve bu onda çok tatlı bir hava bırakmıştı. Çocuksu olan kıvrımsız vücudu onu daha da sempatikleştirmişti. Esmer olan ise daha kadınsı ve alımlı bir yapıya sahipti. "Ben Catherine." Elimi ona uzatıp "Beni tanıyorsunuz sanırım." Dedim. Catherine ardından konuştu. "Kendinizi biraz tanıtsanız iyi olabilir aslında." Karşımda duran üçlü koltuğu işaret edip oturmalarını bekledim. "Geçin lütfen." Dedim bende koltuklardan birine geçerken. "Ben Aden Zerrin. Yirmi üç yaşındayım. Yemek yemeye bayılırım. Şarap soslu tavuk pirzola en sevdiklerim arasında. Kırmızı et tüketmiyorum, süzme peynir haricinde tereyağı ve benzeri et ve süt ürünleri tüketmiyorum çünkü yedikten kısa bir süre sonra mideme ağrı yapıyor çok ağır geliyor. Uyumayı çok severim. Dövüş sanatlarını biliyorum ki kendi dünyamda bir polistim.""Burcunuz nedir?" Diye sordu cıvıl cıvıl sesi ile Estella. "Terazi burcuyum, merak ederseniz diye söyleyeyim. Yükselenim Aslan, ay burcum ise Başak." Aklıma takılan soru ile Estella'ya döndüm. "Burada Astroloji Bilimleri var mı?"

"Tabii ki var tanrıçam. Burası gökyüzü ve doğal olarak da yıldızlar ile içli dışlıyız."

"Hiç de inanmam şu aptal inançlara. Hepsi anlamsız." Dedi Estella'ya karşılık olarak Catherine. "Yanlış düşünüyorsun Catherine,evet bazen absürt olabilecek konular var ama şu da var; her insan bir yıldıza sahiptir ve bu yıldız ona hayatı boyunca eşlik eder ve eğer bir gün ölecek olursa o yıldız da onunla birlikte karanlığa gömülür. O yüzden bu gerçekten var olan bir bilgi."

 "Hem Catherine  Ariel ne kadar kızacak sana haberin var mı?" Kısılan bakışlarımı Estella'ya çevirdim. "Ariel?" Dedim soru sorar sesimle. "Burçların baş meleği kendisi. Asla kötü laf ettirmez yıldızlarına. Hele ki kendi yıldızı söz konusu olunca. Miraç onun için çok ama çok değerlidir asla laf söz ettirmez."

 "Onun burcu var mı?"

"Tabii ki Koç burcu o."

"Anladım sizin nedir peki?" Estella hemen cevaplayarak;

" Ben Aslan burcuyum."O kadar soğuktu ki gerçekten buna ısınamamıştım. "Ben Balık burcuyum ve yükselenim Yengeç,ay burcum ise o da balık." Dedi Estella kıkırdarken. "Doğum tarihiniz ne zaman?" Dedi Estella. O kadar meraklıydı ki her şeyi soracak gibiydi. "5 Ekim 2000." 

"Aa! Cehennem Yargıcı aynı zamanda koruyucunuz Mahra Efendileri'de 8 Ekim doğumlu."

"Biliyorum tatlım." Dedim küçük bir tebessümle. Aklıma gelen soru ile bu sefer Catherine'ye döndüm. "Mahra buraya uğradı mı hiç?" Catherine sorumu anında cevapladı. "Sizin buradan haberinizin olmadığı zamanlar idare amaçlı gelir giderdi ve zaten sizin buradan haberiniz olmadığı için Adn Cenneti sakinleri isyanlara sebep çıkarmasın diye Mahra ekselansları burayı idare eder ve gözetirdi. Sonra siz buraya kaçırıldınız anneniz tarafından ve size ulaşamasın ve Mahra ekselansları sizi tekrar alıp götürmesin diye giriş-çıkışları yasaklanmıştı lâkin sizin burayı öğrenmeniz durumu terse çevirecekti. Siz burayı öğrenince Adn yani kendi cennetinize gelmeniz ve onun başına tanrıça olarak geçmeniz öngörüldü. Sonrasında sadece bir kaç kez buraya gelip gök kuleniz ve istişare salonunuzun düzenlenmesi için geldi alışveriş ve dekorasyon çizimlerini yaptı zaten daha sonra sizinle geldi." Odanızın düzenlenmesi için geldi. Oda da gözümü gezdirdim. Odanın yan duvarına yaslanmış siyah saten örtünün üzerine serildiği yatağa baktım. Yatağın başlığı beyaz ve kadifeydi odanın duvarları ise siyah ve parlaktı. Oda kendisi ile tam bir bütün ve kombinasyon içerisindeydi. Makyaj masası vardı ve bunu Catherine'nin hazırladığından şüphem yoktu. Çok ağır renklere sahipti bakım eşyaları ve kırmızı doluydu.Makyaj masamda beyazdı ama aynasında gold desenler vardı ve yandaki boy aynası da gold desenler ile kaplanmıştı. Halı yumuşak ve püsküllüydü. Kül rengindeydi.Oda led ışıklar ile döşenmişti. Tavan camdı ve gökyüzü net bir şekilde ortadaydı. "Yandaki oda kimin?"

 "Soyunma odanız onun içinde ise bir adet banyo bulunmakta." Dedi Catherine. Oda için çok düşünmüş olmalıydı Mahra. Yatağımın yanında iki adet komodin bulunuyordu. Onlarda aynı şekilde beyazdı ama kulpları gold rengindeydi. Sol tarafta bir adet abajur bulunuyordu ve sağ tarafta ise bir adet melek biblosu. Küçükken kırdığım bibloydu bu. Teyzemin bu tıpkı sana benziyor dediği Lilith biblosu. Mahra bunu nasıl bulmuştu ki? "İzniniz ile biz şimdi kalkalım ve görevimizin başına geçelim." "O-" Diyecektim ki orta seviyede ki erkek sesi sesimi böldü. "Olur hadi şimdi kalkın." Sese döndüğümde bakış açıma Mahra girdi. Hep ondaydı ama neyse. Ardından iki genç kız önümüzde reverans yaparak geriye doğru adım atmaya başladılar. En son kapıdan çıktılar."Hoşgeldin." Dedim önümde duran dolu su bardağına uzanarak. Suyu yavaş yavaş yudumladım. Mahra'nın bakışları ilk mavi gözlerim üzerinde gezindi. Daha sonra dudaklarıma ve gıcık eden yavaşlık ile suyu yutkunan boğazıma. Suyu dudaklarımın arasından çektim. "Asıl şimdi çok hoş buldum." Dedi bana ettiği tebessüm ile. "Bakışlarını çekmen gereken konular var." Dedim yüzümde oluşan tebessüm ile bende. Güldü. "Ne gibi?"

"Onu da sen düşün canım." Dedim alayla. Daha sonra gülüşü yüzünde büyüdü. "Düşünürüm canım ama senin için çok daha fazla düşünürüm." "Ukalâsın!" Beni yanına çekerek sımsıkı sarıldı. "Beğendin mi odanı?" Odada gözümü gezdirdim. "Beğendim." Ardından devam ettim. "Kendini beğenme saatin son bulduysa gezelim artık. "Kalk gezelim." Ayağa kalktım. Uzun zaman sonra ilk defa duymuştum onun kokusunu. Salep kokuyordu. O kadar çok şey yaşamıştım ki artık af edemiyordum onu. Yalan söylemişti bana. Tekrar tekrar yalan söylemişti. Aklım senin iyiliğin için yaptı derken kalbim ise zaten her şey senin iyiliğin yapılıyor ama neden hep zarara uğrayan sen oluyorsun demekten kendini alamıyordu. İki değerli organ arasında kalmıştım ama hissediyordum.

Kalbim bu sefer haklıydı. Bu sefer ilk defa mantık kaybediyordu. 

***

"Bak burası senin en çok seveceğin yer olabilir. Çalışma ve dinlenme odası gibidir. İhtiyacın olan ne varsa burada bulunur. Senin için şurada bulunan deep freeze  içerisinde çikolata bulunuyor. Senin için yapıldı." Çikolata bağımlılığımı Mahra benden iyi bilirdi bu yüzden onun evine her gittiğimde dondurucunun içini çikolata doldurur. Bitter Çikolata ağırlıklı yerdim her şeyi. Meyveli çikolatalarımı es geçmesen sevinirim Aden. 

"Kes sesini! Onları asla es geçemem." Utançla hıçkırarak Mahra'ya döndüm. Onun bakışları şaşkındı. "Unut gitsin."

"Sorun değil." Utançtan kızarmıştım. Domates salçasına döndüğümden şüphem yoktu. "Ben bir lavaboya gitsem iyi olur." Deyip lavabonun yolunu tutmuştum ki Catherine'nin sesi ile olduğum yerde donakaldım. "Mahra benim diyorum sana Samira! Bu aşifte de kim ya! Mahra benim çocukluğum,gençliğim! Yeter Samira ben daha fazla dayanamıyorum! Ya sen halledersin durumu ya da ben çıkar Aden denen o kadını yok ederim!" 

Mahra benim çocukluğum. 

Mahra benim çocukluğum.

Ses binlerce defa kulağımda yankı etti. 

Mahra  benim çocukluğum Samira.

Adenlerimm! Uzun bir aradan sonra hepinize selam!  Büyülü bir dünya kurdum ve ona davetlisiniz! Geldiğiniz için çok çok teşekkür ederim. İyi ki geldiniz hoş geldiniz:) Biliyorsunuz ki finale sayılı bölümler kaldı. Altı bölüm. Belki ayrılmak istemezsiniz ama yolumuz  bu kadarmış. Biz belki son bölümlerde biraz fazla büyülendik ama iyi ki geldiniz dediğim gibi. 

Büyülü bömlümlerde görüşmek üzere!

Hoşçakalın.(Sihirler kadar güzel günleriniz olsun:)) 

BA(RÜZGAR) için bölüm belli değil ama onu da Ramazan'a girmeden yetiştirmeye çalışırım:)

Şarkıya kalbimi bıraktım ^^)