MAHRA SAYE
Aden gittikten sonra iki saattir kesintisiz çalan telefonumu açtım. "Mahra!" Adımı anan sese odaklandım. Ses tanıdık bir yerden geliyordu. "Aden'den ayrılacaksın!"
"A-anne..." Sesim titriyordu ama bu korku da barındırıyordu. "Oğlum, bebeğim, her şeyim; Aden için ondan ayrıl."
"Anne ben onu-"
"Evet o senin gerçek kuzenin değil ama o senin gerçeğin de değil bebeğim. Aden için, yaşaması için. Eğer ayrılmazsan Talya sana kıyacak güzel oğlum."
"Anne; Aden'i yüzüstü bırakamam."
"Mahra!"
"Anne Aden benim!"
"Aden ile ilgili bir objeymiş gibi konuşma hakkını kim verdi sana!" Sesi öyle bir çıkmıştı ki bir an kalbimin teklediğini hissettim. Konuşmaya devam etti annem: "Eğer Aden'in korunmasını istiyorsan ayrıl!" Aden'in bağırması ile telefonu kapattım. "Sevgilim." Daha ilk günden Aden'e doyamadan veda edecektim. Aden kuzenim değildi çünkü aslında teyzem evlatlıktı. Aden ilk geldiğinde on dört yaşındaydım ben. Çocukluk aşkım. Ben onu sevdim o bilmedi, şimdi biliyor ama elimden kayıp gidiyor. Bu gece yapacaktım. Ayıracaktım canımı kendimden. Çaresizliği çoğu kez tatmıştım ama bu çaresizliğin en dibiydi. Sevgilim bir kez daha elimden kayıp gidiyordu. Sevmiyordum. Hayatın hiç bir zerresini sevmiyordum. Her zerresini ezberleyip, öptüğüm bu melek gidiyordu ve ben sadece izliyordum. "Mahra." Dedi -ortada ki -a harfini uzatarak- "Efendim Aden?" Dedim masaya otururken. "Şimdi sana bazı sorular soracağım sevgilim."
"Tamam."
"Hangi takımı tutuyorsun?"
"Takım tutmuyorum." Bu Dünya'da olmadığım ve bunun yanında insan olmadığımı düşününce bu bana saçma bir soru geliyordu ama Aden'e normal çünkü o habersizdi. Yanımıza garson gelip ne istediğimizi sordu. Aden hemen söze atılıp;
" Ben bir tost, yanında patates kızartması ama büyük boy olsun ve yanında nar suyu olsun."
"Bende peynir tabağı alayım, yanında da sebze suyu ve çay olsun lütfen." Konuştuktan sonra garson gitti ve biz kaldık. Aden ayağa kalktı ve çantasını aldı. Lavaboya gideceğini anladığımda sustum ve tek kelime etmedim. Aden kalkıp yanıma geldi ve dudağımın kenarına bir buse kondurup gitti.
ADEN ZERRİN
Lavabo'ya giderken telefonuma gelen mesaja baktım. Küçük bir resimdi ve bu resmi hatırlıyordum. Bu fotoğraflar benim küçükken babam ile çekildiğim fotoğraflardı. Son fotoğraf...
Son fotoğraf babamın beni teyzemlerin evinde görmeye geldiği ilk ve son kez çekilmiş o acı fotoğraftı.
Son fotoğraf benim babamın bacağına tutunup o Fransızca şarkıyı söylediğim zaman çekilen fotoğrafımdı. Şarkı şöyleydi;
Comte mes doights (Parmaklarımı saydım.)
Outes papaoutai? (Neredesin baba?)
Outes papaoutie? (Neredesin baba?)
Outes, outes papaoutai?(Neredesin baba?)
13 YIL ÖNCE
27 NİSAN 2013
Milas gelmişti. Aden Mahra ile top oynarken o da kızına görünmemek için sakince teyzesi ile fısıldaşarak konuşuyordu.
"Milas bak Talya senin yanına gelecek diye düşündük. Aden bunları bilmeyecek kadar narin ve küçük. Kıza yapma bunu. Daha yeni kaza geçirdi onu hiç bir yere götürmene izin vermem."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aden (SEZON ARASI)
Fiksi RemajaBir cennet parçasıydı. O gökyüzünün cennetiydi ama onun yerini almak isteyen vardı. Cennet değişmezdi ya cehennem olurdu ya da hiç. Cennetin sahibi değişmezdi. Bir telefon araması ile hayatı yerle bir olan Aden'in geçmişi hiç bir zaman rahat bırakma...