TEKLİF

11 1 8
                                    

Mahra'nın hemen yanında bittim. "Sen nasıl bir şerefsizsin!" Göğsüne hızlıca vurmaya başladım. "Aden dur! Dur diyorum sana!" Beni tutup duvara yasladı. "Anlat bana! Ne oldu anlat!"

"Catherine! Catherine seninle bir ilişki içerisinde mi?(!)"Kıpkırmızı kesildi. "Aden." Arkamda ki koltuğa oturdum çaresizce. "Eskidendi,eskiden."
"Eskide kalan gerçekten eski mi ama Mahra? Gerçekten eski mi? Neden Mahra neden? Çok yoruldum Mahra. Sana ulaşıyorum,her şey oldu diyorum ama sen bir o kadar engel koyuyorsun önüme. Bıktım Mahra. Koşmaktan bıktım. Ne yapayım ben daha." Önüme diz çöktü. Dizlerime kafasını koydu. "Özür dilerim ama her şey bir özür ile hallolmayacak biliyorum. Ama yine de özür dilerim Aden. Belki ben yapamıyorum bilmiyorum. Her şey ters gidiyor ben bitkinim artık. Dizlerimde mecal kalmadı. Gözlerinde heyecan belirtisi hiç yok biliyorum,sikeyim bu da benim yüzümden ama ben istemiyorum Aden. Catherine ile gerçek bir ilişki bile yaşamadım. Hepsi Muhafizlığın içindi. Seni korumak içindi Aden. Yalandan hayatımda biri olduğunu söylemek zorundaydım yoksa seni alamazdım. Seni koruyamazdım. Anla beni Aden." Hüngür hüngür ağlıyor ve benimle göz teması kurmak istesede yapamıyordu. Gözlerinde ki yaşlar onu esir alıyor ve kapanmasına neden oluyordu."Kalk Mahra." Kalktı. Onun elini tuttum ve yürüdük. Büyük salona geldim ve bağırdım. "Catherine Adeline! Çık ortaya!" Sesim boş ama bir o kadar dolu salonda yankılandı. Estella koşarak indi aşağı ama Catherine tam tersi dudaklarında gülümsemesi ve ahesteliği ile indi aşağı. Sinirden ellerim ve dizlerim yanıyordu sanki. Delirdim. "Anlat Catherine! Aranızda neler olduğunu anlat şimdi."

"Mahra benim ile sevgiliydi. Sonrasında ise Büyük Gökyüzü Konseyi'ne gidip sevgili olduğumuzu ve senin-" Lafını kestim."Sizin!" Bağırdım ve devam etmesini sağladım."Sizin korumanız ve muhafızınız olmak istediğini belirtti ve Dünya'ya yöneldi. Sonrasında ise haberim yokken siz hamile kalmışsınız ve bu tüm Aden'de çığır açan bir gündem haline geldi. Çünkü siz evli değildiniz. Sonrasında çocuğun Mahra'dan olduğu ortaya çıktı. Ben Mahra'yı hâlâ çok seviyorum. Onu benim elimden siz aldınız!" Gözlerim yanmaya başlamıştı. Fırtına istiyordum. Bu kadını gözümün önünden alıp götürecek bir fırtına. Çığlık sesi duyuldu. Oldu. Catherine bir rüzgara takılarak sürüklendi. Sonda belini hızla kapıya çarptı. Hızla gözlerini bana dikti ve olduğum yeri-Mahra ile- ateşten bir çemberle çizmişti. Mahra ise ellerinden kör bir alev yapıp ardından Catherine'nin göğsüne yolladı. "Hayır!" Catherine güçsüzce yere çöktü. Ölmüştü.
Estella hızla yanımıza geldi ama öncesinde Catherine'nin yanına gidip nabzına baktı. Yanımıza geldi. Gözlerinde yaş vardı. O masum muydu? Meçhul.
"Bayılmış." Ardından Mahra'nın sesi duyuldu. "Alexa! Buraya gel." Alexa olduğunu sandığım ama geldi. Yüzünde çeşitli dövmeler bulunuyordu. Saçlarının kenarları sıfıra vurulmuştu. Şakağında hedef simgesi bulunuyordu. Dikkatimi çekmişti. Yaklaşık yirmi bir taş çatlasın yirmi üç yaşındaydı. "Buyurun Efendim." Dedi ve başını önüne eğdi. "Şer Mahzenine gönderin Catherine'yi. Ayrıca iftira dosyası açılsın. İftira üzerinden yargılanacak." Alexa anında Catherine'nin yanına varıp onu ayılttı. "Bunun bedelini çok pis ödeyeceksiniz! Hepiniz! Bunu sana çok pis ödetirim Mahra Saye!" Mahra sadece histerik bir kahkaha attı. "Akşam için bir şey hazırlama Estella. Bu akşam burada değiliz. İstersen kısa bir süre gelmeyedebilirsin."

"Hayır tanrıçam. Teşekkür ederim." Estella'nın çıkışının ardında odama girdim. Mahra ise arkamdan geldi ama onu arkamda bırakıp kapıyı üzerine kapattım. "Aden! Anneannem bizi çağırıyor! Firdevs için hazırlan." Dolabın kapağını açtım ve içerisinden beyaz göğüs ve sırt dekolteli, cesur bir yırtmaca sahip beyaz tül bir elbise çıkardım. Belinde gold desenler bulunan kemeri ile tam belime oturmuş ve güzel bir görünüm bırakmıştı vücudumda.

 Belinde gold desenler bulunan kemeri ile tam belime oturmuş ve güzel bir görünüm bırakmıştı vücudumda

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Makyaj masasına oturdum. İlk olarak yüzüme ten rengime yakın bir fondöten sürdüm. Ruh gibi olmuştum,göz altlarım morarmıştı. İki aydır bakım yapmıyordum. Göz altlarımı kapattım. Dudaklarım dolgundu ama bakım yapmaya yapmaya incelemiş ve dolgunluğunu yitirmişti. Dudaklarımın nemlenmesine zaman verirken kaşlarımı kalem ile çizip hafif bir kavis ile canlandırmıştım. Göz makyajımı yaptım ama sadece alta siyah göz kalemi sürüp hafif bir eyeliner çekmiştim. Mısır eyeliner yapımında gelişmiş bir ülkeydi ve bu oranın eyelinerine çok benziyordu. Kurşunla yapılmıştı. Sonrasında yanaklarımı pembemsi bir allık ile renklendirdim ve kırmızı bir ruj açtım. Onu dudaklarıma sürmeden önce burnumun ucunda kullandım. Noktalama yapıp orayı da renklendirdim ve ruju dudağıma sürdüm. Mattı. Üzerine hafif bir gloss ile geçip parlattım. Saçlarımı sadece taradım. Altına sarmaşık ayakkabı giymiştim. İplerini bağladım ve çıktım.

***

Firdevs'e gelmiştik. Firdevs cennetlerin en büyüğü ve güzelidir. İnanmıyordum. Artık inanıyordum. Köşk vardı. Burası Adel Kayra'nın köşküydü. Üvey anneannemin. İçeriden bir kadın çıktı. Beyaz saçları ve kırışıklıkları vardı ama üzerinde bir o kadar îlahî bir güzellik vardı sanki."Aden! Güzel kızım." Kafamı çevirip Mahra'ya baktım. Bu kadın benim anneannemdi. Şimdi tanıdık onu. "Gelin, gelin yavrucağım,içeri geçin lütfen." Çok tatlı dilliydi. Az sonra girdiğimiz salonda beni hemen koltuğa oturttu. Bulut koltuk. Hahaaa! Tanrı'm akıl fikir ver ya. Kapı çaldı. İçeri giren annem,babam ve ikizler ile birlikte giren Sanrı ve eşiydi. Samira,Sara. Birde Elif. Dolan gözlerimi saklama çabasında bulundum. Onlar bir aileydi. Bensiz. Onların kanı canı olmama rağmen değildim. Annem gelip bana sarıldı. Ben sadece durdum öylece. Babam geldi. Tam karşımda durdu."Cennet bahçem." Anı bir hareket ile babama sarılıp hüngür hüngür ağladım. Babam bana sarılıp ağladı. Çok ağladı. "Aden!" Kafamı kaldırıp çağırıldığım tarafa baktım. Teyzem. Zihnim uyuşmuş bir şekilde yavaş yavaş kapandı bilincim. Başım döndü ama durdum. Az sonra teyzeme sarıldım. Ağlamıştım. Onu da ağlatmıştım. Yemek masasına oturduk.İkizlerin gözleri bende nefret ile dolaşıyordu. Ben ise sadece önüme bakıyor ve ikisiyle fazla bir göz teması halinde bulunmamaya özen gösteriyorum. Mahra bacağıma dokundu. Ardından kulağıma eğildi."Doydun mu?" Ona dönüp cevap verdim. "Evet." Anneannem eskiden yaşadığı aşk hayatını konuşurken ben ise çok farklı şeyler düşünüyordum. Yemeğin toplanma emrinin verilmesi ile hem masa toplanıyor hem de oturduğumuz koltuklara hem içecek hem de tatlı getiriliyor,konforlu bir ortam sağlanmaya özen gösteriliyordu. Mahra ile arada göz teması kuruyor sonrasında ise kırgınlıkla geri alıyordum gözlerimi ondan. Mahra usulca yerinden kalktı. Benim elimi tutup beni de kaldırdı. "Sevgili ailem,hepiniz hoşgeldiniz. Bugün aslında bu yemeğin düzenlenmesine katkıda bulunup isteyen bendim. Umarım başka bir gün daha büyük bir salonda bugünü kutlarız." Önüme eğildi ve bitkilerin gövdelerinden yapılmış bir kutu çıkardı. İçi bir plastik ile kaplanmıştı. Dışı ise o çiçekler ile süslenmişti. Kutuyu açtı. "Aden,sevgilim,ilkim,her şeyim. Bugün 10 Nisan senin bana,bize geliş tarihin. Hayatıma renk katışının on dördüncü yılı. İyi ki geldin Aden. Çok şey yaşadık beraber,çok şeye sırt gerdik. Ben bunları artık seninle birlikte yapmak istiyorum. Nasıl anlatılır,nasıl söylenir bilmiyorum ama ben artık bunları yastığa baş koyarak yapmak istiyorum. Aden, benimle bir ömür bir hayatı paylaşmaya evet der misin? Benimle evlenir misin cennetparem?" Söylediği şeylere karşı şaşkınlığımı gizleyemedim. Sustum.
Susma.
Susma.
Konuş Aden.
"Mahra ben,"sustum ve derin bir nefes aldım.

"Ben hazır hissetmiyorum Mahra,olmaz. Yapamam." Orayı hızla terk ettim.

HERKESE MERHABA KUZULARIM! TÜM MÜSLÜMAN ÂLEMİNİN BAYRAMI KUTLU OLSUN. SİZİNLE NİCE BERABER BAYRAMLARIMIZ OLUR UMARIM. BAYRAM ÖZEL VE SEZON ARASI BÖLÜMÜMÜZDÜ BU. İKİ AY SONRA GÖRÜŞMEK ÜZERE. HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM. HOŞÇAKALIN:)

OY VERMEYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN!

Aden (SEZON ARASI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin